Ulaşılmak istenilen kullanıcının hesabından ilgili dizine aşağıdaki şekilde izin verilmesi halinde, uzak kullanıcı veya diğer kullanıcı ilgili dosyalara erişebilecektir. Aksi halde “permission denied” hatası ile karşılaşılır.
chmod o+x /dizin
Ulaşılmak istenilen kullanıcının hesabından ilgili dizine aşağıdaki şekilde izin verilmesi halinde, uzak kullanıcı veya diğer kullanıcı ilgili dosyalara erişebilecektir. Aksi halde “permission denied” hatası ile karşılaşılır.
chmod o+x /dizin
l
ey imtiyazlı güzel, uyan derin uykudan
hatırla bülbüllerin divane olduğunu
dün sabah seni görüp çarpılmış gökte güneş
önce anlayamamış ona ne olduğunu
gönderince kalbime ışığını bu gece
bildim bütün aşkların bahane olduğunu
şimdi ben de garip bir haldeyim, biçareyim
şaşırdım ayın kime pervane olduğunu
ll
rüzgarı senin için öpüyor dudaklarım
bal rengine boyuyor yolları senin için
dehlizlerin dumanlı, küflü karanlığından
aydınlığa çekiyor kulları senin için
misk-ü amber kokuyor çölün kalbinde zaman
sim-ü zerle süslüyor kumları senin için
senin için ırmağa karışıyor denizler
can meyvesi kırıyor dalları senin için
lll
bülbül yine mey’ustu; vatan virandı gülüm
uğrunda hayallerim bile yıprandı gülüm
Mecnun dahi Leyla’yı anmaz oldu yürekten
güzeller güzeliydi; hani sultandı gülüm
yaşamak, sonsuzluğu tattı avuçlarından
ölüm tomurcuklandı; kabir uyandı gülüm
bir kaf dağı kalmıştı varlığından bihaber
seni görünce, o da tutuşup yandı gülüm
NURULLAH GENÇ
Kayseri için Cami-i Kebir (nam-ı diğer Ulu Cami) yaşayan bir tarih. Burada kılınan namazla başka bir camide kılınan namaz arasındaki huşû farkını söylemeye dahî gerek yok. Kapısından girdikten sonra merdivenlerle aşağı doğru inerek camiye girince, cami sanki sizi sarıyor gibi geliyor.
Bin yıla yakın tarihi geçmişi düşünülünce cami hakkında hep bilgi sahibi olmak gerektiğini düşünüyordum. Yakın zamanda Halit Erkiletlioğlu’nun hazırlamış olduğu Dânişmendli Payitahtı ve Cami-î Kebir isimli bu kitaba denk geldim. Oldukça heyecanlandım ve bir an önce okumaya başladım. Kitap ilk etapta caminin yapıldığı dönemde bölgenin hakimiyeti altında olduğu Danişmendliler’den bahsediyor. Kayserinin o dönem Danişmendliler’in payitahtı olması, caminin yapılış hikayesi derken sizi hemen içine alıyor. Kitabın içerisinde görsel, haritalar da mevcut. Caminin geçmişten günümüze hikayesi verilmiş, yaşanan depremlerde aldığı hasarlar ve tamiratları sunulmuş. Ayrıca halk arasında anlatılan menkıbelere de yer verilmiş. Netice itibarıyla Cami-i Kebir’e karşı bir yakınlık besleyen herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Ayrıca değinmem gereken bir nokta kitabın para ile satılmadığıdır. Ben kitaba bir şekilde rast geldim ancak bulmak isteyenler nasıl erişir bilemiyorum.
Son olarak kitabın yazarına da değinerek yazıyı sonlandırmak istiyorum. Halit Erkiletlioğlu Kayseri hakkında yazmış olduğu kitaplarla bu şehre bence büyük hizmetleri geçmiş birisidir. Kendisine belediye başta olmak üzere şehrin önde gidenlerinden destek verilerek, şehrin değerlerini yazılı hale getirmesine ön ayak olabilirler. Vesselam.
