Nisan’a Kaç Var

Yazmadım seni daha,
Sevmeye ayırdım tüm zamanları,
Yazmaya bu yüzden vaktim olmadı.
Ben düşünmeye başlayınca seni
-Ki bu bir önceki düşünmenin sonundan çok öncedir-
İnan ki dağlar, taşlar, inan ki bulutlar, yağmur ve kar
Toprakla su ve gökyüzü, güneş ay ve yıldızlar
Onlar da benimle birlikte
Ve onlar da benim kadar seni düşünürler…
Benim kadar diyemem ama
Yemin ederim onlar da seni özler.
Hep dalgınım bu günlerde
Saati cezveye koyup yumurta tutuyorum,
Bir gün takvime bakmasam yılı unutuyorum.
Aklım başıma gelmiyor, başıma çarpmadan dallar
Yolda yürürken dalıp dalıp gidiyorum.
Nisan’a kaç var diyorum saati sorarken.
Hiç böyle olmamıştım.
Bilenlere sordum; ‘AŞK bu’ dediler!

Metin Vural

Uçun Kuşlar

Uçun kuşlar uçun, doğduğum yere
Şimdi dağlarında mor sümbül vardır
Ormanlar koynunda bir serin dere
Dikenler içinde sarı gül vardır

O çay ağır akar, yorgun mu bilmem
Mehtabı hasta mı, solgun mu bilmem
Yaslı gelin gibi mahzun mu bilmem
Yüce dağ başında siyah tül vardır

Orda geçti benim güzel günlerim
O demleri anıp bugün inlerim
Destan-ı ömrümü okur dinlerim
İçimde oralı bir bülbül vardır

Uçun kuşlar uçun, burda vefa yok
Öyle akarsular, öyle hava yok
Feryadıma karşı aks-i sada yok
Bu yangın yerinde soğuk kül vardır

Hey Rıza kederin başından aşkın
Bitip tükenmiyor elem-i aşkın
Sende derya gibi daima taşkın
Daima çalkanır bir gönül vardır

Rıza Tevfik Bölükbaşı

WordPress Popup Box

WordPress’te Popup Box için birçok eklenti bulunmaktadır. Benim kullandığım ve memnun kaldığım uygulamanın görseli aşağıda paylaşıyorum. Bu eklentiyle mobil’de farklı bir görünüm, web’de ayrı bir görünüm elde etmek de mümkün.

Çoklu Dil İçin Pop-Up Kullanımı

Websitesini çoklu dil seçeneği ile kullananlar için (ne olduğu çok önemli değil ancak kullandığım eklentinin ismi Polylang bu arada) bu eklentiyi kullananların ilk yaşayacağı sorun anasayfa olarak belirlenen dilde pop-up penceresinin gelmesi, diğer dil seçenekleri için ayarlanmış olan anasayfalarda ise gelmemesidir. Ancak bu sorunu çözmek çok zor değil. Şöyle ki;

İlk olarak sitenin anasayfasına Pop-Up ekleyeceğiz. Admin panelinde Popup Box > Genel > Dahil > Anasayfada Göster

Diğer dil seçeneği için yeni bir Pop-Up ekleyeceğiz. Admin panelinde Popup Box > Genel > Dahil > Gönderi türü = Sayfalar > Gönderiler = Sayfanızın_İsmi

WordPress’te SSL Kullanımı Ardından Ortaya Çıkan Olası CSS Sorunlarını Çözme

WordPress sitenizdeki güvenliği artırmak ve kullanıcılarınıza daha güvenli bir tarama deneyimi sunmak için SSL (Güvenli Yuva Katmanı) sertifikası kullanmanız önemlidir. Ancak, SSL kurulumu bazen CSS ve diğer web kaynaklarının yüklenmesinde sorunlara neden olabilir. Bu makalede, WordPress’te SSL kullanmanın önemini ve olası CSS sorunlarını nasıl çözebileceğinizi ele alacağız.

SSL Nedir ve Neden Önemlidir?
SSL, web sitelerinin veri iletimini şifreleyen bir güvenlik protokolüdür. Bu, kullanıcıların bilgilerini korumanıza ve site trafiğini güvence altına almanıza olanak tanır. Ayrıca, SSL sertifikası, arama motorlarının sitenizi öne çıkarmasına yardımcı olabilir ve güvenli bir web tarama deneyimi sağlayarak ziyaretçi güvenini artırabilir.

