SOSYAL BİLGİLER ÖĞRENME VE ÖĞRETME YAKLAŞIMLARI ÇIKMIŞ SORULAR

ÖĞRENME

Aşağıdaki davranışlardan hangisi öğrenme yoluyla kazanılmamıştır? (KPSS 2009)
A) Bir köpeğin eve ilk kez gelen bir misafiri görünce huysuzlanması
B) İşine her zaman vaktinde giden bir kişinin çalar saati bozulduğu için işe geç kalması
C) Bir oto tamircisinin motorun sesinden arızanın nerede olduğunu anlaması
D) Bir annenin bebeğinin altını değiştirmesi
E) Bir bebeğin babasını görünce gülümsemesi

Doğru cevap B şıkkıdır. Çünkü öğrenme yaşantı yoluyla davranışlarda meydana gelen kalıcı izli davranış değişikliğidir. B de ise öğrenilen bir davranış yoktur.


Aşağıdakilerden hangisi öğrenme sonucu oluşan bir davranış değildir?
A) Bir çocuğun yaya geçidi işaretini gördüğü yerden karşıdan karşıya geçmesi
B) Bir çocuğun ödevini yapmadığında öğretmenine yalan söylemesi
C) Limon görünce ağzın sulanması
D) Bir öğrencinin okula geç geldiğinde öğretmeni tarafından azarlandığı için okula zamanında gelmesi
E) Üç aylık olan bir bebeğin başını dik tutmaya başlaması

Doğru cevap E şıkkıdır. Çünkü diğer dört şıktaki davranışlar öğrenme yoluyla kazanılıyor fakat E deki öğrenme yoluyla kazanılmıyor.


DAVRANIŞ TÜRLERİ

Çocuğun yüksek ateşi olduğunda sayıklaması hangi davranış türüne örnektir?
A) Refleks B) İçgüdü C) Geçici davranış D) Olgunlaşma E) Şartlanma

Doğru cevap C şıkkıdır. Çünkü sadece ateş yüksek olunca sayıklaması geçicidir.


ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Bir papağana bazı kelimeleri söylemeyi öğretebilirsiniz; ancak ne kadar çabalarsanız çabalayın bir serçeye bir kelime bile öğretmeniz mümkün değildir.
Öğrenme açısından papağanla serçe arasında görülen bu fark, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? (KPSS 2007)
A) Türe özgü hazır oluş B) Aşırı uyarılma C) Güdülenme D) Dikkat bozukluğu E) Büyüme

Doğru cevap A şıkkıdır. Çünkü papağanla serçe arasındaki farkın nedeni öğrenmeyi etkileyen faktörlerden türe özgü hazır oluştur. Papağan tür olarak konuşabilirken, serçe konuşamaz.


Bir sosyal bilgiler öğretmeni Türkiye’nin coğrafi özelliklerini ifade eden konu ve kavramları şemalarla, tablolarla anlatmakta, böylece öğrencinin öğrenmesini kolaylaştırmaktadır.
Bu öğretmen öğrenmeyi etkileyen hangi faktörü dikkate almaktadır?
A) Anlamsal çağrışım
B) Transfer
C) Kavramsal gruplandırma
D) Olgunlaşma
E) Genel uyarılmışlık hali

Doğru cevap C şıkkıdır. Çünkü Kavramsal gruplandırma kavramların gruplara, grupların alt gruplara ayrılarak öğrenimini sağlar.


ÖĞRENME KURAMLARI KLASİK KOŞULLANMANIN TEMEL ÖĞELERİ

Hamileliği dolayısıyla midesi bulanan bir anne adayı, sabahları bir yandan midesi bulanırken bir yandan da televizyondaki bir sabah programını izlemektedir. Anne, doğum yaptıktan sonra, ekranda ne zaman aynı program sunucusunu görse, yine midesinin bulandığını hissetmektedir.

Yukarıdaki örnekte yer alan program sunucusu, aşağıdakilerden hangisinin işlevini görmektedir?(KPSS 2008)
A) Koşulsuz uyarıcı B) Koşullu tepki C) Pekiştirici uyarıcı D) Koşullu uyarıcı E) Nötr uyarıcı

Doğru cevap D şıkkıdır. Çünkü hamileliğinde izlediği programda midesi bulandığı için programda bulunan her şeye koşullanmıştır. Burada sunucu da koşullu uyarıcıdır.


Klasik koşullanma ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Koşullanmanın olması için doğal bir uyarıcı tepki bağının olması gerekir.
B) Koşullu uyarıcının koşulsuz uyarıcıdan hemen önce verilmesi gerekir.
C) Nötr uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının eşleştirilmesi gerekir.
D) Davranışa neden olan uyarıcıdan çok isteyerek ortaya çıkan davranışlarla ilgilenilmiştir.
E) Koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcı bağının tekrarlanması gerekir.

Doğru cevap D şıkkıdır. Davranışa neden olan uyarıcıdan çok isteyerek ortaya çıkan davranışla ilgilenilmemiş, davranışa neden olan uyarıcı ve tepki bağıyla ilgilenilmiştir.


TEMEL KAVRAMLAR

Babası tarafından sık sık cezalandırılan bir çocuğun bir süre sonra sadece babasından değil, yanına yaklaşan tüm erkeklerden korkması öğrenmeyle ilgili aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanabilir? (KPSS 2008)

A) Olumsuz aktarma B) İkinci derece koşullama C) İleriye doğru ket vurma D)Genelleme E) İtici uyarıcı

Doğru cevap D şıkkıdır. Çünkü çocuğun sadece babasından değil tüm erkeklerden korkmasından dolayı korkuyu genellemiştir.


Bir çocuğu kedi tırmalamış ve çocuk kedilerden korkmaya başlamıştır. Daha sonra sadece sokak kedilerinden korkmuş, evcil kedilerden korkmamaya başlamıştır.
Bu durum hangi kavram ile ilgilidir?
A) Sönme B) Ayırt etme C) Genelleme D) Zamanlama E) Kendiliğinden geri gelme

Doğru cevap B şıkkıdır. Çünkü çocuk sokak kedileriyle evcil kedileri ayırt etmiştir.


KOŞULLU TEPKİLERİ ORTADAN KALDIRMA YÖNTEMLERİ

Koşullu bir tepkiyi ortaya çıkaran bir uyarıcının tekrar tekrar verilmesi sonucunda bu uyarıcının söz konusu tepkiyi ortaya çıkarma gücünün azalması aşağıdaki süreçlerden hangisiyle en iyi açıklanır? (KPSS 2006)

A) Kendiliğinden geri gelme B) Sönme C) Alışma D) Karşıt koşullama E) Tepkisel koşullama

Doğru cevap C şıkkıdır. Çünkü tanım alışmadan bahsetmektedir.


İlk defa bindiği trende kaza geçiren bir birey bir süre hiçbir vasıtaya binmemiş, daha sonra trene her bindiğinde korku yaşamıştır.
Bu kişinin yaşadığı durumu anlatan kavramlar hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Genelleme-Zincirleme
B) Sönme-Biçimlendirme
C) Ayırt etme-Genelleme
D) Biçimlendirme-Sönme
E) Genelleme-Ayırt etme

Doğru cevap E şıkkıdır. Çünkü trende yaşadığı kazayı tüm araçlara genellemiştir, daha sonra da sadece trene bindiğinde korkması ayırt etmedir.


DENEME-YANILMA YOLUYLA ÖĞRENME


Altı yaşındaki bir çocuk, bozulan oyuncağını parçaları gelişigüzel söküp takarken onarıyor. Burada çocuğun yaptığı şey, parçaları, aralarındaki ilişkileri dikkate alarak birleştirmek değil; çeşitli durumları, doğrusunu buluncaya kadar birçok kez tekrarlamaktır.

Çocuğun oyuncağı bu şekilde onarması, aşağıdakilerden hangisine örnektir? (KPSS 2007)
A) Örtük (gizil) öğrenme B) Deneme- yanılmayla öğrenme C) Kavrama yoluyla D) Gözleyerek öğrenme E) Öğrenmeyi öğrenme

Doğru cevap B şıkkıdır. Çünkü çocuk kendisini doğruya götüren yolu birden fazla parçayı deneyerek buluyor. Bu yüzden cevap Deneme- yanılma yoluyla öğrenmedir.


Resim yapma konusunda yetenekli olan bir öğrenci yağlı boya tekniği ile manzara çalışması yaparken istediği rengi bulmak için farklı renklerdeki boyaları değişik oranlarda karıştırmış, sonunda aradığı rengi bulmuştur.

Öğrencinin kullandığı aşağıdaki hangi öğrenme türüdür?
A) Deneme-yanılma yoluyla öğrenme
B) Gizil öğrenme
C) Şartlanma yoluyla öğrenme
D) Sosyal öğrenme
E) Kavrayarak öğrenme

Doğru cevap A şıkkıdır. Çocuk istediği rengi çeşitli renkleri deneyerek bulmuştur. Bu yüzden deneme- yanılma yoluyla öğrenmedir.


KÜÇÜK ADIMLAR İLKESİ

Aşağıdaki örneklerden hangisinde, öğretmen öğrencilerine konulara çalışırken küçük adımlar ilkesinden yararlanmalarını tavsiye etmektedir? (KPSS 2011)
A) Önce bir kavram haritası hazırlayın, kavramları öğrendikten sonra ayrıntılar üzerinde durun.
B) Sınava hazırlanırken bir gün sürekli olarak 10saat çalışmak yerine bir hafta boyunca günde1-2 saat çalışmayı tercih edin.
C) Bilgileri mümkün olduğu kadar basit parçalara bölün ve bunları basitten karmaşığa doğru bir sıraya dizerek öğrenmeye çalışın.
D) Çalışırken kitap ya da notlarınızda önemli gördüğünüz kısımların üzerini fosforlu kalemle çizin.
E) Konuları öğreninceye kadar sürekli olarak tekrar edin, öğrendiğinizden emin olduktan sonra aralıklı olarak tekrarlamaya devam edin.

Doğru cevap C şıkkıdır. Çünkü küçük adımlar ilkesinde bilgiler basit parçalara bölünür ve basitten karmaşığa öğrenilir.


Sınıfta öğretmen öğrencilere öğretilecek bilgiler kolay öğrenilebilecek basamaklara bölünür ve öğrencilerin bunları basitten karmaşığa doğru öğrenmeleri sağlanır.
Bu yöntemi uygulamaya çalışan bir öğretmen aşağıdaki ilkelerden hangisini uygulamaya çalışmaktadır?
A) Bireysel Hız
B) Etkin Katılım
C) Küçük Adımlar
D) Beyin Fırtınası
E) Pekiştirme

Doğru cevap C şıkkıdır. Çünkü bilgiler basamaklara ayrılıp basitten karmaşığa öğretilmiştir.


ETKİ YASASI

Okula yeni başlayan öğrencilerine çalışma alışkanlığı kazandırmak isteyen bir sınıf öğretmeni verdiği ödevleri yapan öğrencileri çikolatayla ödüllendirmekte, yapmayanları ise teneffüste dışarı çıkarmayarak cezalandırmaktadır.
Öğretmenin öğrencilerine ders çalışma alışkanlığı kazandırmak için izlediği yol Thorndike’ın hangi ilkesiyle uyuşmamaktadır? (KPSS 2008)
A) Tekrar yasası
B) Etki yasası
C) Tepki analojisi
D) Hazır bulunuşluk yasası
E) Öğrenmede küçük adımlar ilkesi

Doğru cevap B şıkkıdır. Çünkü öğrenci ödevini yaptığında hoşuna giden çikolata geliyor, ödevi yapmadığında ise teneffüs cezası geleceğinden öğrenci çikolatadan memnun olduğu için ödev yapma davranışına devam edecektir.


Thorndike “bir durum ile buna verilen tepki arasında değişebilir bir bağ kurulduğunda ve bunu bir doyum ilişkisi izlediğinde bu bağ güçlenir, can sıkıcı bir durumun eşlik etmesi durumundaysa bağın gücü azalır” demiştir.
Bu ifade aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hazır bulunuşluluk yasası
B) Tekrar yasası
C) Etki yasası
D) Zıt-tepki yasası
E) Eşik yöntemi

Doğru cevap C şıkkıdır. Çünkü Thorndike’ın bahsettiği tanım etki yasasıdır.


HAZIRBULUNUŞLUK YASASI

Bir ilköğretim okuluna bu yıl atanan Stajyer Öğretmen Mehmet Bey, müdür tarafından 2A şubesinin sınıf öğretmeni olarak görevlendirilir. Mehmet Öğretmen, öğrencilerin ileriki yıllarda girecekleri önemli sınavları düşünerek sadece öğretim programındaki konuların yeterli olmayacağına inanmaktadır. Bu nedenle öğrencilerinden her hafta en az 50 sayfalık bir hikâye kitabı okumalarını ve bu kitabın özetini çıkarmalarını istemektedir.
Öğretmenin bu davranışı, Thorndike’ın öğrenme ve eğitimle ilgili görüşlerinden hangisine uygun değildir? (KPSS 2009)
A) Tekrar yasası B) Etki yasası C) Tepki analojisi D) Ait olma yasası E) Hazırbulunuşluk

Doğru cevap C şıkkıdır. Çünkü öğrencilerin öğrenmeye olan ilgi, motivasyon ve ön bilgilerini öğrenmelidir ileriki yıllardaki sınavlara hazırlamak için burada öğretmenin yaptığı 2. Sınıf öğrencilerinin yapabileceği bir davranış olmadığından hazır bulunuşluluğa uygun değildir.


Bir çocuk kalem ile yazı yazmaya hazırsa, yazı yazmasına izin verilmesi ona mutluluk verir.
Buna göre burada anlatılan olaya aşağıdakilerden hangisi ile ilgilidir?
A) Hazırbulunuşluluk kanunu
B) Eşik yöntemi
C) Etki kanunu
D) Tekrar kanunu
E) Zıt- tepki kanunu

Doğru cevap A şıkkıdır. Çünkü çocuğun yazı yamaya hazır olduğunun bilinmesi hazır bulunuşluluğunun olduğunu gösterir.


TEKRAR YASASI

Sosyal öğrenme kuramına göre, aşağıdakilerden hangisi gözlem yoluyla öğrenmede rol oynayan süreçlerden biri değildir? (KPSS 2006)
A) Güdülenme
B) Tekrar
C) Zihinsel şema
D) Hatırlama
E) Dikkat

Doğru cevap D şıkkıdır. Çünkü tekrar yasası gözlem yoluyla öğrenmede yer almamaktadır.


“Tekrar edilen konular iyi öğrenilir. Tekrar geribildirim yapıldığında ve alternatif yollar denendiğinde daha yararlıdır.”
Yukarıda bahsedilen açıklama Thorndike’ın öğrenme ve eğitimle ilgili görüşlerinden hangisine uygundur?
A) Etki yasası
B) Ait olma yasası
C) Tepki analojisi
D) Hazırbulunuşluluk
E) Tekrar yasası

Doğru cevap E şıkkıdır. Tekrar yasasının tanımı verilmiştir.


BİTİŞİKLİK KURAMI

Öğretmenler öğrencilerinin bazı matematiksel işlemleri daha kolay ve çabuk yapabilmeleri için öğrencilerine çarpım tablosunu ezberletir.
Bu uygulamayı yapan öğretmenlerin aşağıdaki koşullanma ilkelerinden hangisini kullandığı söylenebilir?
A) Bitişiklik
B) İşaret öğrenme
C) Ayırt etme
D) Uyarıcı genellemesi
E) Genelleme

Doğru cevap A şıkkıdır. Çünkü çarpım tablosu ezberlenip işlemler kolay yapılması sağlanır.


Millî Eğitim Bakanlığı, ilköğretim 1. sınıfa başlayan öğrencilerin ana babalarından ayrılmalarını kolaylaştırmak ve korkularını yenmelerine yardımcı olmak için öğretim yılının başında uyum haftası düzenlemiştir. Bu haftada; öğrencilerin öğretmenlerini, sınıf arkadaşlarını, sınıflarını ve okul binalarını tanımalarını sağlayan eğlenceli etkinlikler yapılmıştır. Bu etkinliklerle öğrencilerin okuldaki idarecilerle ve çalışanlarla tanışmaları sağlanmıştır. En sonunda öğrencilere sınıflarına geçip sıralara oturmaları söylenmiştir.
Okula yeni başlayan öğrencilerin okula uyumunu kolaylaştırmak ve korkularını yenmelerine yardımcı olmak amacıyla düzenlenen bu uygulamayı en iyi açıklayan yöntem veya teknik aşağıdakilerden hangisidir? (KPSS 2012)

A) Zincirleme yöntemi
B) Eşik yöntemi
C) Sistematik duyarsızlaştırma
D) Programlı öğretim
E) Öz düzenleme

Doğru cevap C şıkkıdır. Çünkü korkmamanın öğretildiği yöntemdir.


KORKU KOŞULLANMASI

Öncelikle bebeğin kucağına beyaz bir fare koymuş, fare bebeğin kucağındayken birkaç saniye sonra ortama rahatsız edici düzeyde güçlü bir ses verilmiştir. Sesin etkisiyle korkan bebek ağlamaya başlamıştır. Deneyin birkaç kez tekrarlanmasının ardından, bebek beyaz fareyi gördüğü an ağlamaya başlamıştır.
Koşullanma gerçekleştirilirken aşağıdakilerden hangisi kullanılmıştır?
A) Eşzamanlı koşullanma
B) İze koşullanma
C) Gecikmeli koşullanma
D) Geçici koşullanma
E) Aynı anda koşullanma

Doğru cevap C şıkkıdır. İlk başta nötr uyarıcı kucağa verilmiş ardından hala kucağındayken yani nötr uyarıcı devam ederken koşulsuz uyarıcı verilmiştir. Böyle koşullanmalara gecikmeli koşullanma diyoruz.