Bir metin içerisinde her “n” satırda belirli değişikliklerin yapılması istenildiğinde aşağıdaki komut kullanılabilir.
((.+)\s){2}
Metin – $0
Bu komut her iki satırda bir ilgili satırdaki metnin önüne “Metin – ” ifadesini eklemektedir. Regular Expression komutlarını kullanabilmek için Sublime Text Editör de kullanılabilir.
Yakuttan, zümrütten medet boşuna,
Hepsi bir gün döner, çakıl taşına.
Geç kalma.. Bakıp da o genç yaşına,
Sanma ki; önünde seçenekler çok;
Ya ÎMÂN, ya İSYÂN, üçüncüsü yok.
Dünyanın serveti, şehveti sahte;
Bir kefen kadardır, vefâsı ahde.
Boğma vicdânını, meyde, kadehte,
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya AHLÂK, ya HELÂK, üçüncüsü yok.
Sen, şerefli doğdun, şerefli yaşa,
O bencil nefsini, vur taştan taşa;
Yoksa çıkamazsın, şeytanla başa.
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya CENNET, ya CİNNET, üçüncüsü yok.
İnsanlık yanıyor, ateş bacada,
Fitneler kaynıyor, binbir locada,
Umut kuyrukları, ‘cinci’ hocada;
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya İZZET, ya ZİLLET, üçüncüsü yok.
Bir kere baktın mı, kalkıp seherde?
Kapılar açılır, gök perde perde.
Sordun mu Kurân’a, kurtuluş nerde?
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya ŞÜKÜR, ya KÜFÜR, üçüncüsü yok.
Dağlara özenip, tepeden bakma,
Mezar taşlarına, rütbeni çakma,
Şu cennet köşkünü, kibirle yakma;
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya İHLÂS, ya İFLÂS, üçüncüsü yok.
Bırak.. O “çağdaşlar”, ne derse desin,
Hayat bir sınavdır, bu hüküm kesin,
Secde et ki; varsın, Allah’a sesin;
Sanma ki; önünde, seçenekler çok;
Ya KUR’ÂN, ya HÜSRÂN, üçüncüsü yok.
Cengiz Numanoğlu
Erenlerin sohbeti,
Ele giresi değil.
Sohbete eren kişi,
Mahrum kalası değil.
Bulmak istersen eri,
Boşa gezme her yeri!
Sarraf tanır cevheri,
Herkes bilesi değil.
Akan bir pınar olsa,
Testi tersine konsa,
Kırk yıl orada kalsa,
Kendi dolası değil.
Sohbetle parlar iman,
Talip kazanır irfan,
İnsanı ârif yapan,
Fesi, hırkası değil.
Yunus istersen himmet,
Edebe et riayet,
Ruha gıdadır sohbet,
Kâğıt helvası değil!
YUNUS EMRE
Ayşe Şasa, büyük bir tüccar Avni Şasa’nın kızı, Rauf Orbay’ın yeğeninin kızı. Ailesi büyük bir zenginlik içerisindeyken kendisi özellikle büyük bir manevi yetersizlik ile büyüyor. Hayat hikayesini soru cevap şeklinde hazırlanmış olan bu kitapta anlatıyor. Kitap son zamanlarda okuyup etkilendiğim en önemli kitap diyebilirim. Mutlaka tavsiye ediyorum.
Mustafa Kutlu’nun daha önce Uzun Hikaye isimli hikayesini okumuştum. Ya Tahammül Ya Sefer biraz daha farklı bir tarzda yazılmış. Ortak noktası bulunan bir grup insanın hayatlarından bazı kesitlere odaklanılmış. Yorum fazla yok. Uzun Hikaye’de olduğu gibi yorum okuyucuya bırakılmış. Beni oldukça etkiledi diyebilirim. Bir çırpıda bitiyor. Kitabın ana fikri ya tahammül ya sefer… Tavsiye ederim.