CSS Sorunlarını Çözme

SSL kurulumundan sonra bazı kullanıcılar, sitelerinde olası yönlendirme hatalarından dolayı CSS veya diğer kaynak dosyalarının yüklenmemesi veya yanlış yüklenmesi gibi sorunlarla karşılaşabilirler. İşte bu sorunları çözmek için bazı adımlar:

  1. Tarayıcı Önbelleğini Temizleme: Tarayıcınızın önbelleğini temizlemek, eski SSL olmayan kaynakları kaldırarak sorunu çözebilir.
  2. WordPress Adreslerini ve Site Adreslerini Güncelleme: WordPress yönetici panelinizdeki Genel Ayarlar’da “https://” ile başlayan adresleri kullanarak WordPress adreslerini ve site adreslerini güncelleyin.
  3. Yukarıdaki seçenekler çözüm olmadıysa WordPress veri tabanında wp_options tablosunda URL’leri elle düzenleyebilirsiniz.
  4. Son olarak FTP ana dizinde bulunan “wp-config.php” dosyası içerisine girip URL’leri burada düzenleyiniz. Sorun bu dört adımda çözülmüş olmalı ancak devam ediyorsa son bir adım olarak aşağıdaki düzenlemeyi de deneyebilirsiniz.
  5. .htaccess Dosyasını Güncelleme: .htaccess dosyanıza aşağıdaki kodu ekleyerek tüm trafiği SSL’e yönlendirin:
RewriteEngine On
RewriteCond %{HTTPS} off
RewriteRule ^(.*)$ https://%{HTTP_HOST}%{REQUEST_URI} [L,R=301]

WordPress 6.5.3 Güncellemesi Ardından Medya Dosyalarının Kaybolma Sorunu ve Çözümü

Merhabalar,

WordPress dünyasında her güncelleme, kullanıcılarına yeni özellikler ve güvenlik iyileştirmeleri sunarken bazen beklenmedik sorunlara da yol açabiliyor. Bugünkü yazımda, son WordPress sürümü 6.5.3’e yapılan güncellemenin ardından karşılaşılan ve oldukça can sıkıcı olan bir sorunu ele alacağım.

6.5.3 sürümüne geçtikten sonra bazı WordPress kullanıcılarında medya dosyalarının (resimler, videolar vb.) web sitelerinde görünmemeye başladığı fark edildi. Bu kullanıcılardan bir tanesi de benim. Bu sorun, içerik oluşturucuları ve site sahipleri için ciddi bir engel oluşturabilir çünkü medya dosyaları genellikle içeriğin önemli bir parçasıdır.

Bu sorunun altında yatan nedenlerden biri, güncelleme sırasında yapılan değişikliklerle ilgili olabilir. Ancak, çözüm oldukça basit: wp-content/uploads dizinindeki .htaccess dosyasını silmek.

Peki, bu sorunla karşılaştığınızda ne yapmalısınız?

  1. FTP (File Transfer Protocol) veya dosya yöneticisi aracılığıyla web sitenize erişin. Bu adım için hosting sağlayıcınızın sunduğu araçları kullanabilirsiniz.
  2. wp-content/uploads dizinine gidin. WordPress sitenizin ana dizininde bulunan “wp-content” klasörüne gidin ve ardından “uploads” klasörünü bulun.
  3. .htaccess dosyasını bulun ve silin. Bu dosya, medya dosyalarının erişimini yönetmek için kullanılır. Ancak, son güncelleme ile birlikte medya dosyalarının görünmemesine neden olabileceğini görmüş olduk. Dosyası silmeden ismini değiştirerek de tutabilirsiniz. Böylelikle değişiklik yanıt vermezse eski haline geri göndürebilirsiniz.
  4. Değişiklikleri kontrol edin. .htaccess dosyasını sildikten sonra web sitenizi ziyaret ederek medya dosyalarının artık görünüp görünmediğini kontrol edin. Sorun giderildiyse, işlem tamamlanmış demektir!