EN SON VE EN SIK İLKESİ

Davranışlarımızın temelinde uyarıcı-tepki bitişikliği vardır. Belli bir uyarıcıya karşı belli bir tepkiyi ne kadar yaparsak, bu uyarıcıya karşı o tepkiyi tekrar yapma olasılığı o kadar artar. Bunun yanında bir uyarıcıya karşı yaptığımız en son tepkinin aynı uyarıcıya karşı tekrar yapılma olasılığı diğer diğer tepkilerin yapılma olasılığından daha fazladır.
Yukarıdaki ifade Watson’un bitişiklik kuramında aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir?
A) Egzersiz ilkesi
B) Hazırbulunuşluk ilkesi
C) En son ve en sık ilkesi
D) Etki ilkesi
E) Premack ilkesi

Doğru cevap C şıkkıdır. Çünkü uyarıcıya verilen en son tepki aynı ya da benzer uyarıcı ile karşılaşıldığında da verilir. Uyarıcıya karşı sıklıkla verilen tepki öğrenilir.


BİTİŞİKLİK, TEK DENEMEDE ÖĞRENME VE SONUNCULUK İLKESİ

Öğretmenler öğrencilerinin bazı matematiksel işlemleri daha kolay ve çabuk yapabilmeleri için öğrencilerine çarpım tablosunu ezberletir.
Bu uygulamayı yapan öğretmenlerin aşağıdaki koşullanma ilkelerinden hangisini kullandığı söylenebilir?
A) Bitişiklik
B) İşaret öğrenme
C) Ayırt etme
D) Uyarıcı genellemesi
E) Genelleme

Doğru cevap A şıkkıdır. Çünkü çarpım tablosu ezberlenip işlemler kolay yapılması sağlanır.


ALIŞKANLIKLARI YOK ETME YÖNTEMLERİ

Öğrencilerin dikkat sürelerinin kısa olmasından dolayı eğitimde birçok etkinlik 30-40 dakikayı geçmeyecek şekilde düzenlenir. Buna rağmen, ilköğretime yeni başlayan öğrencilerin ilk haftalarda dikkat süreleri daha kısadır ve hızlı bir şekilde düşer. Bu durumu bilen Aylin Öğretmen, yılın başında yapılan etkinliklerin sürelerini 15-20 dakika ile sınırlarken, daha sonraki haftalarda çalışma sürelerini kademeli olarak artırmıştır.
Aylin Öğretmen’in öğrencilerin dikkat sürelerini artırmak için uyguladığı bu yöntem aşağıdakilerden hangisiyle en iyi açıklanabilir? (KPSS 2012)
A) Kendini ayarlama B) Eşik yöntemi C) Isındırma yöntemi D) Zihinsel disiplin E)Zaman yönetimi

Doğru cevap B şıkkıdır. Çünkü olumsuz davranış olumluya dönüştürülmüştür.


“Bireye yapmak istemediği davranış, yapmak istemediği davranışla birlikte yaptırılır.” Sözü edilen yöntem Guthrie ‘nin yöntemlerinden hangisidir?
A) Deneme yanılma B) Eşik C) Bıktırma D)Alıştırma E) Zıt tepki

Doğru cevap E şıkkıdır. Çünkü verilen tanım zıt tepkiye aittir.


EDİMSEL VE TEPKİSEL KOŞULLANMANIN KARŞILAŞTIRILMASI

Evde oyuncaklarını toplama alışkanlığı olmayan Özgür, yuvaya başladığı ilk gün oynadığı oyuncakları toplayıp oyuncak dolabına kaldırmadığı için öğretmeni tarafından sertçe uyarılmış ve o günden sonra yuvadayken her zaman oyuncaklarını toplamıştır. Ancak Özgür evde yine oyuncakları toplamama alışkanlığını devam ettirmiştir.
Özgür’ün yuvadayken oyuncakları toplamayı öğrenmesi ancak evdeyken toplamama alışkanlığını devam ettirmesi, sırasıyla aşağıdaki süreçlerden hangisiyle açıklanabilir? (KPSS 2009)
A) Kavrama yoluyla öğrenme-Alışma
B) Dolaylı öğrenme-Ayırt etmeyi öğrenme
C) Sosyal öğrenme-Dolaylı öğrenme
D) Edimsel koşullanma-Ayırt etmeyi öğrenme
E) Tepkisel koşullanma-Alışma

Doğru cevap D şıkkıdır. Burada psiko-motor davranışın öğrenilmesi olduğu için edimsel koşullanmadır.


Klasik ve edimsel koşullanma ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi doğru değildir?
A) Klasik koşullanma ile ortaya çıkan davranış, tepkisel bir davranıştır.
B) Edimsel koşullama, bir davranış sonuç ilişkisidir.
C) Edimsel koşullanma ile daha çok psiko-motor davranışlar öğrenilir.
D) Klasik koşullanma ile daha çok duyuşsaldavranışlar öğrenilir.
E) Edimsel koşullamada verilen pekiştirece bağlı olarak davranış ortaya çıkar.

Doğru cevap E şıkkıdır. Davranış pekiştirece bağlı olarak ortaya çıkmaz.Davranışın sonucunda pekiştireç ortaya çıkar.


OLUMLU PEKİŞTİRME

Bir teknik direktörün başarıyı artırmak amacıyla, en iyi performans gösteren sporcusuna her ayın sonunda bir spor malzemesi hediye etmesi aşağıdakilerden hangisine örnek olabilir? (KPSS 2008)
A) Dolaylı pekiştirme B) Koşullu anlaşma C) Premack ilkesi D) Birincil pekiştireç E) Olumlu pekiştirme

Doğru cevap E şıkkıdır. Çünkü davranıştan sonra ortama bir uyaranın eklenmesiyle birlikte davranışın tekrarlama olasılığını arttırmıştır.


İl çapında yapılan bilgi yarışmalarında okula birincilik getiren öğrencilerin başarılarından ötürü okul gezisine götürülmesi aşağıdaki yöntemlerden hangisi ile açıklanır?
A) Premack ilkesi B) Olumlu pekiştirme C) Birincil pekiştireç D) Olumsuz pekiştirme E) Değişken oranlı pekiştirme

Doğru cevap B şıkkıdır. Çünkü davranıştan sonra ortama bir uyaranın eklenmesiyle birlikte davranışın tekrarlama olasılığını arttırmıştır.


OLUMSUZ PEKİŞTİRME

Başı ağrıyan bir kişi, arkadaşının tavsiye ettiği bitki çayını içtikten sonra ağrısının geçtiğini fark etmiş ve bu olaydan sonra ne zaman başı ağrısa bu bitki çayından içmeye başlamıştır.
Bu kişinin başı ağrıdığında bitki çayı içmeye başlaması aşağıdakilerden hangisinin sonucudur? (KPSS 2007)
A) Dolaylı öğrenme B)İkincil kazanç C)Olumsuz pekiştirme D)Model alma yoluyla öğrenme E)Sosyal öğrenme

Doğru cevap C şıkkıdır. Davranıştan sonra, ortamdan itici uyaranın çekilmesiyle davranışın tekrarlanma olasılığı artmıştır.


Sıcaktan terleyen öğrencilerinin dersi daha dikkatli dinlemeleri ve serinlemeleri için pencereleri açan bir öğretmenin bu davranışı aşağıda verilenlerden hangisiyle açıklanabilir?
A) Klasik koşullanma
B) Olumlu pekiştirme
C) Olumsuz pekiştirme
D) Güdüleme
E) Transfer

Doğru cevap C şıkkıdır. Çünkü öğrencilerin dersi dinlemelerine engel olan uyaran ortamdan çıkarılınca öğrencilerin dersi dinlemeleri pekiştirilmiştir.


I. ve II. TİP CEZA

Beş yaşındaki Ata, evde sürekli olarak çalışan annesinin dikkatini çekmek için bilgisayarın ekranını boyalı kalemle karalamıştır. Bu duruma çok öfkelenen annesi de, bu davranışı bir daha yapmaması için Ata’ nın en sevdiği oyuncağını ortadan kaldırmıştır.
Annenin bu durumda oyuncakları ortadan kaldırması aşağıdakilerden hangisine örnek olabilir?(KPSS 2008)
A) Olumsuz pekiştirme B) Kaçınma koşullaması C) Dolaylı ceza D) II. tip ceza E)Karşıt koşullama

Doğru cevap D şıkkıdır. Çünkü anne çocuğun sevdiği oyuncağı ortadan kaldırmıştır.


Öğrencilerine ödev veren bir öğretmen bazı öğrencilerin ödevlerini başkalarına yaptırdıklarını fark etmiş ve bu öğrencilere düşük not vermiştir.
Öğretmen burada aşağıdaki yöntemlerden hangisini kullanmıştır?
A) Olumsuz pekiştirme B) Olumlu pekiştirme C) I. Tip ceza D) II. Tip ceza E) Sürekli pekiştirme

Doğru cevap C şıkkıdır. Çünkü ödevini başkasına yaptıran öğrencilere düşük not verilmesi hoşa gitmeyen bir durumun ortama verilmesidir.


BİRİNCİL VE İKİNCİL PEKİŞTİREÇLER

Bir deneyde şempanzeye tavanda bulunan kırmızı ışık yandığında bir düğmeye bastığı takdirde bir kart elde edebileceği ve bu kartı muzla değiştirebileceği öğretilmiştir.
Bu deneyde kart şempanze için aşağıdakilerden hangisinin işlevini görmektedir? (KPSS 2008)
A) Ayırt edici uyarıcı
B) İkincil pekiştireç
C) İçsel pekiştireç
D) Pekiştirici uyarıcı
E) Nötr uyarıcı

Doğru cevap B şıkkıdır. Çünkü burada kart simgesel ardından şempanze muz elde edecektir.


Aşağıdakilerden hangisi pekiştireçlerin özelliklerden biri değildir?
A) İkincil pekiştireçler fizyolojik ihtiyaçları karşılayan pekiştireçlerin dışındakalan tüm pekiştireçlerdir.
B) Hep aynı tür pekiştireç kullanılmamalıdır.
C) Pekiştireç davranışla eş zamanlı olarak verilmelidir.
D) Pekiştireçler hedef davranışla ilgili olmalı, uygun davranıştan sonra verilmelidir.
E) Pekiştirecin niteliği öğrencinin ilgi ve gereksinimlerine göre değişir.

Doğru cevap C şıkkıdır. Çünkü pekiştireç davranışla eş zamanlı olarak değil davranışın ardından verilir.


TEMEL İLKELER

İşe giderken kullandığı yolda tamirat başlaması nedeniyle bir hafta boyunca daha uzun olan bir başka yolu kullanmak zorunda olan bir sürücü, tamirat bittiği halde uzun yolu kullanmaya devam ettiğini fark etmiştir.
Sürücünün uzun yolu kullanmaya devam etmesi aşağıdakilerden hangisiyle açıklanır? (KPSS 2010)
A) Duyarlılık kazanma B) Alışkanlık kazanma C)İkinci derece koşullanma D)Gizil öğrenme E)Olumsuz öğrenme

Doğru cevap B şıkkıdır. Çünkü tekrara bağlı olarak davranış devam etmiştir.


Aşağıdakilerden hangisi Edimsel koşullanmada temel kavramlardan değildir?
A) Kademeli yaklaştırma B) Genelleme C) Ayırt etme D) Davranışta kontrast E) Öğrenilmiş çaresizlik

Doğru cevap E şıkkıdır. Çünkü öğrenilmiş çaresizlik klasik koşullanmadadır.


PEKİŞTİRME TARİFELERİ

Gürültü yapmadan ders dinlemeyi öğrenmelerini sağlamak amacıyla öğrencilerine sessiz bir biçimde oturdukları her on dakika sonrasında ödül veren bir ilköğretim 1.sınıf öğretmeni aşağıdaki pekiştirme tarifelerinden hangisini kullanmaktadır? (KPSS 2010)
A) Sabit oranlı
B) Sürekli
C) Sabit zamanlı
D) Değişken aralıklı
E) Değişken oranlı

Doğru cevap C şıkkıdır. Çünkü pekiştireç belli periyodik aralıklarla verilmiştir.


Bireyin internetten kendisine gelen mesajların haftada bir defa geldiğini bilesi ve mesajlarına haftada bir bakması aşağıdaki pekiştirme tarifelerinden hangisine örnektir?
A) Sabit zamanlı
B) Sabit oranlı
C) Değişken oranlı
D) Değişken zamanlı
E) Sürekli

Doğru cevap A şıkkıdır. Çünkü pekiştireç belli periyotlarla verilmiştir.


KADEMELİ YAKLAŞMA

Öğrencilerinin sınıf tartışmalarına katılmalarını ancak tartışmaların derste işlenen konuyla sınırlı kalmasını isteyen bir öğretmen, bu amaçla önce öğrencilerini konuyla ilgili konuşup konuşmadıklarına bakmaksızın her söz alışlarında, sınıfın çoğunluğunun tartışmalara katıldığını gördükten sonra da sadece işlenen konuyla ilgili bir şeyler söylediklerinde ödüllendirir.

Öğretmenin öğrencilerin sınıf tartışmalarına katılmalarını sağlamak için kullandığı teknik aşağıdakilerden hangisidir? (KPSS 2010)
A) Projektif B) Model oluşturma C) Tepkisel koşullanma D) Alıştırma E) Kademeli yaklaşma

Doğru cevap E şıkkıdır. Çünkü alt düzey basamaklar gerçekleştikçe pekiştirme yukarı çekilerek amaca yönelik davranış öğretilmiştir.


Öğretmen Emrah’ın okuma dersinde dakikada yüz kelime okumasını istemiş, fakat dakikada yetmiş kelime okuyan Emrah’ın gülümseyerek başını okşamıştır. Daha sonra seksen kelime okuduğunda pekiştirmiş, bu şekilde Emrah’ın dakikada yüz kelime okumasını sağlamıştır.
Öğretmen öğrencisinin yeni uygun davranışlar geliştirme sürecinde aşağıdaki yöntemlerden hangisini kullanmıştır?

A) Olumlu pekiştirme
B) Model olma
C) Kademeli yaklaştırma
D) İpucu verme
E) Övgü

Doğru cevap C şıkkıdır. Çünkü alt düzey basamaklar gerçekleştikçe pekiştirme yukarı çekilerek amaca yönelik davranış öğretilmiştir.


KOŞULLU ANLAŞMA

Bir babanın oğluna “sınıfını geçersen seni arkadaşlarınla birlikte tatile gönderirim.” Demesi aşağıdakilerden hangisi ile ifade edilir?
A) Premack ilkesi
B) Simgesel ödülle pekiştirme
C) Olumsuz pekiştirme
D) Sabit oranlı pekiştirme
E) Koşullu anlaşma

Doğru cevap E şıkkıdır. Çünkü tatile gitmenin şartını sınıfını geçmesi olarak anlaşmışlardır.


PREMACK İLKESİ

Matematik ödevini yapmamak için bahaneler öne süren kızına “Ödevini bitir de birlikte gezmeye çıkalım.” diyen bir annenin bu yaklaşımı aşağıdakilerden hangisine örnek olabilir? (KPSS 2008)
A) Premack ilkesi B) Tepki analojisi C) Kademeli yaklaşma D)Dolaylı pekiştirme E) Olumlu pekiştirme

Doğru cevap A şıkkıdır. Çünkü burada çocuğun kendi davranışları kendisi için pekiştireç olarak kullanılmıştır.


Kızına “Ev işlerinde bana yardımcı olursan arkadaşlarınla sinemaya gidebilirsin.” diyen bir annenin davranışı aşağıdaki kavramlardan hangisi ile açıklanır?
A) Premack ilkesi B) Davranış biçimlendirme C) Karşıt koşullama D) Ayırt edici uyarıcı E) Tepkisel koşullama
Doğru cevap A şıkkıdır. Çünkü anne burada kızının kendi davranışını pekiştireç olarak kullanmıştır. Arkadaşlarıyla sinemaya gitmek davranışıyla pekiştirmiştir.


KAÇMA VE KAÇINMA KOŞULLANMASI
Anaokulu öğrencisi Çiçek bir sabah uyandığında okula gitmek istemediğini söylemiş ve ağlamaya başlamıştır. Böyle bir durumla ilk kez karşılaşan anne ve baba okula giderek Çiçek’ in öğretmeniyle görüştüklerinde, bir gün önce öğretmeninin Çiçek ‘i azarladığını öğrenmişlerdir.
Çiçek’in okula gitmek istememesi aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? (KPSS 2007)
A) Birden fazla uyarıcıya koşullanma B) Uyarıcı-tepki bitişikliği C)Olumsuz davranışın pekiştirilmesi D) Kaçınma davranışı E) Ayırt etme

Doğru cevap D şıkkıdır. Öğretmenin azarlamasından kaynaklı kaçma davranışı ardından da ağlaması kaçınma davranışıdır.


