Etiket arşivi: Sezai karakoç

İslâmın Dirilişi – Sezai Karakoç

Kitap, Nisan 1966 – Mart 1967 tarih aralığında Diriliş Dergisi’nde Sezai Karakoç’un Diriliş imzasıyla yayınladığı başyazılardan oluşmaktadır. Ben üzerinde belirli bir süre geçmiş yazıları okumayı seviyorum. Çünkü bu yazıların günümüzü ne kadar öngörebildiği benim adıma merak konusudur. Üzerinden 50 sene geçmiş yazılardan oluşan bu kitabı okudukça Sezai Karakoç’a olan hayranlığım arttı. Kitapta islam ve islamın yeniden dirilişi adına tefekkür edilmiş, nelerin yapılması gerektiği anlatılmış. Aklıma ilk gelen tespit mesela Rusya ile ilgili. Sezai Karakoç Batı, Amerika derken, o yıllarda sovyet rejimi ile yönetilen ülke Rusya için batı olarak söz ediyor bir nevi. Başka bir deyişle sovyet rejiminin yıkılacağını o yıllardan öngörebilmiş.

Sezai Karakoç bu kitapta dünyayı coğrafik olarak üçe ayırmış tabiri caizse. Bunlar; Doğu (Çin (Çin’in zihniyet olarak Avrupa’dan bir farkı yoktur. Aslında Avrupa grubuna yazılmalıdır) ve Türkiye de dahil olmak üzere diğer doğu ülkeleri), Avrupa (Batı – Avrupa ve Amerika) ve Afrika (Kuzey Afrika haricinde diğer Afrika ülkeleri). İslamın dirilişi Doğu’nun kendine gelmesi, Afrika’nın uyanması ve kendini bulması ile Doğu ile Afrika’nın Avrupa’daki zihniyeti yıkmasıyla olacaktır. Tabi bu yorumlar saf Sezai Karakoç yorumları değil onun yazdıklarıyla benim yaptığım çıkarımlardır ve ona göre değerlendirilmelidir.

Bu kitap bir kere okunup kenara atılacak bir kitap değil; kenara koyulacak, altı çizilecek, defalarda okunacak netice itibariyle de rehber olacak bir kitaptır. Kitabın içerisindeki yazılar iki ana grupta sınıflandırılmış. Bunlar İslamın Dirilişi ve İslamın çağrısıdır. Aşağıda bu sınıflar ve içerisindeki yazı başlıkları verilmiştir.

İslamın Dirilişi

bahismobilodeme.com

  • İslamın Dirilişinde Avrupa’nın Durumu
  • İslamın Dirilişinde Asya ve Afrika’nın Durumu
  • İslamın Dirilişinde İslam Dünyası’nın Durumu
  • Düşüncede Diriliş
  • İnanışta Diriliş
  • Edebiyat ve Sanatta Diriliş
  • Aksiyonda Diriliş

İslamın Çağrısı

  • İnsana Çağrı
  • Müslümana Çağrı
  • Yahudiye Çağrı
  • Hıristiyana Çağrı
  • Doğululara ve Afrikalılara Çağrı
  • Din ve Tanrıtanımazlara Çağrı

Yedi Güzel Adam – Cahit Zarifoğlu

Şiirdeki 7 kişinin aşağıdaki kişiler olduğu düşünülüyor.

  • Sezai Karakoç
  • Nuri Pakdil
  • Mehmet Akif İnan
  • Erdem Bayazıt
  • Alaaddin Özdenören
  • Rasim Özdenören
  • Cahit Zarifoğlu

Şiirin VI. bölümüne kadar olan ilk kısmı Cahit Zarifoğlu’nun Yedi Güzel Adam isimli kitabında, VI. bölümü ise Menziller isimki kitabında yayınlanmış, aşağıda beraberce verilmiştir.