Herkese sorunsuz bir WordPress deneyimi dilerim!

İkinci Dünya Savaşı – Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın

Bu yazımda size İkinci Dünya Savaşı’nı konu olan 1000 sayfalık bir kaynaktan söz etmek istiyorum. Öncelikle şunu ifade etmem gerekir ki Türkiye’de İkinci Dünya Savaşı’nı konu alan bu hacimde az kitap var sanıyorum. Bu açıdan bakıldığında önemli bir kaynak olarak nitelendirilebilir. Kitabı alma sebebim de İkinci Dünya Savaşı ile ilgili kapsamlı bir kitap okuma isteğimdi zaten.

Kitabın üzerinde hali hazırda iki ciltten oluşan bir serinin ilk kitabıdır. İkinci cilt Ocak 2024 itibarıyla basılmış. Gelelim kitap ile ilgili düşünce ve eleştirilerime aşağıda hem olumlu hem de olumsuz görüşlerim yer almaktadır.

OLUMLU DÜŞÜNCELERİM

  • Kitap 1000 sayfanın biraz üzerinde bu anlamda geniş bir hacime sahip. İçerik anlamında da İkinci Dünya Savaşı hakkında geniş bir çerçevede birçok konuya değinilmiş.
  • Kitap içerisinde birçok resim var ve hacim olarak neredeyse kitabın yarısının görsellerden oluştuğunu söylesek sanırım yanlış olmaz. Görsellerin bir savaşın anlaşılırlığı konusundaki yardımı da düşünüldüğünde kitap içerisindeki resim zenginliğini gayet olumlu karşıladım.
  • Kitap oluşturulurken birçok kaynaktan faydalanılmış. Sırf kaynakların ismi bile kitabın içerisinde hatırı sayılır bir hacme sahip olmuş.

NÖTR DÜŞÜNCELERİM

  • Kitabın bazı bölümlerinin oldukça akıcı ilerlediğini, bazı bölümlerinin de bana sıkıcı geldiğini söyleyebilirim. Tabi bu durumun kaynağı ilgimi çeken veya merak ettiğim yerlerin akıcı bir şekilde ilerlemiş olması da olabilir. Kitabın konu çerçevesinin geniş olması benzer bir bakış akısıyla bazı bölümlerin sıkıcı olmasını da açıklıyor. Bu durumu normal olarak görüyorum. Her bölümün herkese hitap etmesi mümkün değil sonuçta.
  • Kitapta Türkiye’yi kapsayan bölümler var ancak Savaşın Türkiye açısından değerlendirilmesinin de eklenmesinin güzel olacağını düşünüyorum. Belki sonraki baskılar için düşünülebilir.

