Şubat ayında çıkan ve aldıktan sonra bir çırpıda ilgiyle okuduğum Pelin Çift ve Erhan Altunay‘ın birlikte hazırladığı Ayasofya’nın Gizli Tarihi adlı kitaptan bahsetmek istiyorum. Öncelikle kitap Ayasofya’ya ilgi duyan yada benim gibi hayranı olanlar için çok güzel bir kaynak olmuş. Kitap röportaj şeklinde hazırlanmış ilk bölümde Göksel Gülensoy, ikinci bölümde ise Erhan Altunay ile soru cevap şeklinde ilerliyor. Kitap Ayasofya’nın yapılışı, tarihi ve efsaneleri ile başlayarak devam ediyor. İçerisindeki semboller ve simgeler hakkında bilgi veriliyor. Benim daha önce bilmediğim ve ilgimi çeken başka bir konu Ayasofya’daki dehlizlerdi. Göksel Gülensoy ekibiyle bu dehlizlere girerek uzun yıllardır araştırmalar yapıyorlarmış. Pelin Çift de – sanıyorum bu kitap çalışması için – bu dehlizlere Göksel Gülensoy ile girmişler ve dehlizlerden fotoğraflar da paylaşmışlar. Bir diğer ilginç konu ise Sultanahmet Meydanı’nın altında hala bulunan hipodrom. Yanlış okumadınız Sultan Ahmet Meydanı’nın altında sapasağlam bir hipodrom bulunmaktaymış. Bir çok sembol ve simge barındıran bu tarihi yapının hristiyanlar, masonlar, tapınakçılar ve müslümanlar için önemi tek tek anlatılmış. Ayasofya denilince akla gelen tüm sorulara değinilen kitap resimlerle desteklenerek güzel bir kaynak olmuş.

Bir Ayasofya hayranı olarak ben de Erhan Altunay gibi düşünüyor ve de Ayasofya’nın alt kısmının camiye çevrilmesini, üst kısmının ise turistler ve gezmek isteyenler için ziyarete açık kalması gerektiğini düşünüyorum. Ayasofya katolikler, ortodokslar, tapınakçılar ve müslümanlar için bir sembol. Bizler de Fatih’in emanetine sahip çıkmalı, bu emanette gözleri olanlara fırsat vermemeliyiz. İnşallah içerisinde namaz kılmak nasip olur. Aşağıdaki fotoğraflar da Ayasofya’dan bana düşenler.