Yıllık arşivler: 2023

Hücumlara Cevablar – Rıza Nur

Tarihin tartışmalı isimlerinden Rıza Nur’un bu kitabı ile karşılaşınca okumak istedim. Bu istekte en önemli gerekçe kitabım başlığıydı. Çünkü kitabın başlığı ilgi çekici.

İçeriğe gelince… kitap 1941 yılında Rıza Nur’a karşı yazılmış olan gazete yazıları yani makalelere Rıza Nur tarafından verilmiş olan cevapları içeriyor. Kitabın hemen ilk başında bu durumu kavrıyorsunuz. Dolayısıyla kitabın hemen başlarında içerikten ziyade kullanılan dili incelemek ve cümleler arasında döneme dair bilgi edinebilmek için okumaya yöneldim. Dolayısıyla 45 sayfalık, Rıza Nur hakkında belirli bir seviyede bilgi edinilebilecek bir kitap. Bununla birlikte kitabın başlığı içerik hususunda yukarıda da bahsettiğim sebeplerden ötürü kafa karıştırıcı olabilir.

“File sharing lock count exceeded, Increase MaxLocksPerFile registry entry” Hatası ve Çözümü

Office 2016 Access ile çalışırken bir sütuna yaklaşık 9700 civarında veri kopyalamam gerekti ve “File sharing lock count exceededIncrease MaxLocksPerFile registry entry” hatası ile karşılaştım. Varsayılan olarak limit 9500 geldiğinden dolayı bu sorun ortaya çıkmış. Çözümünü ise bu bağlantıda buldum.

İşletim sistemim 64 bit, Office ise 32 bit olduğundan dolayı Kayıt Defteri Yöneticisini (regedit) kullanarak aşağıdaki şekilde sorunumu halletim.

Kayıt defterinde ilgili değişiklikleri yaptıktan sonra Access’i kapatıp açtığımda sorun düzelmiş oldu.

For 32-bit version of Access running on 64-bit version of Windows
HKEY_LOCAL_MACHINE\SOFTWARE\Microsoft\Office\ClickToRun\REGISTRY\MACHINE\Software\Wow6432Node\Microsoft\Office\<x.0>\Access Connectivity Engine\Engines\ACE

In the right pane of Registry Editor, double-click MaxLocksPerFile.

On the Edit DWORD Value dialog box, select Decimal.


Modify the value of the Value data box as required, and then select OK.


Note: The <x.0> placeholder represents your version of Office (16.0 = Office 2016, Office 2019, Office LTSC 2021, or Microsoft 365, 15.0 = Office 2013).

İspanya – Sevilla Gezim

Sevilla güzel ve şirin bir kent. Şehre girdiğinizde sizi renkli çiçekleri olan ağaçlar (ağaçların ismi ne bilmiyorum) karşılıyor. Endülüs eyaletinin Malaga ile birlikte en büyük şehirlerinden. Şehir bir ırmak (Rio Guadalquivir) etrafında dizayn edilmiş.

Irmağın bir tarafı eski şehir, diğer tarafı yeni şehir diyebiliriz. Turistik tarihi mekanlar daha çok eski şehir tarafında. Şehrin en büyük AVM’si (Centrol Comercial Torre Sevilla) ise yeni şehirde bulunmaktadır.

Vakit bulabilirseniz boğa güreşi izleyebilirsiniz, şehirde arenalar var.

Şehrin önemli yerlerini yorulmadan gezmek için şehirdeki iki katlı yeşil tur otobüslerini kullanabilirsiniz. On dört farklı durakta sizi Sevilla’yı gezdiriyorlar. Turun ücreti yetişkinler için 25€, çocuklar içinse 13€’dan başlıyor.

Sevilla diyince internette karşınıza sürekli olarak flamenko gösterileri çıkıyor. Dolayısıyla meşhur diyebiliriz. Ben gitmedim ama bir seçenek olarak aklınızda kalabilir.

Peki Sevilla’nın gezdiğim yerlerine göz atacak olursak;

  • Catedral de Sevilla
  • Alcazar
  • Maria Luisa Parkı (Parque de Maria Luisa)
  • Popüler Sanatlar ve Gelenekler Müzesi (Museo de artes y costumbres populares)
  • Museo de Las Ilusiones
  • Santa Cruz
  • Park
  • Yönetim Binası
  • San Telmo Palace
  • Alamillo Bridge

İspanya – Cadiz Gezim

Cadiz İspanya’nın küçük ve şirin, denizlerle çevrilmiş bir Endülüs kenti. Doğal kara bağlantısı ince bir yol ile var. Bunun yanında iki adet köprü ile de bağlantı sağlanmış. Köprülerden bir tanesi daha yeni bir köprü iken diğeri daha eski bir köprüdür.