      InnBu insanlar dev midirnYatak görmemiş gövde midirnnBir yara açar boyunlarındanKolkola durup bağırdıklarındann     -Yar kurbanın olamn      Dağlar önüme durmuşn      Ki dağlanamnnÇekip pırıl pırıl mavzerler çıkardılar oyluk etlerindennDurdular ite çakala karşı yarin kapısındann1.nYedi adam biri bir günn      bir kan gördün      gereğini belledin      yari alsa koynunanAyırmaz kanı yanındannnBeyaz haberlerim var kardeşlerimn     -Bir güzel ince gelinn      Kabartır göğsünü toz duman içinden      gelinliği durur çıkartıp bıraktığı yerden      İçerlerden bir taşlı tarladann      Kaynayan nehrin gözünden      unutmuş gelin alınlığının      Avuçları sıcacık yumulu beline dayalın      Kalın bilekli badem topuklun      Seyirtir o ince gelinn      g r e v l i'lere şifalar götürmek içinnnBeyaz haberlerim var kardeşlerimn     -Gölgesiz meydanlaran      aklı yağmalayanlar arasındann      yayılırsa karanlık fısıltılarn      Ya da güzel dışlı yapay çiçeklerin      Muhtemel bir genç kızınn      Başına atılırsannYedi adamdan birinBir gün bir kan göreninKabukları soyulmuşnTaze devrilmiş bir ağaç gibinÇeker çıkarır kendi kadınlarındannFırlar yataklarından tatlı uykudannÇıplak çıkarır kendi kadınlarındannFırlar yataklarından tatlı uykudannÇıplak yalın ve güzel adalelinO er alaraknSeğirtir danseder gibin-Önce sağlam olmalı arkamnO ince gelinnBelirir hemen ardında erinn1000 yıl durmadan en atmış bir çınar gibinnG i d i y o r dansöz gibinYere ve göğe açık avucunda o kann      O işlem onda güvercin ve sevapn      Onlarda en ağrımalı yaranVe yollanıyor o güvercin onlaranGüvercin değişiyor gittikçe ondannGüvercin değişiyor vardıkça onlaran  ve aman ne uzun sürüyor bir düşman öldürmek  nnYedi adam artık bir kan göreninVarıyor dengedenKuğu gibi sarkıyor onlaran      akıyor onlaran      şiirler söylüyor ve mısralarından      işlek çelik kümelerin      ve kalkıyor her bir ulaşmasından      iki yanında sülüs ve yay gibin      bir vuruşta öldüren ellerin     -Karanfil serpercesinen      Bir kez daha vurdum ya Allah diye açtığım yaralarann     -Güzelin düşmanı güzel olurn      Güzelin yari güzel olurnnO varıyor tüm meydanlaranKanı okşayarak ve kabartaraknn      Kanı okşa ve kabartn      Ve sonra sabah kahvaltısından      İçinden geçirmekle varsın sofranan      Çocuklarımızın ellerinde büyüyen gagalı şeylerinn      Tanrının buyruğu ile ortaya çıkarttığın      Gürbüz bir yumurtann      II.nnYedi adam biri bir günn      bir aşk gördün      gereğini belledin      ölüm girse koynunanAyırmaz aşkı yanındannnBeyaz haberlerim oluşuyor kardeşlerimnnDaha ne kadar saklanabilirdik seninle: nYaylalardan nasıl geçtiknÇobanlara yetişemedik ama uzaktannzahmetsiz ve hiç kimseye değil gibi konuşan ağızlardannNe bilge sözler dinlediknSığındığımıznVe içinde saçlarımız göle girmiş ıslanannO dev O kabul eden O izin veren mağaralarnYine açık yine buyur’lunÇekildi üstümüzden. -ÇalılarınnBilen duruşlarıyla karşılaşırdık koşuşurken gizlilerennGüneşi tez gördük dağlardanOrmanın ay çiçeği gibi uyanan hayvanlarıylanİlk iş gövdemizin acıktığını anlamak oldunGittik kokladık ekmeğimizi tarlalardannO gün gezdim seni ellerimlenSöyledin: Geniş vuruyor yüreğinnnÜlkeye tez giden ayaklarımla varıyorumnKanım temizliği seven bir kolla atılıyor durmadannYıkanmış güneşte yeni kurumuş çarşaflar gibinSerin ve ürpertici gövdennYaklaşmaktasın ve / çok yakınıma taşıdığın / güllernSana canı gönülden âşık oldum meleğimnKollarına gümüş bilezikler düşündümnDostlar buldukça onlaranKalın kaşlarını övdüm nGüzeldinnGövden gerilmiş devinmekteydinBir tabloda gibi her bakmaya