Babası tarafından sürekli olarak azarlanan Tolga ne yaparsa yapsın durum değişmemekte, babası bir bahane bulup kendisini azarlamaktadır. Tolga okuldaki başarısından söz ettiği bir akşam babasının kendisini azarlamadığını fark eder.Bu olaydan sonra Tolga azardan kurtulmak için babasına okulda yaşadığı gerçek olmayan bir başarıdan söz eder.
Tolga’nın babasına yalan söylemesi aşağıdakilerden hangisine örnek olabilir?
A) Babasının azarlama davranışını bastırdığı için itici uyarıcıyla davranış kontrolü
B) Azar işitmemeyi sağlamaya yönelik olduğu için kaçma
C) Babasının azarlama davranışını ortadan kaldırmaya yönelik olduğu için sönmeye tabi tutma
D) Azar işitmemeyi sağlamaya yönelik olduğu için kaçınma
E) Azardan kurtulmasını sağladığı için olumlu pekiştirme

Doğru cevap D şıkkıdır. Çünkü azardan kaçınmıştır.


ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK

Tıp fakültesini iyi bir dereceyle bitiren Ali, birkaç kez girdiği Tıpta Uzmanlık Sınavında başarısız olmuştur. Ailesinin ısrarıyla bu yıl da sınava başvurmasına rağmen Ali bu sınav uygulaması devam ettikçe hayalini kurduğu dahiliye uzmanlığı eğitimini hiçbir zaman alamayacağını düşünmektedir.
Ali’nin bu düşüncesi aşağıdakilerden hangisinin göstergesi olabilir? (KPSS 2009)
A) Öğrenilmiş çaresizlik B) Dışsal denetim odağı C) Kendini gerçekleştiren kehanet D) Mantığa bürünme E) Kolektif yeterlik inancının düşük olması

Doğru cevap A şıkkıdır. Çünkü Ali birkaç kez girdiği sınavlarda başarılı olamadığından ne yaparsa yapsın ınavda başarılı olamayacağını düşünüp hiçbir zaman dahiliye uzmanı olamayacağını düşünmüştür.


Çalıştığını söylemesine rağmen üç kez matematik sınavından oldukça düşük not alan İrem, ne yaparsam yapayım matematik dersinde başarılı olamıyorum diyerek çalışmayı tamamen bırakmıştır.
İrem’in yaşadığı durum aşağıdakilerden hangisi ile açıklanır?
A) Öğrenilmiş çaresizlik
B) Ayırt etme
C) Olumsuz transfer
D) Batıl davranış
E) Kendiliğinden geri gelme

Doğru cevap A şıkkıdır. Çünkü İrem sınavlarda başarılı olamamasından kaynaklı ne yaparsam yapayım matematik dersinde başarılı olmayacağım diyerek çalışmayı tamamen bırakmıştır.


KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET

Ahmet kızlarla hiçbir zaman yakın ilişki kuramayacağını düşünmektedir. Gerçektende bir kızla beraber olduğunda yakınlık kuramamıştır.
Bu durum aşağıdakilerden hangisine örnektir? (KPSS 2004)
A) Kademeli yaklaşma
B) Sistematik duyarsızlaşma
C) Öğrenilmiş çaresizlik
D) Kendini gerçekleştiren kehanet
E) Olgunlaşma

Doğru cevap D şıkkıdır. Çünkü bireyin kendi olumsuz düşüncelerinden dolayı olumsuz davranarak bu davranışı da çevresindekiler tarafından pekiştirilmiştir.


Uzun süredir iş başvurusu yapan genç ne zaman bir işe başvursam işverenler beni beğenmiyor diyerek arkadaşına yakınmıştır. Aslında mülakatlarda pasif, çekingen davranmaktadır. Bu yüzden iş bulamamaktadır.
Gencin bu davranışı hangisi ile açıklanır?
A) Kendini gerçekleştiren kehanet
B) Gizil öğrenme
C) Genelleme
D) Olumsuz transfer
E) Sönme

Doğru cevap A şıkkıdır. Çünkü bireyin kendi olumsuz düşüncelerinden dolayı olumsuz davranarak bu davranışı da çevresindekiler tarafından pekiştirilmiştir.


EĞİTİMDE CEZANIN KULLANILMASI

Öğrenmede cezanın rolüyle ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? (KPSS 2006)
A) Ceza uygulamanın bir yolu, istenmedik davranış sergileyen bir öğrenciyi sahi olduğu pekiştirici bir uyarıcıdan mahrum bırakmaktır.
B) İstenmedik davranışı cezalandıran bir öğrencinin bu davranışının gelecekte aynı koşullarda tekrarlanma olasılığı azalır.
C) Ceza uygulamanın bir yolu, istenmedik bir davranış sergileyen öğrenciyi itici bir uyarıcıya maruz bırakmaktır.
D) Ceza ne kadar şiddetli olursa cezalandırılan davranış o kadar çabuk unutulur.
E) Ceza, sadece hangi davranışın uygun olmadığını öğretir.

Doğru cevap D şıkkıdır. Çünkü cezanın şiddeti davranışın çabuk unutulmasında etkili değildir.


Ceza ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Ceza olumsuz bir davranışı baskı altına alır, bastırılan davranış tekrar ortaya çıkabilir.
B) Ceza birey için hoşa gitmeyen uyarıcının verilmesi ve hoşa giden uyarıcının ortadan kaldırılması şeklinde gerçekleştirilir.
C) Yeni bir davranışın kazandırılmasında ceza etkili bir yöntemdir.
D) Ceza bireyin kişiliğini hedeflememelidir.
E) Hangi davranışın cezayı getirdiği önceden bireye bildirilmelidir.

Doğru cevap C şıkkıdır. Ceza yeni bir davranış kazandırmada etkili bir yöntem değildir. Davranışı engellemede etkilidir.


CEZAYA ALTERNATİF DAVRANIŞ KONTROL TEKNİKLERİ

Beş yaşındaki Ali tüm uyarılara rağmen sofrada sürekli olarak konuşmaya, herkesin sözünü kesmeye ve küçük kardeşine sataşmaya devam eder. Bunun üzerine annesi Ali’yi ilgisini çekebilecek hiçbir nesnenin bulunmadığı bir odaya göndererek 10 dakika süreyle orada kalmasını söyler.
Ali’nin annesi aşağıdaki davranış kontrol ve değiştirme tekniklerinden hangisini kullanmaktadır? (KPSS 2007)
A) Sönmeye tabi tutma B)Ara verme C)Şekillendirme D) Olumsuz pekiştirme E)Kademeli yaklaşma

Doğru cevap B şıkkıdır. Çünkü boş bir odaya gönderilmiştir bir süreliğine davranışa ara vermesi için.


Yaramazlık yapan çocuğuna ceza vermek istemeyen bir anne, ceza yerine aşağıdakilerden hangisini kullanırsa yaramazlığın ortadan kaldırılma olasılığı düşük olur?
A) Sönmeye tabi tutma
B) Çocuğun olumlu davranışlarını pekiştirme
C) Ortamı değiştirme
D) Çocuğun dikkatini olumsuz davranışa çekme
E) Örnek davranışlarda bulunma

Doğru cevap D şıkkıdır. Çünkü dikkat olumsuz davranışa çekilmemelidir.

PROBLEME DAYALI ÖĞRENME

Başlangıç noktası olarak bir tıbbi ‘problem’in kullanılma ilkesine dayanan bir öğrenme yöntemidir. Bu öğrenme yönteminde öğrencilerin problem çözme becerilerinin geliştirilmesi ve klinik problemler bağlamında temel tıp bilgilerinin kazandırılması amaçlanmıştır [14].

Tıp alanında bilgi birikiminin hızla gelişmesi ve artması ile birlikte, Tıp eğitimine de yeni kavramlar girmiştir. Bilgiye ulaşma, yorumlama, problem çözme, sonuca ulaşma ve sonuçların yapıcı olarak değerlendirilmesi gibi yaşamın her alanında karşılaşılan konular Tıp ve eğitiminde de gündeme gelmiştir. İlk kez     1976 yılında Kanada Mc Master Üniversitesi’nde Howard Borrows tarafından kullanılan Probleme Dayalı Öğrenme (PDÖ) kavramı, sağlık ve diğer birçok alanda (mühendislik, hukuk, mimarlık, dil eğitimi vb.) eğitim felsefesi olarak geçtiğimiz yüzyılın en önemli eğitim metotlarından biri olmuştur [15].

Probleme dayalı öğrenim (PDÖ), kuramsal temelinde öğrencilerin herhangi bir konuyu çeşitli problem çözme aşamalarıyla birlikte öğrendiği öğrenci merkezli bir eğitim müfredatı olma düşüncesini barındırır. Fikir olarak ilk kez tıp fakültelerinde gündeme gelen, günümüzde diğer pek çok okulda da kullanılan bu eğitim modeli prensip olarak yaparak ve yaşayarak öğrenmeyi, var olan karışıklığın çözümünü ve gerçek hayat problemlerini temel alır. PDÖ’nün bu doğrultudaki beklentileri; öğrencileri değişebilir bilgi üretme konusunda geliştirmek, onların etkili problem çözme yeteneklerini ortaya çıkarmak, bağımsız ve aynı zamanda işbirlikçi bir yaklaşımla öğrenme kabiliyetlerini kendi iç motivasyonlarıyla birlikte ortaya koymalarını sağlamaktır. Kendinden önceki klasik ve entegre müfredat sistemlerine göre daha yenilikçi ve yapılandırmacı fikirleriyle PDÖ, bir aktif öğrenim sistemidir [16].

Neredeyse her gün birçok problem hayatımızı derinden etkilemektedir.  Böylesi bir durumda isteğimiz acilen problemin ortadan kaldırılmasıdır. Fakat bu istek yalnız başına yeterli değildir. Problemlerin çözümü noktasında yetişme şeklimiz ve bireysel gelişimimiz son derece önemlidir. Problemler ile ilgili bir takım anahtar olayları tanımlamak, gerekli bilgileri elde etmek ve kendi geliştirdiğimiz birtakım yöntemler ile probleme çözüm üretmek gerekmektedir.  Probleme dayalı öğretim stratejisi öğrenme-öğretme sürecinde yeni bir paradigmayı temsil eder. Bu stratejide öğrenci karmaşık bir durum veya olay ile karşı karşıya bırakılır. Önemli olan nokta öğrencilerin bu sorunu sahiplenmeleri, ondan sorumlu olmalarıdır.  Sorumluluk ve sahiplenme tam olarak gerçekleşmişse öğrenciler geçerli bir çözüme varmada tüm yolları denerler. Öğretmenin strateji başlangıcında yapması gereken ise problemin gerçek hayattan seçilmesine dikkat etmektir. Torp ve Sage’ye göre “Problem çözmeye dayalı öğrenme, karmaşık ve gerçek hayat problemlerinin araştırılması ve çözümü etrafında organize edilmiş ve bireylerin hem zihin hem de beceri yönünden aktif katılımlarını gerektiren, tecrübeye dayalı öğrenmeyi temsil eder” (Saban, 200:157) Probleme dayalı öğretim stratejisi öğretimin hedeflerinden, öğrenci davranışına, kullanılacak yöntem ve teknikten, yapılacak olan ölçme ve değerlendirme işlemlerine kadar problemi merkeze alan bir yaklaşımdır. Bu nedenle böyle bir yaklaşımda hedeflerin ve davranışların öncelikli olarak belirlenmesi gerekmektedir.  Bu belirleme yapıldıktan sonra problemi çözme aşamasında kullanılacak yöntem ve tekniklerin tespit edilmesi gerekecektir.

PDÖ, öğrencilerin yüz yüze gelerek küçük gruplar halinde çalıştıkları bir yaklaşım olarak kabul edilebilir. Öğrenciler, bütün katılımcıların sorumluluk alması sağlanan, birçok bakış açısının bir arada bulunduğu bir ortam içerisinde olurlar. Öğrenme sürecinin başında sunulan problem, sorun çözebilme ve sorgulama becerilerinin yanı sıra o probleme neden olan mekanizmaların ve çözümlerinin anlaşılmasında gerekli olan bilgilere de ulaşılmasını sağlayan bir yönlendiricidir. PDÖ’de grup öğrenimi sadece bilgiye ulaşmada kolaylık sağlamaz, aynı zamanda iletişim becerileri, takım çalışması, eleştirel ve yaratıcı düşünebilme, problem bulma ve çözme, öğrenmedeki bağımsız sorumluluk, bilgi paylaşımı gibi çok sayıda arzu edilen diğer özellikleri edinmeye de olanak sağlar. Bu nedenle PDÖ, bilgi edinimiyle genel beceri ve tutumların geliştirilmesini içeren metodları öğreten küçük bir grup etkinliği olarak da düşünülebilir [16].

PDÖ’de, karşılaşılan bir problemden yola çıkılarak, problemin tanımlanması ve daha sonra problemin çözümü aşamalarında ihtiyaç duyulan temel bilgilerin    öğrenme hedefi yapılarak, öğrenen tarafından aktif biçimde araştırılması amaçlanmıştır. Öğrencinin pasif ve öğretilen konumdan, aktif biçimde araştırıcı ve öğrenici pozisyona geçmesi ve ulaştığı/edindiği/içselleştirdiği bilgilerini paylaşmasından dolayı bu sisteme “interaktif eğitim” ya da ‘aktif eğitim’ de denilmektedir [15].

Eğitim yöntemi, 1986 yılında Dundee Üniversitesi’nden Dr.Harden’ın geliştirdiği bir model ile çağdaş tıp eğitiminin ana bileşenleri haline gelmiştir. Bu model     altı adet eğitim stratejisine dayanır (İngilizce SPICES kısaltmasının açılımı): öğrenci merkezli, probleme-dayalı, entegre, topluma dayalı, seçmeli öğrenme sağlayan ve sistematik. Böylece PDÖ, geleneksel tıp eğitiminden farklı olarak değişen tıp eğitiminin önemli aşamalarından biri olduğu söylenebilir [15].

Probleme dayalı öğrenmenin 4 bileşeni aşağıda verilmiştir;

  • Senaryo (Problem)

PDÖ oturumu, oluşturulan senaryo üzerinden yürütülür. PDÖ senaryolarının hazırlanması emek isteyen bir süreçtir. PDÖ senaryosunun hazırlayıcıları, senaryonun basit ve anlaşılabilir olmasının çok önemli bir kural olduğunu her zaman akılda tutmalıdır. Amaç, öğrencilerin problem çözme becerilerini geliştirmektir. Bu nedenle senaryonun mümkün olduğunca tek probleme odaklı, bilgi yükünden uzak ve öğrencilerin katılımını sağlayan metinlerden oluşması önemlidir. Senaryoda tanımlanan problemin gerçek yaşamda karşılaşılabilen olgu ve durumları içermesi öğrencilerin ilgisini ayakta tutar. Öğrenciler senaryoyu okumaya başladıkları andan itibaren kendilerini tanımlanan problemin içinde bulmalıdır.

Senaryolar hazırlanırken gazete haberleri, fotoğraflar, bilimsel makaleler, simule hastalar, deneysel ya da klinik laboratuvar sonuçları gibi yaşamın içinden olan bilgiler konunun içeriğine göre kullanılabilir. Gerçek hasta olguları en sık kullanılan senaryo materyalleri arasındadır.

Senaryoda tanımlanan problemin çözümü için anahtar sorular belirlenir. Ezbere dayalı ve bilgiyi öğrenciye düşünmeden tekrarlatan sorulardan kesinlikle kaçınılmalıdır. Ezbere yönelik sorularla hazırlanmış bir PDÖ senaryosu ancak bilgi düzeyinde kalır. Öğrenmenin en üst aşamasında yer alan sentez, probleme dayalı öğrenme yaklaşımında hedeflenen basamak olmalıdır. Sorular, öğrencilerin analiz ve sentez yeteneklerini geliştirecek nitelikte kurgulanmalıdır. Soruların sayısı çok fazla olmamalıdır. Amaç ve öğrenim hedeflerine göre belirlenecek olan sorular, öğrencileri kavramların analizini yapmaya yöneltecek şekilde, PDÖ oturumunun tamamı için 4-6 olarak belirlenebilir.

  • Öğrenci

PDÖ oturumlarının asıl yürütücüleri öğrencilerdir. Bir PDÖ sürecinde temel olarak öğrencilerden beklenen:

  • Bilinmeyen terimleri, kavramları saptamak ve bu kavramları açığa kavuşturmak,
  • Problemi tanımlamak,
  • Problemin analizini yapmak,
  • Problemin analizi sırasında ortaya çıkan sorunlara sistematik bir yaklaşım getirmek,
  • Çalışma konularına yönelik çalışmalar yapmak,
  • Kaynaklara yönelmek,
  • Eski bilgileri ve yeni ulaşılan bilgileri sentezlemektir.

Problemin tanımlanması ve analizinin yapılması aşamasında öğrenciler düşüncelerini sınırsızca tartışmalıdır. Serbest çağrışım ve beyin fırtınası yöntemi bu aşamada sıkça kullanılan eğitim teknikleridir. Öğrenciler senaryonun akışında, sorularla karşılaştıklarında “listeleme” yöntemini kullanarak yeni başlıkları belirler ve bu başlıklarla ilgili yeni sorular ve sorunları tartışmaya açarlar ve çözüm önerilerini geliştirirler. Eğitim yönlendiricilerinin tartışılmakta olan PDÖ oturumunun içeriği konusunda uzman olması gerekmediğinden, öğrenciler ondan bir şeyler öğretmesini beklememeyi öğrenmek zorundadır. Kazanılan yeni bilgilerin grupla paylaşılması, problemden yola çıkılarak bilgilerin sentezlenip yeni durumlara uyarlanması ve yaşamla bağdaştırılması PDÖ oturumlarının son aşamasını oluşturur. Bu noktada öğrenciler, küçük grup çalışmaları yapabilir ve çeşitli sunum teknikleri kullanarak aktarımda bulunabilirler.