Şehrin bir eski şehir (old town) kısmı mevcut, bir de daha yeni kurulmuş olan kısmı var. AVM (El Corte Inglés sanıyorum en büyük AVM’si) ve modern yerleşim merkezi yeni şehir kısmı. Ancak eski şehir kısmı daha şirin ve daha güzel. Eski şehir daha cazip geldiği için bu kısımda daha çok zaman geçirdim. Cadiz Atlas Okyanusu ile çevrilmiş durumda. Sahil kısmı da mevcut dolayısıyla denize girme imkanı da buldum.

Yemek için yer ararken bir kişinin tavsiyesi üzerine Freiduria Las Flores isimli bir balık restoranına gittik. Hem fiyatlar gayet makuldü hem de balıklar lezzetli. Bu sebeple giderseniz eğer tavsiye ederim.

Eski şehrin etrafı surlarla çevrili ve deniz kenarından yürüyerek bütün eski şehrin etrafını kat etmek mümkün. Şehir içerisinde ise dar sokakların arasında rengarenk yapılar mevcut. Ben fırsat bulamadım ancak siz Tavira Kulesi’nden (Torre Tavira) şehri 360 derece görebilir, Camara Oscura‘dan masa üzerinde şehrin canlı görüntüsünü izleyebilirsiniz.

hermanas de la cruz

İspanya – Madrid Gezim

Madrid bilindiği üzere İspanya’nın başkenti. Nüfusu yaklaşık 3.5 milyon civarında. Düzenli ve sakin bir şehir. Barcelona’ya gitme şansım olmadı ama gidenler iki kenti kıyasladıklarında aralarında oldukça büyük bir fark olduğunu belirtiyorlar. En büyük özellikse Barcelona’nın oldukça canlı bir şehir olması. Madrid’de kraliyetin de merkezi olması hasebiyle bir ciddiyet var. Kraliyetin etkisini de bayraklar vb. faktörlerle hissettiriyorlar. İspanya ayak basışım Madrid Barajas Uluslararası Havalimanı’na (Aeropuerto Adolfo Suárez Madrid-Barajas) inmemle gerçekleşmiş oldu.

Madrid’de gezdiğim yerler hakkında da kısa kısa bilgiler vermek istiyorum.