OLUMSUZ DÜŞÜNCELERİM

  • Tabi bu hacimde bir kitabın oluşturulmasının zor taraflarından biri akışın kontrol edilmesi. Kitapta akış konusunda bazı kısımlarda problem olduğunu düşünüyorum. Örneğin 1939 yılına ait gelişmeler aktarılırken hemen altındaki paragrafta 1920’lerde yaşanan bir olaya geçiliyor. Zaman anlamında çok fazla geriye dönüş var ve bu durum, takibi zorlaştırabiliyor.
  • Üç dört cümleden oluşan bir paragraf veya bir paragrafa ait bir bölüm farklı sayfada bulunan bir paragrafta da tekraren verilmiş. Bu duruma kitap içerisinde birkaç kez (en az üç-dört defa)rastladım açıkçası ve evet bu hacimde bir kitap oluşturmak, akışı ayarlamak zor ancak bunu kitabın ağır bir kusuru olarak görüyorum. Aynı konudan bahsedilebilir, aynı olaydan tekrar söz edilmesi gerekebilir. Ancak tekraren ifade ediyorum ki bahsettiğim tekrarlı kısımlar üç dört cümleden oluşan bölümler.
  • Kitapta bulunan görsel ve haritalar alındıkları yerlerden orijinal dilleriyle (Almanca, İngilizce, Lehçe vb.) konulmuş. Bazen görselleri orijinal dillerinde koymanız gerekebilir buna itirazım yok ancak bazen de çevirerek koymanız anlaşılırlık açısından önemlidir diye düşünüyorum. Dolayısıyla bazı görsel ve haritalardaki ifadeler kitabın diline çevrilseymiş daha iyi olurmuş diye düşünüyorum.
  • Bazı görsellerin çözünürlükleri oldukça düşük kalmış ve anlaşılmıyor. Yine bazı resimlerin de anlaşılamayacak kadar küçük olarak sayfaya yerleştirildiğini söyleyebilirim. Görseller konusunda biraz daha seçici davranılabilir, daha özenli bir yerleştirme yapılabilirmiş. Hatta bazı görsellerin altyazısı dahi bulunmamakta. Bu anlamda görsel konusunda kitap içerisinde süregelen bir standart belirlendiğini de söyleyemeyiz.
  • Kitapta, bazı görsel ve metinler kullanılmamış olsa, bazı paragraflara hiç yer verilmese kitabın içerik anlamında bir kaybının olmayacağını düşünüyorum. Hatta okuyucunun kitaba odaklanmasını daha da kolaylaştırabilirmiş bence.
  • Çok fazla kaynaktan alıntı yapılmış, hatta bazı paragrafların tamamen bir kaynaktan alınıp çevrildiğini düşünüyorum. Bu durum bence hem şık olmamış hem de bazı paragraflar arasında kopukluklara sebep olmuş. Hatta bazı paragraflardaki tezlerin birbiriyle çeliştiğini söyleyebilirim. Tabi bunun temel sebebi ilgili metinlerin farklı tezleri savunan kaynaklardan alıntılanması diye düşünüyorum. Bu sebeplerden dolayı kitabın belki de 1000 sayfalık şişman bir kitap yerine daha az ve öz bilgiyle donatılarak konsantre bir kaynak olması düşünülebilirmiş.
  • Kitabın akışında bazı sıra numaraları da karışmış, farklı rakamlar verilmiş.
  • Kitaptaki bazı görseller – yukarda bahsettiğim bazı metinlerin tekrar etmesi durumu gibi – tekrarlı olarak farklı sayfalarda kullanılmış.
  • Paragraflarda harf ve gramer hatalarının da olduğunu söylemeliyim. Bu hacimde bir kitapta bunların olabileceği normal karşılanabilir belki ama kitabın kapsamının geniş olması ve kaynak bir kitap olarak kullanılabilecek olmasından dolayı daha fazla dikkatle hazırlanabilirdi diye düşünüyorum.
  • Kitaptaki görsellerin birçoğunun internetten herkese açık bir şekilde ulaşılabilir olduğunu zannediyorum. Bu aslında olumsuz bir durum değil ancak olumsuz yorumların altına alma sebebim daha az bilinen, ulaşılması daha zor olan fotoğrafların kitapta kullanılmasının kitabın çekiciliğini artırabileceğini düşünmemdi. Bu düşünce ile belki bazı görsel ve haritaların kitaba özel olarak da yapılabileceğini düşünüyorum.
  • Kitapta gördüğüm beni en çok rahatsız eden, belki de en önemli sorunlardan bir tanesi şuydu; Bazı paragraflarda anlamsız cümleler bulunmakta. Bu durum bana açıkçası bu tarz metinlerin alındığı yabancı kaynaktan direkt olarak “Google Translate” benzeri bir programla çevrildiğini düşündürdü. Yanlış anlaşılmasın kitaptaki yabancı kaynaklardan alındığı belirtilen bütün metinler için söylemiyorum bunu sadece bazı metinlerde bulunuyor bu sorun. Google Translate kullanmış biri olarak bu uygulamalar kullanılarak yapılan çevirilerin direkt kullanıldığında sorunlarla karşılaşıldığını biliyorum. Netice itibarıyla bu tarz programlar, sürekli olarak gelişen ancak mükemmel seviyeye veya mütercim seviyesine hali hazırda çıkamamış uygulamalar. Bahsettiğim bölümlerde benzeri anlam kaymasının olduğunu gördüğümden dolayı maalesef bu düşünce bende oluştu. Böyle bir metne örnek olarak 399’uncu sayfa ilk paragrafı verebilir. Bu sadece bir örnek gözüme takılan ancak not almadığım başka bölümler de oldu. Bir çevirmenin çevirdiği metinlerde dahi bazen anlaşılırlık problemi olabiliyor malumunuz. Direkt Google Translate veya benzeri bir programla çevrildiğinde ise durum daha fena bir hal alıyor. Çevirilerden sebep bazı bölümlere maalesef odaklanamadım. Böyle yerlerde konsantrasyon kaybı yaşadığımı söyleyebilirim.
  • Kitapta çok fazla dipnot bulunmakta. Normalde dipnotları okumayı seven birisi olarak konudan kopmamak adına bir noktadan sonra dipnotları okumayı bıraktım.
  • Metin tekrarının yanı sıra konu tekrarı da sıklıkla karşıma çıkıyordu bu durum açıkçası okurken beni yordu diyebilirim. Konu tekrar başlıklar da dahi görülebilir, mesela “Fransa’nın İşgali” gibi.