  • Eğitim yönlendiricisi, sağlayıcısı

Eğitim yönlendiricisinin PDÖ oturumlarındaki en önemli rolü öğrenmeyi kolaylaştırmaktır. PDÖ oturumlarında eğitim, öğrenci merkezlidir ve temel amaç öğrencileri kendi eğitimlerinde sorumluluk almaya ve kendi kendini yönlendirerek öğrenebilen kişiler olmaya özendirmektir. Bu nedenle, eğitim yönlendiricisi öğrencilerin tartışmalarını desteklemeli, mümkün olduğunca öğrencilerin arasında süregelen konu ile ilgili tartışmaların dışında kalmalı, asla odağında olmamalıdır. Kolaylaştırıcılık görevini yaparken yargısız, tarafsız olmalıdır. Tartışmalara çok gerekmedikçe katılmamak için öğrencilerin hemen her aşamada daha küçük gruplara ayrılmalarını sağlamak ve onların kendi içlerinde kaynaşmalarını desteklemek iyi bir yol olabilir.

Senaryo akışı içinde, yeni küçük gruplar oluşturulur ve küçük grup tartışmaları sonrasında her grubun görüşü, çalışması büyük grupla paylaşılır. Eğitim yönlendiricisi, bu aktivitelerin düzenli ve sorunsuz yürütülmesi için grubu destekler.

Grubu yönetmeden, grup içi dinamiği destekleyebilecek konumu yaratmak, eğitim yönlendiricisi için zor ve deneyim gerektiren bir süreçtir. Bu konumu yaratabilmek için eğitim yönlendiricisi öğrencilerden de destek alabilir. Özellikle verilen ders aralarında ve molalarda eğitim yönlendiricisi öğrencilere eğitici rolleri ile ilgili dominant ve yönetici tavır içinde olup olmadıklarını sorabilir. Bu süreçte, öğrencilerden gelecek herhangi bir yapıcı eleştiriyi de kabul etmeye hazır olmalıdır. Eğitim yönlendiricisinin bu eğitici tavrı, öğrenciler için mükemmel bir mesleksel model (rol model) olabilir.

  • Değerlendirme

Ölçme ve değerlendirme, eğitimde belirlenen hedeflerin gerçekleşme düzeyinin belirlenmesini, elde edilen veriler ışığında eğitimin gözden geçirilmesini içeren bir süreçtir. Bir eğitim programında farklı alan ve düzeylere yönelik ölçme ve değerlendirme yapılabilir.

PDÖ oturumlarında yürütülen ölçme ve değerlendirme sürecinde:

  • PDÖ oturumlarının sonunda tepkinin değerlendirilmesine yönelik eğitim yönlendiricisi ve öğrencilerden alınan geribildirimler yardımıyla çalışma ortamı, PDÖ içeriği ve grup dinamiklerine yönelik memnuniyetleri değerlendirilmektedir.
  • Öğrencilerin bu oturumlar sırasında edindikleri bilgiler, her ders kurulu sınavında PDÖ oturumları ile ilgili olarak sorulan beşer soru ile değerlendirilmektedir.
  • Öğrencilerin PDÖ oturumlarında kazanmaları beklenen davranış ve tutumları ve bunları grup içi etkileşimde kullanabilmeleri, eğitim yönlendiricilerine dağıtılan öğrenci performansını değerlendirme formları yardımıyla değerlendirilmektedir.

KAYNAKLAR

  1. Basamaklı Öğretim – kpssbilimleri.com/basamakli-ogretim/
  2. Basamaklı Öğretim Modeli – https://egitimvaktim.com/basamakli-ogretim-modeli/
  3. pegem.net/Akademi/kongrebildiri_detay.aspx?id=116984
  4. Basamaklı Öğretim Modeli – http://xn--yenidnya-b6a.net/2020/05/07/basamakli-ogretim-modeli-nunley/
  5. İş Birliğine Dayalı Öğrenme ve Özellikleri – bilgiustam.com/is-birligine-dayali-ogrenme-ozellikleri/
  6. İş Birliğine Dayalı Öğrenmenin Faydaları – https://www.egitimpedia.com/is-birligine-dayali-ogrenmenin-faydalari
  7. İş Birliğine Dayalı Öğrenme (Kubaşık – Kooperatif Öğrenme) https://egitimbilimlerinotlari.com/tag/ogrenci-takimlari-basari-bolumleri-teknigi/
  8. Öğretim Stratejileri – http://docs.neu.edu.tr/staff/huseyin.bicen/ders2_9.pdf
  9. Öğretim Stratejileri Nelerdir? – https://www.egitimantolojisi.com/2019/08/ogretim-stratejileri-nelerdir.html
  10. Öğrenme – Öğretme Stratejisi – antalyaozelegitim.com/blog/psikolojik-degerlendirme-ve-danisma/ogrenme-ogretme-stratejisi.html
  11. Öğretim Stratejileri – https://remcdbcrb.org/ogretim-stratejileri/
  12. Öğretim Yöntem ve Teknikleri – https://tesakademi.net/wp-content/uploads/2018/11/4-%C3%96%C4%9ERET%C4%B0M-Y%C3%96NTEM-VE-TEKN%C4%B0KLER%C4%B0.pdf
  13. Basamaklı Öğretim Programı – Nunley – https://remcdbcrb.org/basamakli-ogretim-programi-modeli-nunley/
  14. Probleme Dayalı Öğrenme https://atauni.edu.tr/yuklemeler /0359b08bf756e461d605ce86b84b69f7.pdf
  15. Probleme Dayalı Öğrenim – pau.edu.tr/moe/tr/sayfa/probleme-dayali-ogrenim
  16. Tunç, B., Çiçek, Ö., Ergen, O., Çuhadar, G., Oğuz, A., & Pektaş, N. B. Ç. Probleme Dayalı Öğrenim: Nedir, Ne Değildir?
  17. Probleme Dayalı Öğretme Stratejisi Nedir? -fenciyim.com/ ?pnum=258&pt=Probleme+Dayalı+Öğretme+Stratejisi+Nedir%3F
  18. PROBLEME DAYALI ÖĞRENME (PDÖ) OTURUMLARI – https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/esene/107815/PD%C3%96%20oturumlar%C4%B1.pdf

ÖĞRETİM STRATEJİLERİ

Öğrenme – öğretme sürecinin amaçlarına ulaşabilmesi için izlenen genel çerçeveye (yola) strateji denir. Öğretim stratejileri genel olarak üçe ayrılabilir. Bunlar; sunuş yoluyla, buluş yoluyla ve araştırma-inceleme yoluyladır.

SUNUŞ YOLUYLA ÖĞRETİM STRATEJİSİ

Buluş yoluyla öğretime alternatif olarak geliştirilmiştir. Buluş yoluyla öğretim bazı durumlarda aşırı zaman kaybına yol açabilir. Sunuş yoluyla öğretimde çok sayıda bilgi çok kısa sürede anlamlı olarak öğrencilere kazandırılabilir. Ausubel’e göre öğrenci neyin daha önemli olup neyin önemli olmadığını anlayamayabilir. Bu yüzden sürecin başında öğrencilerin ulaşması gereken hedef öğretmen tarafından açıklanmalıdır. Öğrenciler, çalışmalarını bu hedef doğrultusunda yönlendirirler [11].

Sunuş yoluyla öğretim; özellikle kavram, genelleme ve sınıflamaların yani bilgi düzeyindeki hedef-davranışların öğretiminde kullanılan bir yöntemdir [9, 10]. Her öğretim yaklaşımı gibi, sunuş yoluyla öğretim de bazı durumlarda diğerlerine göre daha iyi sonuç verir.  Birincisi bu yaklaşım, birkaç kavram arasındaki ilişkiler öğretileceği zaman en uygun yaklaşım olmaktadır.  Öğrenciler daha başlangıçtayken, ilişkilendirilecek kavramlarla ilgili bazı bilgilere sahip olmalıdırlar.  Aksi takdirde kendilerine sunulan bilgileri anlamadan ezberlemeye zorlanmış olurlar. Sunuş yoluyla öğretime ilişkin diğer bir nokta öğrencilerin yaşlarıyla ilgilidir.  Üzerinde durulan düşünceler çok basit de olsa, örneğin derste kayalar, mineraller gibi fiziksel gerçeklikler üzerinde de durulsa bu yaklaşımdan yararlanırken öğrencilerin bu gibi düşünceleri zihinlerinde evirip çevirmeleri, dönüştürmelere uğratmaları gerekmektedir.  Bu nedenle sunuş yoluyla öğretim yaklaşımı, ilkokulun üst sınıflarında ve daha sonraki sınıflarda bulunan öğrenciler için daha uygun olmaktadır. Bu yöntemin uygulanması aşamasında; öğretmen öğretilecek kavram ve genellemeyi önce diğer yapılarla ilişkilendirir.  Ausubel buna ön organize edici demektedir. Sonra   kavram ve genellemeler sınıfa verilir, öğretilen bilgi birimlerinin özellikleri (kritik) sunulur. Bunu açıklayıcı örnekler izler. Konu yeterince anlaşılıncaya ve öğrencilerde anlamlı bir birikim oluncaya kadar örnekler verilmeye devam edilir. Kavram ya da genellemenin daha iyi anlaşılabilmesi için gerekirse örnek olmayan durumlar verilir. Soru-cevap etkinlikleri yoluyla kavram ve genellemeler öğrencilere tekrar ettirilir. Konu yeterince anlaşılmışsa öğrencilerden örnekler istenir ve öğrenilen konunun anlamlı bir yapı ya da cümle içerisinde kullanılması istenir. Sunuş yoluyla öğretim stratejisinin ezberden ziyade anlamlı bir öğrenmeyi ortaya çıkarması için başlangıçta öğretmenin öğrenilecek bilgileri kendi içinde anlamlı ve organize bir bütün haline getirmesi gerekir. Aynı şekilde öğrencinin de anlamlı öğrenme için hazırlanması gerekir [10].

Genel Özellikleri aşağıda verilmiştir [12].

  • Öğrencinin öğrenmesi için öğretmenin yardımına ve kılavuzlamasına ihtiyaç vardır.
  • Genel ilke ve kavramlar sözel olarak verilir, daha sonra ayrıntılı bilgilerin sunumuna geçilir.
  • Öğretmen merkezli bir stratejidir.
  • Öğretmen öğrenciye bilgiyi bütünlük içinde verilmelidir.
  • Ön koşul öğrenmeler önemlidir.
  • Ağırlık olarak dış kaynaklı pekiştireçler ve kontrol amaçlı sorular kullanılır.
  • Öğrenme temel kavramlara dayalı olarak gerçek eşir.
  • Sunulan bilgiler, bol örnekle desteklenmektedir. (Kavram, ilke, örnek v.b.)
  • Öğrencilerin etkin katılımını sağlamak için öğretmen öğrenci arasında yoğun bir etkileşim olmalıdır.
  • Öğretim süreci öğretmence yapılandırılmalı ve Tümdengelim ilkesi uygulanmalıdır.
  • Öğretmen bütün öğrencilerin anlayabileceği bir dil kullanmalıdır.
  • Öğretmen sunuşunu beden diliyle etkili bir biçimde desteklemelidir. (Ses tonu, jest ve mimikler)
  • Öğretmen sunuşunu desteklemek için harita, şekil, model vb. görsel araçlar kullanmalıdır.
  • Öğretmen düzenli bir öğretim planı hazırlamalıdır.
  • Bu stratejinin etkili olabilmesi için öğrencilerin soyut düşünme becerilerinin gelişmesi gerekmektedir. (5. sınıftan sonra)
  • Sunulan bilgiler çok sayıda örnekle desteklenmelidir.
  • Öğretmen sunuşunu önemli kısımları toplayarak bitirmelidir.
  • Sunuş yoluyla öğretim stratejisinin ezberden öte anlamlı öğrenmeyi ortaya çıkarmak için başlangıçta öğretmenin öğrenilecek bilgileri kendi içinde anlamlı bir bütün haline getirmesi gerekir.
  • Öğretmen sunuş yoluyla, öğretimi kullanırken fikirlerin en somut yollarla, öğretmen aracılığıyla öğrencinin çok sayıda duyu organını harekete geçirecek biçimde sunması gerekmektedir.
  • Sunuş yolu genelde anlatım yöntemini kullanır.
  • Sunuş yoluyla öğretim kavram haritalarının en fazla kullanıldığı stratejidir.
  • Öğretmen aktif, öğrenci pasif dinleyici rolündedir. İlerleyen aşamalarda öğrencilerin öğrenme sürecine aktif katılımlarının olması gerekir.

Kullanıldığı yerler:

  • Bilişsel alanın bilgi basamağındaki kazanımların gerçekleştirilmesinde,
  • Öğrencilerin herhangi bir konuyla ilgili ön bilgilerinin yeterli olmadığı durumlarda,
  • Dersin giriş kısmında,
  • Konunun yeni öğrenilmeye başlandığı durumlarda,
  • Soyut kavramların, konuların örneklerle somutlaştırılmasında,
  • Kavram, ilke, olgu, teori ve genellemelerin açıklanmasında,
  • Zamanın kısıtlı, içeriğin çok ve öğrenci sayısının fazla olduğu durumlarda.

Sınırlılıkları:

  • Öğrenci aktif olmadığı için öğretmen, öğrencinin yanlış öğrenmelerinin farkında olmayabilir.
  • Öğrenci anlamlı öğrenmeye istekli değilse ezber öğrenmeye neden olabilir.
  • Öğretmenin anlatımına dayalı olduğu için öğrenciler dersten çabuk sıkılabilirler.
  • Öğrenilenlerin kalıcılık ve uygulanabilirlik düzeyi düşüktür.

BULUŞ YOLUYLA ÖĞRETİM STRATEJİSİ

Bruner’e göre öğrenmek veya bilmek bir ürün değil bir süreçtir. Bu yüzden, buluş yoluyla öğretim stratejisinde öğretmenin en önemli rolü öğrencilerin kendi kendine öğrenebilecekleri bir öğrenme ortamı oluşturmaktır. Öğretmen, öğrencilerin öğrenmesi gereken kavram, ilke ve genellemeleri hazır olarak sunmaz, onları araştırmaya ve incelemeye teşvik eder, bir bilim adamı gibi davranmasını ister [11].

Jerome Bruner tarafından geliştirilen stratejide öğretim sürecinin merkezinde öğrenci vardır. Ampirik çalışmalara ağırlık veren Bruner, bilimin temel bir kuralını daima ön planda tutmuştur; hangi verilerden sonuçlara varılacaksa, o veriler üzerinde gözlem yapılmalıdır. Bir kez, akademik psikologlar belirli bir filmin çocuklar üzerindeki etkisini tartışırlarken Bruner’i danışman olarak davet etmişlerdir. Tartışmayı bir süre izledikten sonra Bruner’in önerisi şu olmuştur: “Bunu, filmi seyrettikten sonra çocuklara soralım!” Bruner aynı yaklaşımı eğitim psikolojisinin problemleri karşısında da göstermektedir. Çocukların okullarda nasıl öğrendiklerini anlamak istiyorsanız, o zaman kafes içindeki fare ve güvercinleri değil sınıftaki çocukları inceleyiniz. Bruner’e göre eğitimin en son amacı “bir konunun yapısı hakkında genel bir anlayış geliştirmektir.” Öğrenci bir konunun, dersin yapısını anladığı zaman, onu ilişkili bir bütün olarak görür. “Bir konunun yapısını kavramak, daha pek çok şeyin anlamlı bir biçimde o konuyla ilişkilenmesine olanak sağlar. Bruner öğretmene (mesajlarını zaten hep iş başındaki öğretmene yöneltmektedir) öğrencinin belli bir konunun yapısını algılayabilmesi için gerekli koşulları sağlamada yardımcı olmasını öğütlemektedir. Öğrenme bir yapıya dayalı olduğu zaman daha kalıcıdır ve kolaylıkla unutulmaz [10].

Tümevarım akıl yürütme yoluyla öğrenmeyi sağlayan bu yaklaşımda esas örneklerden kurallara ve genellemelere ulaşma süreci kullanılır. Sonuçta kural ya da bilgi yapısını keşfeden öğrencidir. Keşfetme yoluyla öğrenmeyi sağlamak kuşkusuz kolay değildir. Uygulama esnasında aşağıdaki ilkeler oldukça önem taşır [10]:

  • Öğretmen yetenekli ve esnek olmalı,
  • Aynı zamanda da konuyu çok iyi bilmelidir.
  • Öğretmen sabırlı olmalıdır. Çünkü keşfetme yoluyla öğrenme aceleye getirilemez. Böyle bir öğrenme genellikle umutsuzluğa yol açacak derecede yavaştır, fakat öğrencinin bir anlama düzeyine girişmesini amaç edinmek beklemeye, sabır göstermeye değer.
  • Öğrencilerin sürekli desteklenmesi gerekir. Burada öğretmenin yardımı, desteği, rehberliği önem­lidir.
  • Öğretmenin vereceği destek, çocuğa ve öğrenciye güven verir.
  • Öğrenciyi harekete geçirmede diğer önemli bir husus, araştırma ve keşfetme çabalarının yönünün belirlenmesidir. Öğrenci, amacı bilmeli ve çözüm yöntemlerinin amaca uygun olup olmadığını bilmelidir.
  • Öğretmen öğrencilere seçenekler sunmalı, değişik yaklaşımlar geliştirmek için yaşantılar sağlamalıdır.