değişennKaranlık anlamlardan arınan yüzünlenHakkı verilmişnZehirleri alınmış kazanlardanDemirle birlikte çeliğe koşmaktaydınnVe döllenmekteydin mengenelerle kucaklanaraknnİşçi eğilir bükülür ve doğrulurnKöylü bükülür doğrulur eğilirkennİnsan iyi maden kuyumcudannGüzeldin / GövdennYeni bir iklim gibi yayılmaktaydı karalaranAğaçlar, kırdaki hayvanlar kasabadaki insanlarcanİşte davetliydinnAcıktık bıçaklarına kanımızı gütmekteymişin gibinGelip acı sözlerin içinnBir çekmece koydun yaralarımızannVe ellerin uçuşan yapraklar gibinBirdennNasıl yalnız olduğumuzu anladımnKimseler yoktu ikimizden başka birbirine bakannnSusuyor sessizcenAşkla ilerliyorumnMilletim bileniyorumnDevirmeyenDevirmeye safrası beynimi üleşennElleri karımın üstünde birleşenlerinnBundan böyle yekinmeye hevesli yüreğimn/sanatsever halkımıza duyurulur/nAklım eski izlerde şimdinİz demeknBir genişnBir kendine dönük bir en ileriyenYol demeknnUsulca kalkıp gidene: DurnKi çevrileceksinnnToydun cesurdunnGençtin atıldınnBilmezdin atıldınnKabuğu oydun oydunnKabukta kaldınnnSis iner örter mermerinağacı binayınnSis kalkar kalkmaznGörünür mermernAğaç ve dev nBu adamlar dev midirnYatak özlemez gövde midirnGül açar boyunlarındanKolkola durup bağırdıklarındanBomba düşmüş gibi deprenir topraknKonuştuklarından     -Yar kurbanın olamn      dola yaşmağını bileğimen      Ki düşmanı güzel vuramnnÇekip mavzerler çıkardılar oyluk etlerindennDurdular ite çakala karşı yarin kapısındann      IIInnYedi adam biri bir günn      bir yar gördün      gereğini belledin      yari alsa koynunanAyırmaz yari yanındannnAlev gerekli kentliyenBu ısıtma devleri kenten      bir an önce inmeli oğlumnn/bütün gün badem çırptımnüzümün tehini armudun çürüğünü ayıkladımnuykuya geç vardımnyatağın içine elimi daha yeni koydumnrahatıma doymadım ama.../nnÜMMETİ GÖZETMEN GEREKLİnBen seni beyaz haber ustasınOlasın DİYE boğmadım -DOĞURDUMnnBeyaz haberlerim için hazır olun kardeşlerimnnAnam su döküyor ellerimenBedenim hızla kaçıyornGözlerime toprak atan uykudannSuyu çarptıkça yüzüme ve gözlerim yalnıznYanıyorlarnnYemi torbanın dibine gelince beygirnİri saman saplarının arasındannİri etli dudaklarınanKüçük zor bulunan arpaları topluyornnBir parça daha yükselennBir parça küçülennBir parça daha uzak duran yıldıznBeygir ve yanında duran semerinEvin gerisinde yığınla odun- badem dallarınVe kuru alıç köklerinVe ben o zaman bilmezdim halkanAteş gerektiğinÇalışır gün boyu koru ağaçları devirirnBadem çırpar budardım yaban çalılarınnGün tepeme değsin öğleye durayımnnGün tepene değsin öğleye durasınnKökleri hem derinleri hem sığları sarmışnDurmaksızın nimet devşirennCeviz ağacının altında.-nÖğleye durmayınHiç düşündüm mü ağaç neden havyan değil: nÇünkü kan'dır hayvannDamardır ağaçnnO ceviz ağacının altındanDallarına ve köklerinenBir öz su damarı gibi bağlanaraknOnlar ve ağaçlarnToprak ve kalbinden doyurduğu hayvanlarnİşitmişler bakın onlarlanOnlar ve yapraklarnGeniş bir ağızla üfürülüyormuş gibi kımıldamaya başladılarnnOnlar ve tüfeğimi doğrulttuğum kuşlarnŞimdi öldürme vaktim değilnnBaşına omuzlarıma konunnDudaklarımdan ve kalbimden dinleyinn/işte bakın ekmek böyle tutulur/nÖğleye durarak bağlıyorum bu tepelerinO tepelerennEğlenme doğada - kentte bu gece ışıklar yanmadınDamlardannÇorba dumanı yükselmemektenYufka ekmeğinToprak ve ağaç kokulu ellerimlen/ işte bakın ekmek böyle tutulur/nŞu en artistnVe lokmayı taşıyan parmakların ucundanPıt pıt bir damar gibi atannYemin ve billahnSıcak bulgur aşının kalbidirnnDedim çünkü kalknYoksa sütüm helal olamaznnDüşündüm sol kolları kesik insanların nNe denli mahir olduklarını