GENEL DEĞERLENDİRME

Yorumlarıma baktığımda olumsuz düşüncelerimini oldukça fazla olduğunu gördüm. Ancak bu durumun kitabı tavsiye etmeyeceğim anlamına gelmesini de istemem. Çünkü netice itibarıyla ortada bir emek var ve bin sayfalık bir Türkçe İkinci Dünya Savaşı kaynağı ortaya konulmuş.

Yorumlarımın tamamı kendi okumalarım neticesinde bende oluşan düşüncelerdir. Yazarı şahsen veya medyadan tanımıyorum. Sadece zaman zaman televizyonlarda haber ve tartışma programlarında gördüğümü hatırlıyorum o kadar.

Netice itibarıyla bu kapsamda ve bu hacimde bir kitap oluşturmak kolay değil. Ayrıca daha önce kitap yazmış ve editörlüğünü de yapmış bir kişi olarak bu sürecin çok zahmetli olduğunu ve ne kadar dikkat etseniz de gözden kaçan şeylerin olabileceği biliyorum. Yukarıda bahsetmiş olduğum olumsuz durumların birçoğunun sonraki basımlarda düzeleceğini düşünüyorum.

Not: Şu an kitabın tam olarak yarısındayım ve yorumlarım bu kısımları kapsamaktadır. Okudukça bu yazıda olmasını istediğim detaylar söz konusu olursa eklemeler yapacağım.

Şehirden İndim Köye – Aziz Nesin

Aziz Nesin’in seçme 13 kitabından alınmış olan 16 hikayesinden oluşan bu kitap 156 sayfadır. Aşağıda hikayelerin hangi kitaplardan alındığı listelenmiştir. Kitap isminden de ipucu alınabileceği gibi köy hayatından görgüsüzlük/cahillik hikayeleri barındırmaktadır. Benzer ana fikre sahip hikayeler toplandığı için hikayelerden bir tanesi okunduktan sonra aslında kitabın ana fikri anlaşılmaktadır. Sanıyorum yazarın düşünce dünyasına da ışık tutmaktadır.

  • Bay Düdük
  • Bir koltuk nasıl devrilir?
  • Gıdıgıdı
  • Gözüne gözlük
  • Gözünüz aydın efendim
  • Hangi parti kazanacak?
  • Havadan sudan
  • İhtilali nasıl yaptık?
  • İnsanlar uyanıyor
  • İt kuyruğu
  • Kördöğüşü
  • Rıfat Bey neden kaşınıyor
  • Vatan sağolsun

Aile İçinde – Hayati İnanç & Bekir Develi

Hayati İnanç ile Bekir Develi’nin aile hakkında yaptıkları röportajvari konuşmanın kitaba dökülmüş halidir. Son yıllarda bu tarz kitapların yaygınlaştığını görüyoruz. Bu tarzda görüş ve düşüncelerine değer verilen insanlar ile yapılan röportajlar/sohbetler kitaba dönüştürülüyor. Hayati İnanç da çok değerli bir insan. Kitabın konusu ise aile kavramı olunca keyifli bir sohbet ortaya çıkmış. 141 sayfadan oluşan bu kitap bir çırpıda okunup bitirilecek cinsten. Konu hakkında bir sohbet dinlemek isteyenlere tavsiye ederim.