Sınırlılıkları ise aşağıda verilmiştir [12].

  • Uzun zaman gerektirir.
  • Kalabalık öğrenci gruplarında etkisi zayıflar.
  • Öğrencilerin bireysel farklılıkları süreci olumsuz etkileyicidir.
  • Buluş için gerekli araç-gerece her zaman ulaşılamayabilir.
  • Her ders ve konu için uygun değildir.
  • Öğretmenin hedeflemediği ders dışı buluşlar olmayabilir.
  • Etkili bir öğretmen becerisi, güdüleme gücü olmazsa sonuç elde edilemez.
  • Güdülenmeyen ve ilgili konu hakkında gerekli giriş davranışlarına (Bilişsel, duygusal) sahip olmayan öğrencilerin başarıya ulaşması zordur.

ARAŞTIRMA İNCELEME YOLUYLA ÖĞRETİM STRATEJİSİ

Öğrenci merkezli bir stratejidir. Öğrencilerin belli bir konu ile ilgili problemi çözmek üzere harekete geçmelerini, araştırma etkinliklerini sürdürmelerini ve sonuca ulaşmalarını sağlar. Öğrencilerin hem bireysel hem de grup olarak çalışma becerilerinin geliştirilmesine katkı sağlar. Öğretmen rehberlik eder ve gerektiğinde yönlendirici konumundadır. Ele alınan problemlerin gerçek hayatta karşılaşılan problem durumları olması gerekir. En uygun öğretim yöntemi olarak problem çözme yöntemi kullanılır [11].

Bu strateji daha önceleri matematik, fen bilgisi gibi doğa bilimlerinde uygulamalı olarak kullanılırken, daha sonraları araştırmalar göstermiştir ki bütün konu alanlarında kullanılabilmektedir. Konu alanı içeriğinde problem ya da çözülmesi gerekli bir durum varsa en etkili stratejidir. Bu stratejinin kullanılabilmesi için konunun hedef-davranış boyutu en az uygulama ve daha üst düzeyde olmalıdır. Dolayısıyla üst düzeyli zihinsel süreçlerin geliştirilmesinde en etkili stratejilerden birisidir. Bu strateji sadece sınıf içerisinde değil aynı zamanda laboratuvar, atölye ve okul dışı doğal ortamlarda kullanılabilir.

Araştırma-inceleme yoluyla öğretim stratejisi; bilimsel yöntemleri günlük ders oturumu gibi küçük zaman dilimlerine sıkıştıran alıştırmalar vasıtasıyla öğrencileri doğrudan bilimsel süreçlerin içerisine katan bir yaklaşımdır. Schlenker, bu stratejinin, bilimin anlaşılmasına, yaratıcı düşüncenin kullanılmasına, bilgiyi inceleme, analiz etme ve üretme becerilerini geliştirdiğini ifade etmiştir. Özellikle kuramsal bilgilerde beklenen öğrenme performansını gösteremeyen öğrenciler bu stratejiyle oldukça başarılı olmaktadırlar.

Araştırma-İnceleme Stratejisini Geliştiren Suchman’a göre [10]:

  • Öğrenciler bir problem ya da bilgi içeriğini ilginç buldukları zaman doğal olarak araştırırlar.
  • Onlar kendi düşünme stratejilerinin farkına varabilirler ve bunları yeni yaklaşımlarla geliştirebilirler.
  • Yeni stratejiler doğrudan öğretilebilir ve öğrencilerin var olan stratejilerine ilave edilebilir.
  • İşbirliğine dayalı araştırma etkinlikleri, düşünceyi zenginleştirir ve öğrencilerin bilgiyi denemelerine, onun gerçek doğasını kavramalarına destek olur.

Araştırma inceleme yoluyla öğretim stratejisinin basamakları aşağıda verilmiştir [12];

  • Problemin hissedilmesi
  • Problemin tanımlanması
  • Hipotezlerin kurulması
  • Verilerin toplanması
  • Verilerin analiz edilmesi
  • Hipotezlerin sıralanması ve sonuca ulaşma

Araştırma inceleme stratejisinin temel özellikleri ise şunlardır [12];

  • Tümdengelim ve tümevarım akıl yürütme yolları birlikte kullanılır.
  • Stratejiye en uygun yöntem Problem Çözme ve Projedir.
  • Bunların yanında örnek olay, laboratuar deney, gezi, gözlem vb. teknikler de kullanılabilir.
  • Sınıf için ve sınıf dışı öğretim yöntem ve tekniklerinin kullanılmasını gerektirir.
  • Yaparak, yaşayarak öğrenme ilkesini temele alır.
  • Problem çözme,
  • Yansıtıcı düşünme,
  • Eleştirel düşünme
  • Karar verme gibi üst düzey düşünme becerilerini temele alır.
  • Her türlü bilimsel araştırma, lisansüstü tez çalışmaları bu yaklaşıma göre düzenlenir.
  • Stratejinin hedef davranışları ilkeleri kullanma, problem çözme, karar verme ve yapıp göstermedir.
  • Öğretim stratejileri içinde öğrencilerin en etkin olduğu strateji Araştırma-İnceleme stratejisidir.
  • Araştırmanın ilk bölümünde öğretmenin rolü, problem durumunu seçmek ve problem çözme sürecind anlaşmalı durumlarında danışmanlık yapmalıdır.
  • Öğretmenin en önemli görevi, problemin tanımlanması ve hipotezlerin oluşturulması aşamalarının yapılandırılmasıdır.

KAYNAKLAR

  1. Basamaklı Öğretim – kpssbilimleri.com/basamakli-ogretim/
  2. Basamaklı Öğretim Modeli – https://egitimvaktim.com/basamakli-ogretim-modeli/
  3. pegem.net/Akademi/kongrebildiri_detay.aspx?id=116984
  4. Basamaklı Öğretim Modeli – http://xn--yenidnya-b6a.net/2020/05/07/basamakli-ogretim-modeli-nunley/
  5. İş Birliğine Dayalı Öğrenme ve Özellikleri – bilgiustam.com/is-birligine-dayali-ogrenme-ozellikleri/
  6. İş Birliğine Dayalı Öğrenmenin Faydaları – https://www.egitimpedia.com/is-birligine-dayali-ogrenmenin-faydalari
  7. İş Birliğine Dayalı Öğrenme (Kubaşık – Kooperatif Öğrenme) https://egitimbilimlerinotlari.com/tag/ogrenci-takimlari-basari-bolumleri-teknigi/
  8. Öğretim Stratejileri – http://docs.neu.edu.tr/staff/huseyin.bicen/ders2_9.pdf
  9. Öğretim Stratejileri Nelerdir? – https://www.egitimantolojisi.com/2019/08/ogretim-stratejileri-nelerdir.html
  10. Öğrenme – Öğretme Stratejisi – antalyaozelegitim.com/blog/psikolojik-degerlendirme-ve-danisma/ogrenme-ogretme-stratejisi.html
  11. Öğretim Stratejileri – https://remcdbcrb.org/ogretim-stratejileri/
  12. Öğretim Yöntem ve Teknikleri – https://tesakademi.net/wp-content/uploads/2018/11/4-%C3%96%C4%9ERET%C4%B0M-Y%C3%96NTEM-VE-TEKN%C4%B0KLER%C4%B0.pdf
  13. Basamaklı Öğretim Programı – Nunley – https://remcdbcrb.org/basamakli-ogretim-programi-modeli-nunley/
  14. Probleme Dayalı Öğrenme https://atauni.edu.tr/yuklemeler /0359b08bf756e461d605ce86b84b69f7.pdf
  15. Probleme Dayalı Öğrenim – pau.edu.tr/moe/tr/sayfa/probleme-dayali-ogrenim
  16. Tunç, B., Çiçek, Ö., Ergen, O., Çuhadar, G., Oğuz, A., & Pektaş, N. B. Ç. Probleme Dayalı Öğrenim: Nedir, Ne Değildir?
  17. Probleme Dayalı Öğretme Stratejisi Nedir? -fenciyim.com/ ?pnum=258&pt=Probleme+Dayalı+Öğretme+Stratejisi+Nedir%3F
  18. PROBLEME DAYALI ÖĞRENME (PDÖ) OTURUMLARI – https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/esene/107815/PD%C3%96%20oturumlar%C4%B1.pdf

İŞ BİRLİĞİNE DAYALI ÖĞRENME

Sınıf ortamı, öğrencilerin, çoğu hayat becerisini ilk defa deneyimlediği yerdir. Bu nedenle de öğretmenler, öğrencilerin birbirleriyle iş birliği yapacağı, sorumluluklarını paylaşacağı, sorun çözeceği ve çatışmaları kontrol edeceği fırsatlar oluşturmaya çalışmalılar.

Bu fırsatlar, öğrencilerin bireysel hatta bazen birbirine rakip olarak çalıştığı bireysel ve geleneksel öğrenme yöntemlerinden farklı olarak, iş birliğine dayalı öğrenme yönteminde bulunabilir. İş birliğine dayalı öğrenme aktiviteleri, öğrencilerin küçük gruplar halinde birlikte çalışarak bir projeyi veya etkinliği tamamlamalarını; başarılı olmak için birbirlerine yardım etmelerini ve bir ekip olarak faaliyet göstermelerini gerektirir.

Yazar ve araştırmacı Robert Slavin, A Practical Guide to Cooperative Learning (İş Birliğine Dayalı Öğrenme Rehberi) adlı kitabında iş birliğine dayalı öğrenmeye ilişkin 67 araştırmayı değerlendiriyor. Değerlendirme sonucu Slavin, iş birliğine dayalı öğrenmeyi uygulayan sınıfların yüzde 61’inin geleneksel sınıflara oranla çok daha yüksek test puanları elde ettiğini buldu [6].

İşbirliğine Dayalı Öğrenme Modelinin Özellikleri

  • Olumlu Bağlılık

İşbirliğine dayalı öğrenme de grup çalışması olduğu için grup içindeki öğrenciler arasında bağlılık duygusu gelişir. Bu model grup çalışması olması, grup halinde aynı aletleri, aynı ortamı kullanmak ve aynı proje ya da ödev üzerine çalışmaları olumlu bağlılığı artırmaktadır. Bunların yanı sıra öğrencilerin hepsine ortak sorumluluğun verilmesi, grup duygusu içine girmeleri de bağlılık duygusunu geliştirir [5].

  • Bireysel Sorumluluk

İşbirliğine dayalı öğrenmede grup içindeki bireylerin aldığı puan grup puanını belirlediği için grup içindeki bireylerin aldığı sorumluluğu tam olarak yerine getirmesi gerekmektedir. Geleneksel eğitim anlayışında öğrencinin başarısı aldığı sınav sonucuna bağlıydı. İşbirliğine dayalı öğrenmede tam tersidir [5].

  • Eğitmenin Rolü

İşbirliğine dayalı öğrenme de öğretmene büyük bir sorumluluk düşmektedir. Grupların oluşturulmasında ve grup çalışmalarının denetlenmesinde öğretmen sorumludur. Grup içinde öğrencilerin doğru yönlendirilmesi ve çalışmaların etkili yapılması verimliliğin artırılmasını sağlayacaktır [5].

  • Sosyal Becerilerinin Kullanılması

İş birliğine dayalı öğrenme de öğrenciler istek ve şikayetlerini ifade edebilme fırsatı bulmaktadır. Öğrenciler ele alınan konu ile ilgili aklına takılan her soruyu ya da konu il ilgili önerilerini rahatça dile getirebilmektedir. Bu da öğrencilerin diğer öğrenciler ile iletişime geçmesini ve kendine yapılan eleştirilere olgunlukla karşılıklı vermeyi öğretmektedir. Genel olarak iş birliğine dayalı öğrenme öğrencilerin iletişim becerilerini, özgüven, empati gibi özelliklerinin gelişmesini sağlamaktadır [5].

  • Yüz Yüze Etkileşim

İşbirliğine dayalı öğrenmede öğrenciler sürekli yüz yüze iletişim halinde olduğu için grup üyelerini başarılı olabilmek ve verimliliği artırmak için birbirini cesaretlendirmekte ve zorlandıkları durumda birbirini desteklemektedir. Bu da öğrencilerin problem çözerken daha kısa sürede çözmelerini ve yardımlaşmalarını sağlamaktadır [5].

İŞ BİRLİĞİNE DAYALI ÖĞRENME TEKNİKLERİ

İş birliğine dayalı öğrenme teknikleri aşağıda verilmiştir [6].

  • Öğrenci Takımları Başarı Bölümleri Tekniği
    • Grup üyeleri birlikte çalışıp, birlikteyken öğrenir.
    • Grup üyeleri bireysel olarak sınava girer.
    • Aritmetik ortalama, grup ortalaması notu alınır [7].
  • Ayrılıp Birleştirme Tekniği (Jiqsaw)

En güçlü teknik olup özellikleri aşağıda verilmiştir.

  • Konu bölümlere ayrılır, her bölüm için bir uzman görevlendirilir.
  • Her gruptan aynı bölüm uzmanları bir araya gelerek uzman grupları oluşturur. Uzman gruplar konuyu derinlemesine öğrenir ve uzmanlaşır.
  • Her uzman kendi grubuna geri dönüp, grup arkadaşlarının öğrenmesinden sorulu olur.
  • Gruplar tüm bölümlerden sınav olur.
  • Öğrenciler hem bireysel hem de grup olarak değerlendirilir [7].
  • Takım Destekli Bireyselleştirme

Bu teknikte eşler vardır ve eşler birbirinden sorumludur. Özellikleri ise şöyledir [7];

  • Grup heterojendir.
  • Her öğrenci kendi seçeceği bir arkadaşıyla çalışır. (Eş seçimi) Eş olan öğrenciler birbirlerinin çalışmalarını, ödevlerini ve test kağıtlarını değerlendirir.
  • Öğretmen süreci kontrol eder, daha çok matematik öğretiminde kullanılır (Akran eğitimi).
  • Her hafta durum değerlendirilir.
  • Takım – Oyun – Turnuva

Her hafta gruptan bir kişinin katıldığı turnuvalar düzenlenir. Grup üyeleri o hafta kendilerini temsil edecek arkadaşlarını hazırlarlar. Her öğrencinin aldığı puan, toplam takım puanına eklenir ve puana göre gruba ödül verilir.

  • Karşılıklı Sorgulama Tekniği

Soruları öğrenci hazırlar. Öğretmen konuyu sunduktan sonra sınıfı heterojen gruplara ayırır. Her grup konuyla ilgili açık uçlu sorular hazırlar, birbirlerine sorar ve cevap verirler.  Öğretmen de öğrencilere soru hazırlarken soru kökleri ile ipuçları verir. Son olarak verilen cevaplar tüm sınıfta tartışılır.

  • Düşün – Eşleş – Paylaş

Açık uçlu konu üzerinde, öğrenciler önce bireysel olarak yoğunlaşır ve konu ayrıntılarıyla irdelenir. Daha sonra öğrenciler eşleşerek konuyu irdeler. Son olarak ulaşılan sonuçlar sınıfa sunulur ve sınıfça paylaşılır.

  • Birlikte Öğrenme

Homojen grup var. Aynı yetenekte, cinsiyet ve başarı farklı olabilir. Amaç, öğrencilerin yetenekli – güçlü oldukları yönleri tespit edip geliştirmektir. Ekipte herkes aynı notu alır [7].

