Kategori arşivi: Gezi Rehberi

Wonasis Resort & Aqua Hotel Yorumlarım – Mersin

Geçtiğimiz günlerde Mersin, Wonasis Resort & Aqua Hotel’de yaptığım tatil üzerine otel hakkındaki yorumlarımı paylaşmak istiyorum. Bir otel için önemli değerler yeri, bina yapıları, denizi, yemeği, temizliğidir. İlgili otelle ilgili madde madde bilgi vermek istiyorum.

Yeri: Mersin merkezine 20 km mesafede Kargıpınarı’ndadır. Erdemli’nin merkezine de yaklaşık 15 km mesafededir. Bu sebeple Mersin’de merkezi bir yerdedir diyebiliriz. Hastaneye gitme ihtiyacı duyarsanız Erdemli’de hem devlet hastanesi hem de özel hastane bulunmaktadır.

Binalar ve Altyapı: Otelden ziyade tatil köyü biçiminde tasarlanmış. Her bina iki bloktan iki kat şeklindedir. Her katta ise 2 oda bulunmaktadır. Dolayısıyla her binada 8 oda vardır. Oda tercihini üst kat ve balkonlu şeklinde yapmakta yarar var. Zira balkonsuz odalarda akşam odada oturma imkanı olmuyor. Odalarda bir iki kişilik bir de tek kişilik yatak bulunuyor. Odalarda oda dışında bir de banyo bulunmaktadır. Banyoda duşakabin bulunuyor. Odadaki buz dolabına sadece iki adet 500 ml su konmuş başka bir şey yok. Bazı odalarda su ısıtma cihazı bulunurken bazılarında ise yok. Ayrıca internete bazı odalarda bağlanılabilirken bazılarında yine bağlanılamıyor. Bağlanılan yerlerde ise sıkça kopmalar mevcut. Oda seçimini yaparken ortak kullanım alanlarına (havuz, restorant, aqua park) yakınlığa göre tercihte bulunabilirsiniz. Binaların önünde (boş yer bulduğunuz taktirde) aracınızı park edeceğiniz yer bulunmaktadır.

Ayrıca odalarda seccade ve odaların tavanında kıble göstergesi bulunmaktadır (odada seccade yoksa görevlilerden isteyebilirsiniz). Bu hoşuma gitti.

Temizlik: Çarşafları kaldırırsanız canınız sıkılabiliyor. Oda tutunca ilk işiniz her yeri kontrol edip görevlileri çağırıp odayı temizlemek olsun.

Yemekler: Kahvaltı 10’a kadar. Yani tatildeyim yav biraz geç kalkıyım derseniz kahvaltı yapamıyorsunuz. Öğle yemeği ise 1’de başlıyor, 2’de bitiyor. Ana yemek çeşitleri az. Makarna, bulgur pilavı ve pirinç pilavı her gün var. Değişen yanındakiler oluyor. Yanındaki çeşitte az ve iyi olmayınca, iyi yemeklerde genelde bittikçe yenilenmeyince herkes saat 1’de üşüşüyor. Doymazsam az sonraya kalmaz telaşıyla da tabakları dolduruyorlar. Hem insanların çoğu adam akıllı birşey yiyemiyor hem de bir sürü yemek israf oluyor. Mesela ayran içeceksiniz diyelim (ayranları ayran makinesinde yapılıyor ve güzel) yemek başladıktan itibaren ilk 15 dakikada ayran aldınız aldınız, yoksa bir daha alamıyorsunuz.

2-4 arası snack bar’da hamburger ve köfte yiyebiliyorsunuz. Akşam yemeği ise 7’de başlıyor ve öğle yemeğinde bahsettiğim gibi. Gecede 11-12 (veya 12-1 tam emin değilim) gece çorbası varmış.

Herşey dahil konseptte alkolsüz içecekler ve türk kahvesi (neden dahil değil türk kahvesi anlayamadım) hariç içecekler ücretsiz. Türk kahvesinin ücretli olduğunu tabi otele gidince öğreniyorsunuz. Rezervasyon sırasında sadece alkol dahil değil diyorlar. Ayrıca barlardan bir şey istediğinizde mümkün olan en az şekilde verilmesini prensip haline getirmişler. Herşey dahil bir otelde cam bardak istersiniz değil mi? Örnek olarak meyve suyu istiyorsunuz karton bardakla veriyorlar. Bardak tam da dolmamış şekilde.

Yemek saatlerine bakılırsa yedirmek için değil yedirmemek üzere ayarlandığı görülüyor. Velhasıl yemek kısmından hiç hoşnut olmadım. Sırf bu yüzden bu otelde tekrar konaklamayı düşünmüyorum diyebilirim.

Deniz ve Havuz: Denizi açık deniz, koy şeklinde değil. Dolayısıyla dalgalı bir denize sahip. Plajı güzel diyebiliriz ama iyi yerden şezlong bulmanız gerekiyor (şezlong sayısı çok değil). Denizin baş kısımlası çakıllı 10-15 metre sonrası ise kum. Otelin deniz kısmı fena değil yani.

İki havuz var biri restaurantın hemen yanında, diğeri ise aqua park. Havuza girme fırsatı bulamadım. Aqua parkı güzel.

Eğlence: Akşamları canlı müzik bulunuyor ve restaurantın karşı kısmında (havuzun diğer yanında) önce çocuklar sonra da yetişkenler için

Sonuç: Yemek kısmı beni oldukça rahatsız etti. Oldu bittiye getirilmeye çalışılmış. Sırf bu yüzden bu otele artık soğuk bakıyorum. Büyük ihtimalle de tekrar görüşemeyeceğiz.