  • Madrid Kraliyet Sarayı (Palacio Real de Madrid): 1700’lü yıllarda yapılmış olan saray uzun yıllar Kraliyet Ailesine ev sahipliği yapmış. Şu an ise Kraliyet Ailesi Madrid’in biraz dışında başka bir sarayda yaşıyor. Bu saray ise müze olarak ziyarete açılmış. Ziyaret için ücreti yaklaşık 12€. Yaklaşık iki saatinizi bu ziyarete ayırmalısınız. Sarayın, içerisinde silahlar, askeri zırhlar vb. bulunan askeri müze kısmı da gayet ilgi çekici. Giderseniz gezmenizde yarar var. Bileti internetten alırsanız sıra bekleme durumunuz yok ancak müze girişinde alacaksanız bekleme durumunuz oluyor. Bunu da dikkate almak lazım.
  • Almudena Katedrali (Catedral de la Almudena): Madrid Kraliyet Sarayının baktığı yönde hemen önünde bulunan Katedraldir. Madrid başpiskoposluğun merkezi olduğundan düşünüldüğünde Madrid’in en önemli kilisesi de diyebiliriz sanırım. Kraliyet sarayının hemen karşısındaki kısım Katedralin müze kısmı ve ücretli. Burası Almudena Katedrali’nin Mahzeni (Crypt of La Almudena Cathedral) olarak tanımlanıyor. Sanıyorum 12€ civarında bir ücreti vardı. Hem farklı planlar olduğu için hem de Kraliyet Sarayı gezisinde yorulduğum için burayı gezme fırsatı bulamadım. Ancak gelmişken buranında gezilmesi iyi olur. Katedralin müze kısmının arka kısmında ise Katedralin giriş bulunmakta. Doğal olarak burayı ücretsiz olarak gezebilirsiniz. İspanya’nın Katolik bir ülke olmasından dolayı kilise ve katedrallerin genel olarak çok özenli ve süslü olduğu görülüyor. Almudena Katedrali de çok özenilmiş ve büyük bir katedral. Katedralde yerlerde mezarlar da görüyorsunuz. Hristiyanlar da mezar üzerine basmanı bir saygısızlık olarak atfedilmiyor. Ayrıca bağıs karşılığında yakılan elektronik mumların da garibime gittiğini söylemeden geçemeyeceğim. Genelde gezilecek yerler sabah saat 10:00’dan önce açılmıyor.
  • Retiro Parkı (Parque de El Retiro): Şehrin ortasında bir çok farklı girişi olan ve devasa bir park. Büyük kocaman ağaçlar arasında şehrin ortasında iken aslında şehirden uzaklaşıyorsunuz. İnsanlar köpeklerini gezdirmek, koşmak veya farklı şekillerde spor yapmak üzere parka ilgi gösteriyorlar. Parkın içerisinde farklı yapılar da var. Kristal Palas (Palacio de Cristal) bu yapılardan bir tanesi. Çok da büyük olmayan bu sarayın büyük bir kısmı camdan oluşmakta. Dışında görmenin yeterli olduğu bir saray olduğunun söyleyebilirim. Retiro Park’ın tam ortasında ise El Retiro’nun Büyük Göleti (Estanque Grande de El Retiro) isminde büyük bir yapay göl bulunmakta. Parkın içerisinde bulunan bir diğer yapı ise Casa de Vacas ismindeki kültür merkezi. Bu kültür merkezinde gittiğim tarihte Alberto Rodríguez Serrano isimli sanatçının geleneksel İspanya kültürünü yansıttığı resimlerden oluşan bir sergiyi de gezme imkanı buldum. Parkın içerisinde bunların haricinde gezilebilecek irili ufaklı çok sayıda farklı yapı da bulunmaktadır. Retiro Parkı’na komşu olan ancak ziyaret etme fırsatı bulamadığım Madrid’in Botanik Bahçesi de (Real Jardín Botánico) görülebilecek yerler listesine alınabilir.
  • Prado Müzesi (Museo Nacional del Prado): Retiro Parkı bölümünde bahsetmiş olduğum Botanik Bahçesine komşu olan bu müzeyi akşam üzeri ücretsiz bir şekilde gezme fırsatı buldum. Bu vesileyle İspanya’da belirli günler ve saatlerde bazı müzeler gibi ücretli girişe sahip yapıların ücretsiz olarak ziyaret edilebildiğini de söyleyeyim. Ücretsiz de olsa müze girişinden biletinizi almanız gerekiyor. Müze içerisinde özellikle dini resimlerin barındığını söylemeliyim. İncil pasajlarının görsel hallerini büyük tuvallere görselleştirmişler. Müze bodrum kat ile birlikte toplam dört kattan oluşuyor ve içerisinde önemli ressamların eserleri bulunuyor. Müze Prado Kampüsü olarak nitelendirilen bir alan içerisinde bulunuyor olup etrafında Kraliyet Aziz Jerome Kilisesi (San Jerónimo el Real), Krallıklar Salonu (Salón de Reinos) ve Cason del Buen Retiro Müzesi (Casón del Buen Retiro) da bulunmaktadır.
  • Santiago Bernabéu Stadyumu (Santiago Bernabéu Stadium): Stadyum gezisinin 18€ gibi bir ücreti var. Tur için bir kapı hazırlanmış ve girişler oradan yapılıyor. Giriş kapısı sizi stadyumun içerisine tribünlere götürüyor. Tribünlerde bir müddet kalıp seyir zevki alıp fotoğraf çektirdikten sonra müzeye doğru yol alıyorsunuz. Müzede Real Madrid’in ünlü futbolcularından hatıra eserlerle birlikte tabi ki kupalar var. Müze girişinde şampiyonlar ligi kupası ile fotoğraf çektirme ihtimaliniz de var. Fotoğraf çekimini stadyum görevlileri kendisi yapıyor ve tur çıkışında size verdikleri barkod ile dilerseniz ücretini ödeyerek baskısını alabiliyorsunuz. Yanlış hatırlamıyorsam bu fotoğraf için 25€ gibi bir ücret talep ediyorlar. Müzeye geri dönersek Madrid’in aldığı bütün kupaları müzede camların arkasından görmek mümkün. Müzede basketbol takımının almış olduğu Turkish Airlines Euroleague kupalarını görmek de ayrıca beni mutlu etti diyebilirim. Turun çıkışında ise Madrid Store mağazası (Tienda Oficial Real Madrid) bulunmaktadır.
  • Madrid Meydan Cami ():