KAYNAKLAR

  1. Basamaklı Öğretim – kpssbilimleri.com/basamakli-ogretim/
  2. Basamaklı Öğretim Modeli – https://egitimvaktim.com/basamakli-ogretim-modeli/
  3. pegem.net/Akademi/kongrebildiri_detay.aspx?id=116984
  4. Basamaklı Öğretim Modeli – http://xn--yenidnya-b6a.net/2020/05/07/basamakli-ogretim-modeli-nunley/
  5. İş Birliğine Dayalı Öğrenme ve Özellikleri – bilgiustam.com/is-birligine-dayali-ogrenme-ozellikleri/
  6. İş Birliğine Dayalı Öğrenmenin Faydaları – https://www.egitimpedia.com/is-birligine-dayali-ogrenmenin-faydalari
  7. İş Birliğine Dayalı Öğrenme (Kubaşık – Kooperatif Öğrenme) https://egitimbilimlerinotlari.com/tag/ogrenci-takimlari-basari-bolumleri-teknigi/
  8. Öğretim Stratejileri – http://docs.neu.edu.tr/staff/huseyin.bicen/ders2_9.pdf
  9. Öğretim Stratejileri Nelerdir? – https://www.egitimantolojisi.com/2019/08/ogretim-stratejileri-nelerdir.html
  10. Öğrenme – Öğretme Stratejisi – antalyaozelegitim.com/blog/psikolojik-degerlendirme-ve-danisma/ogrenme-ogretme-stratejisi.html
  11. Öğretim Stratejileri – https://remcdbcrb.org/ogretim-stratejileri/
  12. Öğretim Yöntem ve Teknikleri – https://tesakademi.net/wp-content/uploads/2018/11/4-%C3%96%C4%9ERET%C4%B0M-Y%C3%96NTEM-VE-TEKN%C4%B0KLER%C4%B0.pdf
  13. Basamaklı Öğretim Programı – Nunley – https://remcdbcrb.org/basamakli-ogretim-programi-modeli-nunley/
  14. Probleme Dayalı Öğrenme https://atauni.edu.tr/yuklemeler /0359b08bf756e461d605ce86b84b69f7.pdf
  15. Probleme Dayalı Öğrenim – pau.edu.tr/moe/tr/sayfa/probleme-dayali-ogrenim
  16. Tunç, B., Çiçek, Ö., Ergen, O., Çuhadar, G., Oğuz, A., & Pektaş, N. B. Ç. Probleme Dayalı Öğrenim: Nedir, Ne Değildir?
  17. Probleme Dayalı Öğretme Stratejisi Nedir? -fenciyim.com/ ?pnum=258&pt=Probleme+Dayalı+Öğretme+Stratejisi+Nedir%3F
  18. PROBLEME DAYALI ÖĞRENME (PDÖ) OTURUMLARI – https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/esene/107815/PD%C3%96%20oturumlar%C4%B1.pdf

BASAMAKLI ÖĞRENME

Beş Basamaklı Öğrenme Stratejisi (BBÖS), Allosterik Öğrenme Modeli’nden esinlenerek geliştirilmiş bir stratejidir. Giordan (1995) tarafından geliştirilen modele göre, öğrenme öğrenenin zihinsel tasarımının dönüştürülmesi sonucu gerçekleşmektedir. Zihinsel tasarımın dönüşümü için, öncelikle öğrenenin öğrenilecek bilgi ya da beceri ile ilgilenmesi (niyetlilik-yönelme), onunla ilgili kaynaklarla buluşması (karşılaşmalar), onu kavraması ve ifade etmesi (modelleştirme) ve son olarak da bir sonuca vararak yeni bir zihinsel tasarım (bilgiyi yapılandırma) oluşturması gerekmektedir [3].

Basamaklı öğretim programı öğrencilerin farklı ilgi ve yetenek alanlarına, farklı öğrenme yollarına sahip olduğu düşüncesi ile C, B ve A basamaklarında belirlenmiş olan bilgi edinme, bilgileri farklı problem durumları üzerinde kullanma, analiz ve sentez yapma, eleştirel düşünme ve yaratıcı düşünme gibi etkinlikleri kullanarak görevler belirlemesi, uygulaması, değerlendirmesi ve bu görevleri başarması esasına dayanan bir öğretme – öğrenme düzeneğidir. Her bir görevin ve sorumluluğun belirli bir zamanda tamamlanması şarttır. Görevin zorluğuna göre, belirlenen bir puan değeri bulunur. Öğretmen dersi anlatan değil, öğrencileri araştırmaya sevk eden, onlara rehberlik eden bir görev üstlenmiştir [13].

Basamaklı öğretim Nunley tarafından geliştirilmiş ve Bloom Taksonomisindeki hedef aşamalarına ayrılmıştır. Bloom taksonomisini kullanmış olan öğrenci merkezli ve yapılandırmacı öğretime dayanan modern bir yaklaşımdır. Öğrencilerin sahip olduğu farkları dikkate alan ve öğrencilerin seviyelerini arttırmaya çalışan bir yaklaşımdır [1].

Aktif öğrenme yaklaşımında olduğu gibi öğrenciler bu yaklaşımda da öğrenmelerinin sorumluluğunu alırlar. Öğretmen burada rehber görevindedir [1].

Basamaklı öğretim, basitten karmaşığa, kolaydan zora düzenlenen 5 basamakta ve 3 düzeyde gerçekleşir [2].

ÖĞRENME BASAMAKLARI

  1. Basamak (Tanırım Basamağı):

Öğrencilere o derste veya ünitede kazanacakları hedef davranışlar sunulur ve bunların içinden istediklerini seçmeleri istenir [2]

2. Basamak (C Basamağı – Alt Düzey):

Öğretim programı A, B ve C düzeylerine ayrılır. C düzeyi öğrencilerin temel bilgileri öğrendikleri basamaktır [2]. (Bilişsel alanın bilgi ve kavrama basamaklarını içerir.)

3. Basamak (B Basamağı – Orta Düzey):

Kazanılan temel bilgilerin uygulandığı, farklı örnekler üzerinde kullanıldığı, öğrencilerin belirlenen görevleri yerine getirdiği basamaktır [2]. (Bilişsel alanın uygulama basamağını içerir.)

4. Basamak (A Basamağı – Üst Düzey):

Yaratıcı düşünme, eleştirel düşünme, etkin düşünme gibi üst düzey düşünme yollarının kullanıldığı, öğrencilerin başardıkları görevlerin sonuçlarını tartıştığı basamaktır [2]. (Bilişsel alanın analiz, sentez, değerlendirme basamaklarını içerir.)

5. Basamak (Dersin Değerlendirilmesi):

Öğretmen tarafından öğrencinin ortaya koyduğu ürünler dikkate alınır ve değerlendirilir. Derinlemesine bir görüşme yapılır [2].

ÖĞRENME DÜZEYLERİ

C BASAMAĞI ÖĞRENME

  • Öğrencilerin temel bilgileri öğrenmeleri, ilgi ve yeteneklerine uygun görevlerin belirlenmesi [2]
  • Bilgi ve kavrama basamağıdır.
  • Buradaki görevleri yapan ve konuyu öğrenen öğrenci bir üst basamağa geçer.
  • Teorik bilgiler verilir.
  • Bu basamaktaki konu başlıklarında öğrenciye seçim hakkı verilir.
  • Daha kolaydır, puansal getirisi daha azdır, süresi azdır [4].

B BASAMAĞI ÖĞRENME

Kazanılan temel bilgilerin uygulanması, seçilmesi, farklı örnekler üzerinde kullanılması / Öğrencilerin belirlediği görevleri yerine getirmesi [2]

  • Uygulama basamağıdır.
  • Pratik uygulamaların yapıldığı basamaktır.
  • Seçme hakkı vardır [4].

A BASAMAĞI ÖĞRENME

Yaratıcı düşünme, etkin düşünme, eleştirisel düşünme gibi üst düzey yolların kullanılması / öğrencilerin başardıkları görevlerin sonuçlarını tartışması [2]

  • Analiz, sentez ve değerlendirme basamağıdır.
  • Sonucu tartışma, analiz etme, değerlendirme yapma, karar bildirme ve görüş ortaya atma gibi şeyler bu basamakta yapılır.
  • En zor basamaktır, puansal getirisi daha fazladır ve daha fazla süre verilir [4].

KAYNAKLAR

  1. Basamaklı Öğretim – kpssbilimleri.com/basamakli-ogretim/
  2. Basamaklı Öğretim Modeli – https://egitimvaktim.com/basamakli-ogretim-modeli/
  3. pegem.net/Akademi/kongrebildiri_detay.aspx?id=116984
  4. Basamaklı Öğretim Modeli – http://xn--yenidnya-b6a.net/2020/05/07/basamakli-ogretim-modeli-nunley/
  5. İş Birliğine Dayalı Öğrenme ve Özellikleri – bilgiustam.com/is-birligine-dayali-ogrenme-ozellikleri/
  6. İş Birliğine Dayalı Öğrenmenin Faydaları – https://www.egitimpedia.com/is-birligine-dayali-ogrenmenin-faydalari
  7. İş Birliğine Dayalı Öğrenme (Kubaşık – Kooperatif Öğrenme) https://egitimbilimlerinotlari.com/tag/ogrenci-takimlari-basari-bolumleri-teknigi/
  8. Öğretim Stratejileri – http://docs.neu.edu.tr/staff/huseyin.bicen/ders2_9.pdf
  9. Öğretim Stratejileri Nelerdir? – https://www.egitimantolojisi.com/2019/08/ogretim-stratejileri-nelerdir.html
  10. Öğrenme – Öğretme Stratejisi – antalyaozelegitim.com/blog/psikolojik-degerlendirme-ve-danisma/ogrenme-ogretme-stratejisi.html
  11. Öğretim Stratejileri – https://remcdbcrb.org/ogretim-stratejileri/
  12. Öğretim Yöntem ve Teknikleri – https://tesakademi.net/wp-content/uploads/2018/11/4-%C3%96%C4%9ERET%C4%B0M-Y%C3%96NTEM-VE-TEKN%C4%B0KLER%C4%B0.pdf
  13. Basamaklı Öğretim Programı – Nunley – https://remcdbcrb.org/basamakli-ogretim-programi-modeli-nunley/
  14. Probleme Dayalı Öğrenme https://atauni.edu.tr/yuklemeler /0359b08bf756e461d605ce86b84b69f7.pdf
  15. Probleme Dayalı Öğrenim – pau.edu.tr/moe/tr/sayfa/probleme-dayali-ogrenim
  16. Tunç, B., Çiçek, Ö., Ergen, O., Çuhadar, G., Oğuz, A., & Pektaş, N. B. Ç. Probleme Dayalı Öğrenim: Nedir, Ne Değildir?
  17. Probleme Dayalı Öğretme Stratejisi Nedir? -fenciyim.com/ ?pnum=258&pt=Probleme+Dayalı+Öğretme+Stratejisi+Nedir%3F
  18. PROBLEME DAYALI ÖĞRENME (PDÖ) OTURUMLARI – https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/esene/107815/PD%C3%96%20oturumlar%C4%B1.pdf

OKULDA ÖĞRENME / KELLER PLANI / TAM ÖĞRENME

OKULDA ÖĞRENME MODELİ

Carrol tarafından geliştirilen bu modelin temel varsayımı ”her öğrenciye ihtiyaç duyulan zaman ve öğrenme olanakları veriliğinde, tüm öğrencilerin belirlenen öğrenme hedeflerine ulaşabileceğidir”. Carrol, modelinin öğelerini zaman kavramı ile açıklamıştır. Her öğrenci aynı düzeyde öğrenebilir ancak sınıfta ”hızlı ve yavaş öğrenen öğrenciler” vardır. Okulda öğrenme modelinde öğrenmeye ayrılan zamana özel bir önem verilmektedir. Modelin odak noktası ”öğrenme içim ne kadar zaman gerekir” biçiminde formüle edilebilir. Carrol’a göre öğrenme düzeyi; etkin olarak öğrenmede geçen zaman süresinin, öğrenme için gerekli olan zaman süresine oranının bir fonksiyonudur [11].

Okulda Öğrenme Modelinin 5 Temel Öğeleri aşağıda verilmiştir.

  • Sebat/Sabır: Öğrencilerin gönüllü olarak öğrenmeye harcadıkları zamandır.
  • Yetenek: Öğrencilerin bir konuyu öğrenebilmek için ihtiyaç duyduğu zaman miktarıdır.
  • Fırsat: Öğrenme için verilen zaman ve sunulan olanak miktarıdır.
  • Öğretimden Yararlanma Yeteneği: Öğrencinin belli bir öğrenme birimini anlayabilmesi için gerekli olan ön koşul öğrenmeler, sözel ve sayısal yetenekleri ve zamanı içermektedir. Öğrencinin yeni bilgiyi öğrenmesi için sahip olması gereken hazırbulunuşluk düzeyini ifade etmektedir. Hazırbulunuşluğa sahip öğrenciler, öğrenme birimini daha kısa sürede öğrenirler.
  • Öğretimin Niteliği: Öğretim hizmetinin yeteneğe bağlı olan sürenin dışında ek zaman gerektirmemesi öğretim hizmetinin niteliğini gösterir. Öğretim, yeteneğe bağlı olan sürenin dışında ek zaman gerektirmediği ölçüde nitelikli, gerektirdiği ölçüde niteliksizdir.

KELLER PLANI

Bu sistem bireyselleştirilmiş öğretim sistemi olarak da bilinir. Caroll’ın “Okulda Öğrenme Modeli” temel alınarak Keller tarafından geliştirilmiştir. Bir sınıfta yavaş ve hızlı öğrenen öğrenciler vardır. Sınıftaki öğrenci sayısı arttıkça öğrencilere ayrılan süre doğal olarak azalır. Ayrıca öğrenciler arasındaki bireysel farklılıklarda sınıfın tamamının aynı anda öğrenmesini engellemektedir. Böyle bir sınıfta, bazı öğrenciler hemen, bazı öğrenciler daha geç ve bazı öğrenciler de hiç öğrenememektedir. Tüm bu oluşsuzlukların giderilebilmesi için öğretimin bireyselleştirilmesi gerekir. Çünkü her öğrencinin özel ders aldığı (öğretmen-öğrenci birebir) durumlarda öğrencinin başarısı da öğrenme düzeyi de yükselir. Bunu temel alarak öğretmenin de öğretimi mümkün olduğunca bireyselleştirmesi gereklidir. Bunun için sınıfta benzer özelliklere sahip olan 3-5 kişilik küçük homojen gruplar oluşturmalıdır. Bu gruplarda öğrenme, öğrencilerin etkin olduğu bir yapıya sahip olmalıdır. Öğretmenin rolü gruplara rehberlik etmektir. Bu tekniğe göre;

  • Her öğrencinin öğrenme hızı ve düzeyi kendine özgüdür,
  • Öğrenci merkezlidir,
  • Öğrenciler bireysel çalışmalar ve ödevler yaparlar,
  • Öğrenci öğretim etkinliğine aktif olarak katılır,
  • Gruplardaki öğrenciler nasıl öğreneceklerini kararlaştır ve sorumluluk alırlar,

Bu gruplardaki öğrencilerin bireysel gereksinimlerini karşılamaya dönük olarak, dönüşümlü günlük çalışma, becerileri geliştirme, planlı grup çalışması yapma ve düzey geliştirme çalışmaları gibi etkinlikler yapılabilir.

Bu teknikte herkesin tam öğrenmesi zorunlu olmasa da öğrencilerin bireysel özellikleri ve ihtiyaçlarına değer verilerek onlara özel bir çalışma süreci oluşturulduğundan geçme notu ya da başarı notu nispeten yüksek tutulmalıdır [12].

Sınırlılıkları aşağıda verilmiştir [14];

  • Aynı özelliklere sahip öğrenci grubu oluşturmak güçtür.
  • Öğrenciler zor ve karmaşık konuları tek başlarına öğrenemeyebilir.
  • Sınav zamanlarını bazı uygulamaları öğrenci inisiyatifine bırakmak gecikmelere neden olur.
  • Bireysel çalışmaya yatkın olmayan öğrenciler için uygun değildir.
  • Öğretmenden ders dinlemeye eğilimli ve sunuş yoluna yatkın öğrenciler gerekli verimi alamazlar.

Avantajları ise şu şekildedir [14];

  • Öğrenciler aktif bir şekilde öğrenmeye katılırlar.
  • Bireysel sorumluluğu geliştirir.
  • Bireysel farklılıklar dikkate alınır.
  • Aynı özelliklere sahip öğrencilerin bir araya getirilmesi öğretimde etki sağlar.
  • Yaparak- yaşayarak anlayarak ve araştırma yaparak öğrenmeyi sağlar.

TAM ÖĞRENME

Bloom Tam öğrenme modeli, Caroll’un Okulda öğrenme modeli geliştirilerek elde edilen okulda öğrenmeyi temel alan eğitim modelidir.

Bloom tarafından bulunan bu modelde farklı şekilde öğrenme hızlarına sahip olan öğrenciler vardır. Tam öğrenme modelinde kilit kelimelerden birisi farklı öğrenme hızlarına sahip öğrencilerdir. Tam öğrenme modeline göre gerekli ortam ve uygun bir düzen oluşturulursa tüm öğrenciler öğrenebilir. Bu modele göre öğrencilere öğrenmek için gerekli olan zaman ve imkân mutlaka sunulmalıdır.

Bloom Tam Öğrenme Modeli, öğrencilerin öğrenme gücünü arttırmayı hedeflemekte ve daha hızlı bir şekilde öğrenebilmeleri için imkanların yaratılmasını savunmaktadır. Tam öğrenme modeline bağlı olarak daha hızlı düzeyde öğrenen öğrenciler bulunur. Yavaş öğrenen öğrencilere gerekli olan imkan sunulduğu takdirde diğer öğrencilerin yakalamış olduğu düzeyi yakalayabilirler. Bu nedenle bütün öğrencilere gerekli olan öğrenme hizmetlerinin sunulması şarttır. Çünkü her öğrencinin aynı öğrenme hızına sahip olması mümkün değildir.

Bu modele bağlı olarak öğrenme düzeyinde değişikliğin olması için iki değişken bulunur. Bu değişkenlerden ilki öğrencinin davranışlarıdır. İkincisi ise öğrenme hizmetinin kalitesidir. Bu iki değişkende doğrudan öğrenme düzeyine etki eden durumlar arasında bulunur. Bu iki değişken eğitim hayatı boyunca doğru bir şekilde kontrol edilebilirse, öğrenme düzeyinin istenilen düzeye getirilmesi söz konusu bir hale gelmiş olur. Tam öğrenme modelinde özellikle bazı davranışların öğrenmenin hızını arttırdığı ve daha basit bir hale çektiği tespit edilmiştir. Materyallerden yararlanma, aritmetik işlem yapma, düzenli tekrar yapma, yorum yapma gibi çeşitli çalışmalar öğrenme hızını arttırarak alınan bilgilerin daha kalıcı olmasını sağlamaktadır.