Mersin’de tatil için bazı tavsiyeler

Mersin’de tatil yapmak için aldığım tavsiyeleri burada paylaşmak istiyorum.

Kalacak Yer Tavsiyeleri

  • Yapraklıkoy
  • Tisan
  • Tibank
  • Limonlu
  • Ulu Resort Otel
  • Aydıncık – Aslan Apart Otel

Mersin’e gidince yemek amaçlı uğramanız gereken yerler

  • Tantuni – Mert Tantuni
  • Memoşcan Tantuni (Mehmet Can Tantuni)
  • Cezerye – Dondurmacı Halil (Google Maps Yüncü Ali Mezitli Şubesi yazıp gidebilirsiniz.)
  • Gündoğdu Kebap (Ciğer)
  • Kifidis Büyük Saat Kebapçısı
  • Tarsus Ashab-ı Kehf mağarasına uğrarsanız orada ev yapımı limonlu dondurma yemeyi unutmayın.

Aşağıda da kalınabilecek oteller var.

Bunlardan Wonasis haricindeki yerlerde kalmadım. Wonasis hakkındaki yazım da şu bağlantıdadır. Dolayısıyla aşağıdakileri öneri olarak değil fikir olarak sunuyorum.

  • Wonasis Resorts and Aqua
  • Marpessa Blue Beach
    • odalar yer kaplama halı
  • Kız Kalesi Kilikya
  • Deniz Kumu
    • Erdemli
    • 3 yıldız
  • Olbios Marinmm a Resort
  • Altın Orfoz

 

 

Nevşehir Gezi Rehberi

Bu yazıda Nevşehir Kapadokya bölgesinde gezmeniz gereken yerleri sıralayacağım. Öncelikle belirtmek isterim ki gezilecek birçok yer bulunmaktadır ve hepsi aşağıda yer almamaktadır. Listedeki sıralama takip edilirse güzel bir güzergah elde edilmiş olur. Liste zamanla güncellenecektir. Ayrıca balon ve atv turu tavsiye edilir.

AVANOS

  • Irmak Kenarı
  • Asma Köprü
  • Çanak Atölyeleri
    • Güray Müze
    • Şaban Ustanın Yeri
    • Chez Galip

  • Zelve Açık Hava Müzesi

GÖREME

  • Açık Hava Müzesi
  • Panorama
  • Kiliseler

  • Uçhisar Kalesi
  • Güvercinlik Vadisi

ÜRGÜP

  • Üç Güzeller (Ürgüp Yolu)
  • Temenni Tepesi
  • Ürgüp Turu
    • Asmalı Konak

  • Hacıbektaş Veli Hz. Türbesi
  • Kaymaklı Yer Altı Şehri
  • Derinkuyu Yer Altı Şehri

NEVŞEHİR MERKEZ

  • Alışveriş
    • Kapadokya Forum
    • Nissara AVM

Kayseri Talas Panaya Rum Kilisesi (Yaman Dede Camii–Talas Yeni Camii)

Uzun süredir merak ettiğim ama bir türlü gidemediğim Talas Panaya Kilisesi’ne geçen cuma nihayet gittim. Kapalı mı açık mı olduğunu yani aslında beni neyin beklediğini tam olarak bilmiyordum. Kısa bir yolculuktan sonra vardım kiliseye. Cuma namazı vaktinden yaklaşık bir saat önceydi. Kapının kapalı olduğunu gördüm. Kapının yanında yaşlı bir amca vardı. Aktif olarak kullanılıp kullanılmadığını sordum. Kullanıldığını söyledi ve kapıyı yitip açtı. İçeride caminin imamı temizlik yapıyordu. Vaktin gelmesine de yaklaşık bir saat gibi bir zaman olduğundan dolayı koyu bir sohbete koyulduk. Panaya Kilisesi 1886 yılında II.Abdülhamid Han’ın izni ile, Talas’ın Tablakaya Mahallesine yapılmış bir Rum Kilisesi imiş. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Rum’ların tamamen göç etmesi sonucu 1926 yılında camiye çevrilmiş. Bir dönem cami olarak kullanıldıktan sonra bakımsızlıktan kapısına kilit vurulmuş. Daha sonra tadilattan geçerek tekrar ibadete açılmış. Şu anda Yaman Dede yada Talas Yeni Cami olarak da biliniyor. Bölgede zamanında bir çok Ermeni’de yaşamış. Yaman Dede öğrendiğim kadarıyla Hristiyan olan bir Ermeni’ymiş. Sonradan müslüman oluyor ve camiye adı veriliyor. Cami dıştan fena görünmüyor. Camide tadilat yapılmış olsa da içi içler acısı durumda. Tavan ve duvarlar yer yer su almış ve çok daha iyi bir tadilat yapılması gerekiyor. Amcayla konuşurken çevrede Rum yada Ermeni’lerin hala yaşayıp yaşamadığı sordum. Sadece bir Ermeni aile var dedi. İstanbul Ermeni Patrikhanesi yardım ediyormuş. Sanırım bir emanetçilerinin orada olduğunu göstermek istiyorlar. Tarihi değeri bir yana halâ Rum ve Ermeni’lerin ziyarete geldiği bu yapıya daha iyi sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Bu arada amca çevrede hazine arayanlardan baya şikayetçi. Zira kendi tarlasını delik deşik etmişler. Bu arada kendi de zaman zaman kazma küreğinin bir küpe takılmasını umduğunu söylüyor. (:

Fotoraf07241_thumb

Fotoraf0721Fotoraf07041 Fotoraf0718Fotoraf0726  Fotoraf0710  Fotoraf0695