Bloom öğrenci giriş özelliklerini iki farklı türde incelemeye alınmıştır. Duyuşsal giriş ve bilişsel giriş bu özellikler arasında bulunur. Öğretim sürecinin başında bu süreç içinde kazandırılacak davranışların öğretildiği boyut bilişsel faktörler olarak ele alınır. Öğretim süresi boyunca öğrenilen konuya dair öğrencinin ilgi ve motivasyonu ise duyuşsal giriş olarak adlandırılmaktadır.

Tam öğrenme modelinin diğer değişkeni ise öğretim hizmetinin sahip olduğu özelliklerdir. Öğrenme süreci içinde öğrenciye çok fazla görev düşse de, öğretim hizmetinin kalitesi de aynı ölçüde önemli durumlardan biri olarak bilinir. Bu modele bağlı olarak öğrenme süreci içinde öğretmenler tarafından ipuçları, dönüt gibi geri dönütler sağlanmalıdır. Bu sayede öğretim süresi çok daha basit bir hale çekilerek, öğretimin daha kolay bir hale getirilmesi sağlanmış olur.

Öğrenme hizmetinin kalitesi öğrencinin kısa yoldan motivasyonunun artmasını sağlarken, öğrencinin gizli özelliklerinin de görülmesini kolaylaştırır. Öğrenme sürecinin sonunda tam olarak istenen öğrenme düzeyine ulaşılamamışsa, mutlaka öğrencilere ek zaman tanınmalıdır. Tam öğrenme modeline göre bütün öğrencilerin eşit düzeyde öğrenmeleri gerekir. Eşit öğrenim düzeyi tamamlanmadığı müddetçe, diğer öğrenme sürecine geçilmemelidir [13].

Öğretim hizmetinin niteliği tam öğrenme modelinin en önemli kavramlarından biridir. Öğrenmeyi etkileyecek olan dört farklı temel kavramı kapsar. Bilindiği üzere öğrenme ve öğretme sürecine bağlı olarak çeşitli konular bu durumlara doğrudan etki etmektedir. Ancak bu çeşitli faktörlerin öğrenmeye etkisi tek başına oldukça azdır. Bu konuların her birini kontrol altına almayı öğrenmek ve buna bağlı olarak öğrenme düzeyini arttırmaya çalışmak oldukça zor konulardan biridir. Bu nedenle Bloom, öğretme süreci içinde öğrenme düzeyini daha iyi bir hale çekmek için daha az sayıda faktörü gündeme almaya özen göstermiştir. Bu az sayıda faktör üzerinden öğrenme verimliliğini arttırmak daha kolay bir şekilde yapılabilir. Öğretim hizmetinin niteliği konusunda en fazla ön plana çıkan kavramlar ise ipuçları, pekiştirme, dönüt ve katılımdır.

Öğrenme süreci içinde öğrencinin tam olarak neyi öğreneceğini ve bunları nasıl öğrenebileceğine dair verilen mesajların tümünü kapsar. Bu mesajlar yazılı olabileceği gibi aynı zamanda sözlü de olabilmektedir. İpuçları öğrenme döneminin içinde öğrencinin başarısına etki edebilmektedir. Ancak tek başına yeterli olmayıp öğrencinin motivasyonuna, gelişim düzeyine de uygun şekilde tasarlanmış olması gerekir.

Tam öğrenme modelindeki yapılabilecek etkinlik örnekleri aşağıda verilmiştir [13].

  • Tekrar
  • Öğrenciyle birebir tekrar
  • Küçük öğrenci grubuyla tekrar
  • Yardımcı kitaplarla tekrar
  • Eğitsel oyunlarla tekrar
  • Etütle tekrar
  • Programlı eğitimle tekrar

Tam Öğrenme Modelinde İzlenecek Adımlar aşağıda verilmiştir.

  • Dersin öncesinde hedefe bağlı olarak ayrıntılı bir analiz ve plan yapılır.
  • Ders başlarken giriş davranışları testinden yararlanarak öğrencilerin tutumları ve ön bilgileri araştırılır. Bu test öğrencilerin eksikliklerinin tespit edilmesini ve öğrenme düzeyini ortaya çıkarmak amacıyla yapılır. Not vermek amacıyla yapılmayıp, sadece öğrencilerin bilgi düzeyi test edilir.
  • Test sonucuna bağlı olarak tespit edilen eksik bilgilerin tamamlanması sağlanır. Buna bağlı olarak olumsuz tutumların iyileştirilmesine yönelik adım atılır.
  • Öğrencilerin aktif katılımını sağlayarak derse başlanır.
  • İşlenen dersle alakalı olarak izleme testi uygulanır.
  • İzleme testinin sonucuna bağlı olarak öğrenemeyen öğrencilere tamamlayıcı yönde etkinlik uygulanır. Öğrenen öğrencilere ise ek etkinliğin uygulanması söz konusu olur.
  • Tamamlama etkinliğinin sonucuna göre, üniteyi öğrencilerden en az yüzde 70’i öğrenirse ünite bitirilmiş olur.

KAYNAKLAR

  1. Çoklu Zekâ Kuramı- asamakres.com/index.php/egitim-programi/gunluk/10-kurumsal/18-coklu-zeka-kurami
  2. Çoklu Zekâ Kuramı- montessoridunyasi.com/coklu-zeka-kurami-2/
  3. Sözel ve Dilsel Zeka – http://www.suanaokulu.com.tr/tr/okul/egitim-programi/sozel-ve-dilsel-zeka
  4. ÇOKLU ZEKÂ KURAMI VE ZEKÂ TÜRLERİ – https://www.ment alup.net/blog/coklu-zeka-kurami-ve-zeka-turleri
  5. Görsel Uzamsal Zeka – https://www.bizimkolej.com/blog/gorsel-uzamsal-zeka
  6. Bedensel Kinestetik Zeka Nedir, Geliştirme Yolları – mentalup.net/blog/bedensel-kinestetik-zeka-nedir-nasil-gelistirilir
  7. Bedensel (Kinestetik) Zeka – https://cocukvezeka.wordpress.com/coklu-zeka-multiple-intelligences-mi/bedensel-kinestetik-zeka/
  8. Müziksel Ritmik Zeka Nedir, Nasıl Geliştirilir? – https://www.mentalup.net/blog/ muziksel-ritmik-zeka-nedir
  9. Kişiler Arası (Sosyal) Zeka – https://cocukvezeka.wordpress.com/coklu-zeka-multiple-intelligences-mi/kisiler-arasi-sosyal-zeka/
  10. Çoklu zeka ve türleri – serapduygulu.com.tr/makaleler/egitim/coklu-zeka-ve-turleri.html
  11. Okulda Öğrenme-Öğretme Modeli Nedir – https://okulda-ogrenme-ogretme-modeli.nedir.org
  12. Bireysel Öğretim Teknikleri – https://sites.google.com/view/ogretimyontemveteknikleri
  13. Bloom Tam Öğrenme Modeli – https://www.bilisimhocasi.com/bloom-tam-ogrenme-modeli
  14. Bireyselleştirilmiş Öğretim (Keller) – https://eksiegitim.blogspot.com/2017/11/b ireysellestirilmis-ogretim-keller.html

ÇOKLU ZEKÂ KURAMI

Gardner kuramı olarak da bilinen bu uygulamada Profesör Gardner, yankılar uyandıran, genel kabul gören ve popülaritesini devam ettiren kuramıyla insan potansiyelinin gizine ve bireylerin benzersizliğine bakış vizyonunu değiştirdi. Gardner, psikologlarca 20. yy. başlarında ortaya konan ve 20. yy. sonlarına kadar uygulana gelen bireydeki tek zekâ “IQ” durumuna karşılık birçok zekâ alanları ve yetiler bileşiminin var olduğunu, bunlarında geleneksel kalıplaşmış sınavlar ile ölçülemeyeceğini bireylerin sadece yetenekli oldukları bir alanda uzmanlaşmaları yerine sahip oldukları çoklu zekâ (dilsel, mantıksal, uzamsal, müzikal, bedensel, sosyal, öze dönük, doğa ve moral zekâ) alanlarında bireylerin uygun ve kapsamlı eğitimlerle geliştirilmelerini, teşvik edilmelerini sağlamaktadır [1].

Gardner kuramının temelinde, biyolojik ve kültürel boyutların yer aldığını savunmaktadır. Değişik öğrenme türlerinin, beynin değişik bölgelerinde gerçekleştiğini düşünmektedir. Kültürlerin değer verdiği zekâ türlerinin ve davranış biçimlerinin daha çok geliştiğini ileri sürmektedir [2].

Gardner, her zekanın bireylerde doğuştan var olduğunu; ancak çeşitli faktörlerden dolayı bu zekaların bazıları çok gelişirken, bazıları ise gelişememekte ya da yeterince gelişmemektedir. Bu faktörler:

  1. Tarihsel- kültürel etkenler
  2. Durumsal etkenler
  3. Coğrafi etkenler
  4. Kaynaklara ulaşma şansı
  5. Ailesel etkenler

Çoklu zekâ önce 7 zekâ tanımı olarak belirlenmiş ancak 1995 yılında bir zekâ türü daha eklenerek 8 farklı zekâ olarak tanımlanmıştır. Gardner son yıllarda da 9. Zeka olarak ifade ettiği Varoluşçu Zeka üzerinde çalışmaktadır [10].

ZEKANIN SEKİZ TÜRÜ

Gardner, zekanın pek çok özelliği ve etkinliği kapsayan bir kavram olduğunu söyleyip sekiz türe ayırmıştır [2].

  • DİLSEL ZEKÂ

Dilsel zekaya sahip bireyler; dili tüm özelliklerine uygun bir biçimde aktif ve doğru kullanabilme, kelimelerle düşünebilme, kendini uygun biçimde ifade edebilme ve değerlendirebilme, kitap okuma (Öykü, roman, şiir), soyut düşünebilme, sembollerle ifade edileni anlayabilme becerilerine sahiptirler [3].

  • MATEMATİKSEL – MANTIKSAL ZEKÂ

Matematiksel zekâ, sayı ve sembolleri etkin kullanma, soyut kavramlar türetme ve mantık yürütebilme becerileriyle ilgilidir. Mantıksal-Matematiksel zekâ olarak da adlandırılır. Matematiksel zekâsı ön planda olan kişiler analitik düşünebilme konusunda iyidirler.

Parçaları bir araya getirip sonuç çıkarma, tümden gelim veya tüme varım konusunda başarılıdırlar. Muhakeme yeteneği, matematiksel zekânın bir parçasıdır. Matematiksel zekâ kişinin neden-sonuç ilişkisi kurabilmesini ve sağlam sorgularla, sağlıklı sonuçlar elde etmesini sağlar. Okullarda matematiksel zekâya hitap eden dersler, tıpkı sözel zekâ dersleri gibi ağırlıklıdır. Sayısal alanda, sayısal mesleklerde kendilerini kanıtlamış kişilerin matematiksel zekâsı ön plandadır [4].

  • GÖRSEL VE UZAMSAL ZEKÂ

Uzamsal zekânın temelinde görsel dünyayı düzgün bir şekilde algılamak, gerektiğinde bu algı üzerinde dönüşüm ve değişim yapabilmek, fiziksel uyarıcı ortamda olmasa da görsel deneyimi yeniden üretebilmek vardır. Uzamsal zekâsı güçlü olan bireylerde; üç boyutlu şekilleri tanıyabilme, algıladığı şekilleri zihinde canlandırabilme, renk, şekil, biçim arasında ilişki kurabilme, çevrede gördüğü olayları grafiksel bir dille ifade edebilme vb. yetenekler bulunur.

Piaget’e göre uzamsal zekânın temeli bebeklikte duyusal- motor döneminde başlar. Bebeğin objeleri takip etmesiyle başlayan süreç okul yıllarında somut bir boyut kazanır. Öğretmen masasının sınıfın değişik yerlerinden nasıl göründüğünü algılayabilir, resmedebilir bir hale gelir. Formel döneme geçildiğinde ise somut objeler ve varsayımlar arasında ilişki kurabilir, akıl yürütmeyi öğrenir.

Uzamsal zekânın özerk bir zekâ alanı olduğunu destekleyen nöropsikolojik çalışmalar oldukça fazladır. Gardner sağ çeper bölgelerindeki hasarın görsel dikkatte, uzamsal temsilde, odaklanmada ve hayal gücünün üretkenliğinde bozulmalara yol açtığının birçok incelemeyle kanıtlandığını bildirir. Turner sendromu kişilerde uzamsal zekâ çok zayıftır ama buna rağmen dil yeteneklerini korurlar. Dokunmaya duyarlı bir algılamaya sahip olan körler üzerinde yapılan araştırmalar uzamsal zekânın sadece görme yeteneği ile ilgili olmadığına bir işarettir. Bazı otistik çocuklarda küçük yaşlarından itibaren ortaya çıkan mükemmel resmetme yeteneği yine uzamsal zekânın tek başına gelişebilen bir zekâ olduğunu gösterir.

Uzamsal zekânın bilimin gelişmesine önemli katkıları olmuştur. Zihnin gözleriyle gören, zihinde deneyler kurup test eden bilim adamı ve mucit sayısı az değildir. Einstein’ın görelilik kuramını açıklarken kullandığı ifadeler uzamsal zekâsını gözler önüne serer. James Watson ve Franscis Crick’in çizdiği DNA molekülünün çift sarmallı, yangın merdivenini andıran yapısı uzamsal düşünmeyi gerektiren bir buluştur.

Uzamsal zekânın öne çıkan yönleri yaşanılan zamana ve farklı kültürlere göre değişkenlik gösterir. Çok eski toplumlarda balıkçılık ve avcılık ile geçinen insanlar için hayat ve ölüm arasındaki ince çizgidir. Gizemli uzay bilinmezliklerini bilinir hale getirmek; gezegenler, yıldızlar, dünya ve güneşin birbirleriyle ilişkisini anlayabilmek uzamsal zekâ gerektirir. Doğal çevrede algıladığı özellikleri ya da zihninde kurguladığı tabloyu en muhteşem şekilde tuvale yansıtmak da uzamsal zekâ ile ilişkilidir. Uzamsal zekâ bazı topluluklarda yaşamak için, bazılarında sanat için, bazılarında da bilimin ilerlemesi için kullanılmıştır.

Uzamsal zekânın temelindeki kapasiteler şunlardır;

  • Hayal Gücü
  • Zihinde Canlandırma
  • Yön Bulma
  • Nesneler Arasında İlişki Kurma
  • Grafik Oluşturma
  • Objelerin Farklı Açılardan Benzerliklerini ve Farklılıklarını Bulma
  • Zihinsel Manevra Yapma Becerisi

Mimarlar, ressamlar, heykeltıraşlar, tasarımcılar, dekoratörler ve harita mühendisleridir [5].

  • BEDENSEL – KİNESTETİK ZEKÂ

Bedensel kinestetik zekâ; kişilerin, bedenlerini ne derecede etkili ve doğru kullandıklarına göre şekillenir. Buna bağlı olarak; sporcular ve dansçılarda ya da doktorlar ve aktörlerde yüksektir. Kinestetik zekâ düzeyi, normalin üstünde olan çocuklar; el becerisi gerektiren uğraşlarda, doğada yapılan aktivitelerde, oyunlarda ve bedensel faaliyetlerde oldukça başarılı olmaktadırlar [6]. Bu çocuklar kendisini ifade ederken el-kol hareketlerini kullanır. Öğrenme yolları arasında dokunma ve fiziksel hareketler önceliklidir. Fiziksel objeler yaratmaktan ve rol-oynama içeren faaliyetlerde bulunmaktan mutluluk duyar. Hareketlerle kendini ifade eder. Denge duygusu çok gelişmiştir, göz-el koordinasyonu (top oynama, denge oyunları gibi) gerektiren konularda başarılıdır. Çevresindeki insanlara fiziksel olarak yakın durmaktan ve temastan kaçınmaz [7].

Bedensel zeka ile gelen yetenekler şunlardır [7]:

  • Dans ve spor faaliyetleri
  • Fiziksel koordinasyon
  • Uygulamalı deneyler
  • Tiyatro
  • El sanatları
  • Sessiz tiyatro
  • Elleri ile obje yaratma, kurma
  • Kendini vücut hareketleri ile ifade etme

Gelecekte uygun olabilecek meslekler [7]:

  • Sporcu-Spor öğretmeni-Koç
  • Dansçı-Balerin-Aktör-Koreograf
  • Operatör doktor, diş doktoru
  • Montaj teknisyeni, fizik terapisti
  • Mimar, Heykeltraş
  • MÜZİKSEL – RİTMİK ZEKÂ

Ders çalışırken, kitap okurken ya da herhangi bir faaliyette bulunurken sürekli şarkı söyleyen çocukların muhtemelen müziksel ritmik zekâ gelişimi hızlıdır. Bu zekâ türüne sahip çocuklar faaliyet esnasında şarkı söylemeyi, müzik dinlemeyi ya da ıslık çalmayı severler.

Bu alandaki becerileri düşünüldüğünde onlar, adeta müziklerin ve ritmin efendileri gibiler. Müziksel ritmik zekâ sahibi bireylerden söz ediyoruz. Dünyanın en iyileri arasında gösterilen birçok müzisyen ve bestecinin bu zekaya sahip olduğu düşünülmektedir.

Müziksel Ritmik Zekâ, çok kısa bir tanımlamayla; kişinin kendisini müzik ve ritimle ifade etme yeteneğidir. Bu tip insanlar, müzik ve ritimlere karşı diğer insanlardan daha duyarlıdırlar. Müzik kulakları gelişmiş olduğundan; bir şarkının ritmi, melodisi, notası ya da iniş çıkışlarını çok net ayırt edebilirler. Ayrıca şarkıların içinde, normalde birçok insanın duyamadığı enstrümanların seslerini fark etme konusunda oldukça başarılıdırlar. Müziksel ritmik zekaya sahip insanların en iyi öğrenme biçimi; müzikle öğrenmedir.

Müziksel ritmik zekâ konusunda şanslı olan bireyler, ders çalışmaları esnasında müzikle iç içe olmayı severler. Müzik, onlara motivasyon ve konsantrasyon sağlar. Kimi zaman şarkı söyleyebilir, kimi zaman ise ıslık çalıp bir şarkıya eşlik edebilirler. Müziksel ritmik zekalı çocukların kimi zaman taklit yeteneği de gelişmiş olabilir. Ayrıca, diksiyonları ve konuşma ses tonları da hayranlık verici derecede profesyonel olabilir.

Bu zekâ türüne sahip çocukları ya da yetişkinleri bazı basit özellikler sayesinde fark edebilmek oldukça kolaydır. Müziği ve ritmi hayatlarının baş köşesine koyan bu tip çocukların en belirgin özellikleri aşağıdaki gibidir [8]:

  • En iyi öğrenme yöntemleri müzikle ya da ritim ve ses ile öğrenmedir.
  • Enstrüman çalmak konusunda, yaşıtlarından daha iyidirler.
  • Şarkıları ve enstrümantal müzikleri kolayca öğrenebilir, sözlerini ezberleyebilirler.
  • İnsanların ve enstrümanların seslerinin farkını hemen algılayabilirler.
  • Müzik kulakları çok gelişmiştir.
  • Sesleri güzeldir.
  • Ses ve ritim konusunda çok duyarlık olduklarından birçok farklı sesi aynı anda ayırt edebilirler.
  • Eğitilirlerse iyi birer besteci olabilirler.
  • Sık sık ritim tutma ihtiyacı hissederler.
  • Şarkı söylemeyi, ritim tutmayı ve mırıldanmayı hayatlarının her anında yaparlar.
  • Yeni duyup beğendikleri şarkıları hemen paylaşmak isterler.

Müziksel ritmik zekâ gelişiminin desteklenmesi için çeşitli yöntemler kullanabilirsiniz. Bu yöntemler o kadar basittir ki, hayatın her anında uygulanabilir [8].

  • Okulda ya da bir toplulukta, toplu halde enstrüman çalınabilir.
  • Arkadaş grubu ile birlikte bir şarkı yazılabilir.
  • Sesleri ayırt etmesi için uygun ortam sağlanabilir.
  • Kendi ülkesi dışında farklı ülkelerin ve milletlerin müzikleri dinletilerek ufkunu genişletmesi sağlanabilir.
  • Duygularını melodiler ya da ritimlerle anlatması istenebilir.
  • Matematik işlemleri yaparken ritim tutması istenebilir.
  • Ders çalıştığı esnada müzik dinlemesi sağlanabilir.
  • KİŞİLER ARASI – SOSYAL ZEKÂ

Sosyal zekâ, diğer insanlarla birlikte olma, onları anlama, kendini ifade edebilme ve ilişki sürdürme becerilerini içerir. Sosyal zekâsı yüksek olan çocuk, diğer çocuklarla iletişim halinde olmaktan mutluluk duyar, başkalarının duygularına karşı duyarlıdır, kendisi de ilgi görmeyi bekler. Derslerini diğer çocuklarla iletişim içinde, grup halinde, tartışmalar düzenleyerek, birlikte aktivite yaparak ve öğrenerek geçirmek ister [9].

Başkalarının düşünceleri ve fikirlerine önem verir, anlamaya çalışır. Organizasyon ve faaliyetlerde öncüdür, olayları kendi isteği doğrultusunda yönlendirmeye çalışır; doğal lider olduğu için çoğu zaman yönlendirmede başarılı olur. Öte yandan, fikir birliği ve barış ortamının sağlanması kişisel motivasyonu için önemlidir. İletişim kanallarının tüm diğer kişilere açık olmasını sağlamak arzusundadır, bu nedenle sözel ve bedensel zekâsı da çoğunlukla gelişmiştir [9].

Sosyal zekâ ile gelen yetenekler şunlardır [9]:

  • Olayları başkalarının gözünden görebilme
  • Dinleme
  • Empati
  • Başkalarının duygusal durumunu sezebilme
  • Danışılan kişi olma
  • Gruplarla iş birliği
  • Sözel veya sözel olmayan yollarla iletişim kurabilme
  • Güven verme Anlaşmazlıkların barış içinde çözümü
  • Herkesle pozitif ilişki içinde olma

Gelecekte uygun olabilecek meslekler:

  • Öğretmen, Terapist, Psikolog, Sosyolog
  •  İş adamı, Yönetici, Girişimci
  • Organizatör, Sosyal Lider, Politikacı
  • Avukat, Danışman Satışçı, Pazarlamacı
  • Kuvvetli iletişim gerektiren tüm meslekler
  • KİŞİSEL – İÇSEL ZEKÂ

Bireyin kendisini tanıma, farkında olma, kendisi olabilme konusundaki yeteneği içsel zeka olarak tanımlanır. Kişi kendisiyle ilgili hedefler belirleyerek bu hedeflere ulaşabilme konusunda sağlam adımlar atar, gelişimine önem verir. Çevrelerindeki olaylara ve kişisel olarak yaşadıkları her duruma ve olaya çok önem verir ve anlamlandırmaya çalışırlar. Düşünme onlar için her şeydir. Özgürlükçüdürler, bireysel çalışmaları severler. Kendisinin bilincindedir ve kişisel olarak kendine önem verir. Aynı ilgiyi başkalarından da bekler. Yalnız çalışmaktan hoşlanır. Daha çok iç dünyasına dönüktür. Belirli hedefleri vardır ve bu hedefler aynı zamanda motivasyon kaynaklarıdır. Daha çok yazar, sosyal hizmet uzmanı, iş adamı, ressam, sanatçı, heykeltıraş olabilirler [10].

  • DOĞACI – VAROLUŞÇU ZEKÂ

İsminden de anlaşılacağı üzere bu zekaya sahip kişi, doğaya, doğadaki canlılara çok meraklıdır ve saygılıdır. Doğadaki canlıları tanıma, araştırma, sorgulama gibi alanlarda çalışmayı sever. Farklı canlı türleri arasında ilişki kurmaya çalışır. İnsanın var oluşunu merak eder ve öğrenmeye çalışır. Canlı türlerinin isimlerini kolaylıkla öğrenir, hafızasına kaydeder. Doğaya dönük yolculukları sever, araştırma çalışmalarına katılmak ister. Doğanın insan yaşantısı üzerindeki etkilerini merak eder, inceler. Özellikle belgesel izlemekten hoşlanır. Bitki ve hayvan türlerine karşı özel bir ilgisi vardır. Çevrecidir. Sorumluluk sahibidir. Canlıları ve materyalleri sınıflandırmaya çalışır, çevresindeki canlı cansız bütün maddelere karşı çok meraklı, ilgili ve duyarlıdır. Bu zeka türüne sahip bireyler doğayla ilgili tüm meslekleri seçebilirler: Botanik, Dağcılık, Kimya, Biyoloji, Zooloji, Meteoroloji, Jeoloji, arkeoloji, Tıp, Fotoğrafçılık, İzcilik vb. gibi çok geniş bir alandaki mesleklerin tümü bu zeka türüne sahip kişilerin severek yapacakları işlerdir [10].

KAYNAKLAR

  1. Çoklu Zekâ Kuramı- asamakres.com/index.php/egitim-programi/gunluk/10-kurumsal/18-coklu-zeka-kurami
  2. Çoklu Zekâ Kuramı- montessoridunyasi.com/coklu-zeka-kurami-2/
  3. Sözel ve Dilsel Zeka – http://www.suanaokulu.com.tr/tr/okul/egitim-programi/sozel-ve-dilsel-zeka
  4. ÇOKLU ZEKÂ KURAMI VE ZEKÂ TÜRLERİ – https://www.ment alup.net/blog/coklu-zeka-kurami-ve-zeka-turleri
  5. Görsel Uzamsal Zeka – https://www.bizimkolej.com/blog/gorsel-uzamsal-zeka
  6. Bedensel Kinestetik Zeka Nedir, Geliştirme Yolları – mentalup.net/blog/bedensel-kinestetik-zeka-nedir-nasil-gelistirilir
  7. Bedensel (Kinestetik) Zeka – https://cocukvezeka.wordpress.com/coklu-zeka-multiple-intelligences-mi/bedensel-kinestetik-zeka/
  8. Müziksel Ritmik Zeka Nedir, Nasıl Geliştirilir? – https://www.mentalup.net/blog/ muziksel-ritmik-zeka-nedir
  9. Kişiler Arası (Sosyal) Zeka – https://cocukvezeka.wordpress.com/coklu-zeka-multiple-intelligences-mi/kisiler-arasi-sosyal-zeka/
  10. Çoklu zeka ve türleri – serapduygulu.com.tr/makaleler/egitim/coklu-zeka-ve-turleri.html

YAPILANDIRMACILIK ve 5E ÖĞRENME MODELİ ÇIKMIŞ SORULAR

  • I. Öğrencilere bilgi paylaşımı yapabilecekleri öğrenme fırsatları sunması

II. Öğrencilere bireysel proje ödevleri vermesi

III. Öğrencilerin zihinsel olarak yapılandırdığı bilgiyi diğer öğrencilerle paylaşmasına imkan sağlaması

Sosyal yapılandırmacı öğrenme yaklaşımıyla derslerini işlemek isteyen bir öğretmene yukarıdakilerden hangileri önerilmez? (KPSS 2018)

A) Yalnız I    B) Yalnız II    C) Yalnız III   D) I ve III   E) II ve III


  • Ayşe Öğretmen, kaynakları tutumlu kullanmanın aile bütçesine etkisi konulu dersinin sonunda öğrencilerinden tutumlu olma konusunda bu derste öğrendikleri hakkında bir afiş hazırlamalarını ister. Öğrenciler afişlerini tasarlayarak sınıfa gelirler ve öğretmen bu afişleri sınıfın duvarında sergiler. Öğrencilerden Zeki, öğretmenin yanına yaklaşarak “Öğretmenim en çok hangi afişi beğendiniz?” diye sorar. Ayşe öğretmen öğrencisine, “Her biriniz farklı bir şekilde tutumlu olmanın önemini iyi yansıttınız.” diye cevap verir.

Yapılandırmacı öğrenme yaklaşıma göre, Ayşe Öğretmen’in verdiği cevap aşağıdaki öğrenme ilkelerinden hangisiyle açıklanabilir? (KPSS 2018)

      A) Öğrenme sosyal bir aktivitedir.

      B) Öğrenme anlık değildir, zaman alır.

      C) Öğrenme gelişimseldir.

      D) Öğrenme duygusaldır.

      E) Öğrenme özneldir.


  • Aşağıdakilerden hangisi, yapılandırmacı öğrenme yaklaşımına göre düzenlenen bir sınıf ortamında ders işlenirken yapılması gerekenler arasında yer almaz? (KPSS 2014)

A) Öğretmenin, öğrencilerin sorularını ve ilgilerini takip etmesi

B) Öğretmenin, öğrencilerin yanlış cevaplarına karşılık doğru cevabı vermesi

C) Öğrencilerin, yeni teoriler ortaya koyan düşünürler olarak görülmesi

D) Öğretmenin, öğrencilerle etkileşim içinde bulunması

E) Öğrencilerin hatalarının öğrenme aracı olarak kullanılması


  • Uygulanmakta olan ilk ve ortaöğretim programlarının temelini yapılandırmacılık kuramının oluşturduğu belirtilmektedir.

Yapılandırmacılık kuramına göre hareket eden bir öğretmenin, sınıfında aşağıdakilerden hangisini yapmaması beklenir? (KPSS 2009)

A) Çeşitli testler kullanarak öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeylerini belirleme

B) Öğrencilerin konuyla ilgili bilgi sahibi olmadıklarını varsayma ve derse temel kavramları öğreterek başlama

C) Yeni bir konu ya da üniteye başlarken öğrencileri hedeften haberdar etme

D) Öğrencilere proje çalışmalarında ve işbirliğine dayalı etkinliklerde daha fazla rol verme

E) Öğrencilerin görüşlerini ve bakış açılarını dikkate alarak dersi planlama


  • 2005’te uygulamaya konulan ilköğretim programlarının dayandığı belirtilen yapılandırmacı (oluşturmacı) öğrenme yaklaşımı için aşağıdakilerden hangisi doğrudur? (KPSS 2008)

A) Öğretmen, bilgileri yapılandırarak sistematik bir biçimde öğrenciye sunmalıdır.

B) Bilginin nasıl yapılandırılacağını ve nasıl kulanılacağını, ders kitapları ve öğretmen kılavuzları ayrıntılı olarak anlatmalıdır.

C) Öğrencilerin, önceden öğrendikleri bilgileri zaman zaman tekrar edip hatırlamaları önemlidir.

D) Öğrenciler, öğretmenden, öğretim araçlarından ve kitaplardan öğrendikleri bilgileri gerektiği zaman ve kendilerinden istendiğinde bir düzen içinde sunmalıdır.

E) Bilişsel etkinlikler içinde öğrenilen yeni bilgiler eski öğrenilenlerle birlikte yorumlanır, geliştirilir ve sentezlenir.


  • Uygulanmakta olan ilk ve ortaöğretim programlarının temelini yapılandırmacılık kuramının oluşturduğu belirtilmektedir.

Yapılandırmacılık kuramına göre hareket eden bir öğretmenin, sınıfında aşağıdakilerden hangisini yapmaması beklenir? (KPSS 2009)

A) Çeşitli testler kullanarak öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeylerini belirleme

B) Öğrencilerin konuyla ilgili bilgi sahibi olmadıklarını varsayma ve derse temel kavramları öğreterek başlama

C) Yeni bir konu ya da üniteye başlarken öğrencileri hedeften haberdar etme

D) Öğrencilere proje çalışmalarında ve işbirliğine dayalı etkinliklerde daha fazla rol verme

E) Öğrencilerin görüşlerini ve bakış açılarını dikkate alarak dersi planlama


  • Aşağıdaki durumlardan hangisi, yapılandırmacı yaklaşıma dayalı olarak öğrenme-öğretme sürecinde teknoloji kullanımına ilişkin bir strateji olabilir? (KPSS 2011)

A) Öğrencilerin elle yazı yazmak yerine kelime işlemci programlar kullanarak yazmalarının sağlanması

B) Öğrencilerin grup çalışmasıyla oluşturdukları kavram haritasını tepegözle sınıfa sunmaları

C) İngilizce öğretmeni olmadığı için öğrencilere derste gramer kurallarının anlatıldığı film izletilmesi

D) Öğrencilerin zayıf becerilerini belirleyip bunlara dair tekrar ve alıştırma programlarının izletilmesi

E) Öğretmenin ders anlatırken projeksiyon ve tepegöz kullanması


  • Ernst Von Glasersfeld’e göre eğitimin temel amacı, bireylerin düşünmeyi öğrenmeleridir. Her bireyin farklı yaşantısı olduğundan herkesin bilgiye ulaşma yolu aynı değildir. Bireyler ön bilgileriyle yeni bilgileri ilişkilendirerek bilgiyi anlamdırırlar.

Buna göre Ernst Von Glasersfeld’in hangi öğrenme yaklaşımının temel kuramcısı olduğu söylenebilir? (KPSS 2010)

A) Bağlaşımcılık

B) Sosyal Bilişsel Kuram

C) Yapılandırmacılık

D) Tam Öğrenme

E) Kavram Öğrenme


  • Öğretmen, – Öğretme-öğrenme sürecinde öğrencileriyle birlikte öğrenir. – Öğrenenleri iş birliği içinde çalışmaları konusunda yönlendirir. – Öğretme-öğrenme sürecinde etkin bir araştırmacıdır. – Öğrenenlere, bilgiye ulaşma yollarını keşfetmelerinde yardımcı olur.

Yukarıdaki özelliklere sahip olan bir öğretmenin, aşağıdaki öğretme-öğrenme yaklaşımlarından hangisini benimsediği söylenebilir? (KPSS 2007)

A) Proje tabanlı

B) Davranışçı

C) Konu merkezli

D) Geniş alan

E) Yapılandırmacı


  • Dersinde maddelerin ısı iletkenliği ve yalıtım konusunu işleyen öğretmen, öğrencilere evde kaynayan çorbayı karıştırırken elin yanmaması için metal veya tahta kaşıktan hangisinin tercih edilmesi gerektiğini sorar ve nedenlerini grup arkadaşlarıyla paylaşmalarını sağlar.

Bu etkinlik, yapılandırmacı öğrenmenin 5E modelinin hangi aşamasını en iyi ifade eder? (KPSS 2012)

A) Keşfetme

B) Derinleştirme

C) Girme

D) Açıklama

E) Değerlendirme