sağ kollarındanBeyaz haberlerim için toplanan kardeşlerimnn-Adım Mustafa ve Niyazi ve AbdurrahmannKafkas yaylalarında çadırlarımınnSürülerimin ocak taşlarımınnİzleri vardır/doğup yürümeye başlayıncanÇıplak basmıştım toprağa/nnYine de ana'vâzın duymasam hiç uyanmamnBedenim öylesine yorgun babam öylesine ölünÖlü gibi kımıldamıyor dedemnSini belli kendi belli değilnNe bir hak torunlarında ne yaşayan bir arzusunnEllerim yumruk dizlerimin arasında (tam üç yüz yıl)nEtim etimin sızını alsın diyennKalk çünkü sabah yıldızınBir mızrak boyu yükseldin  iri ve zekinuçları nemli bir göz gibi  nn      IVnnYedi adam biri bir günn      bir bela gördü n      gereğini belledinYalvarsa evleri harap kadınlarn      ve ağlayan birkaç çocuknKamalar salınsa karnına n      ayrılmaz belalı yanındannnHaberlerime kulak asmayıp-DuymadıknDemeyesiniz kardeşlerimnnÜlkem bugünnYariyle buluşmuş gizlilerdenTepeden tırnağa yeni yıkanmışnVe örtüler içindenGöz kapakları kale kapılarınGibi örtülünYassı gözlü kabarık alınlınKalbine ve beline zenginnDüzgün bedenli bol saçlı erkekler gibinnÜlkem nTepeden eteğe yıkanmak içinnAşıdan sonra paklanannOvalara yayılmış kadınlarnEvi uçsuz bir yol gibi bekleyennYavruya yerinde bekletennO kadınlar gibi ülkemnn-Yürürüm bayırlardanGücüm ne merkezde tartmak içinnKulak verirnDinlerim ağacınnGeçerken beton döşeli apartman kaykılı topraktanSesim nasıl etkili yoklamak içinnDurdurur sorarım kentliyinNe haber böyle: nNereye:nnBela üreten elimnNasıl davranır belalar içindenSınamak içinnUzanır okşarım saçlarını ey yarimnBakarım hoyrat ve âşık ellerimennBir gün sapsarı kesildimnÖyle bir tabiat vardı ki gövdemdenİnsanları görmezdim bile yanımdannBir hava bulutu gibi geçerlerdinİçimden nGidip dağlaranKafa tutmak gelirdinnBir gün bennİri ve kaslı gövdemnSapsarı kesildimnHali harap bir dev çıktı önümenGözlerini öyle açtı ki yüzüme ve ağlamışnSonra söyleştiknnBu bir nöbet devriydi kardeşlerimnnBizimle aşkta olanlarınnEline su döksünlernÇadırlarının önüne o küçücüknKilimleri sersinlernn      VnnYedi güzel adamnBiri bir gün bir dağ gördünGereğini belledi.nKi o dağnAğaçsız ve yalnıznGökte alıp veriyordu.nRüzgârla ürperir gibi olurdunBeygirin derisi nasıl ürperirse boydan boyanDokununca.nYılanla akreple kertenkelenTavşan keklik kurtlanOnlarlanHayvanlarla kımıldanırdınnDağ bu nSerpilmiş atılmış yer kapmışnBaşa kurulmuş. Böbürlenmeden iri kendiliğinden kocannDağ bunDevir, söz gelsin, kervan devrinEteğinde ipek yolu zencefil yolunKara ve beyaz yolu zenci. Develernİçerek karınlarından tüylerinden geçirereknDağı yiyerek, söz gelsin, beslenirlerdinnDağ bunDevir kuş devrinGeçerdi kartalnnİşte o kartalnRenksiz ısı vermedennÜrkmeden ürkütmedennKendinden geçerek süzülürnDikine batar dikine çıkarnCoştumunVurur kendini dağa - ölürdü parçalanaraknnDağ bunDevir aslan devrinYer yer toplaşaraknErkekli dişilinSık sık oynaşaraknnDevir insan devrinGeçti geçtinİnsan geçtinEt geçti kan geçtinGöz geçtinGelenlernYeni gelen yeniden sonradan gelennGeçti geçtinnDağ bu nYılanla kımıldanırdınYılanla kımıldanırdınnYedi güzel adamdan birinBir gün bir dağ göreninDurdu sevmeden bilmeden devinirken nDurdu durdu seyreyledinnSordu: ndağ nicesinngünde mi gecede misinngeçmişte şimdidenyoksa gelecek bir düşte misinnnDağ serpildinAtıldı yeniden yer tuttunİlk kez yılanla kıpırdanmadınnGözü görür görmeznDağa göçtü güzel adamnEteğinden yukarıya üç günnYürüdü. Bir yılda dolandınÇevresini. Eğlenerek kayalarda gecelerinYürüdü günde ve bir kuş gibinGörerek dennDurmadan dolandı dağın çevrisininArtık dağ yılanla kımıldamadınKımıldardı onunlannHırçındı adam hep hırslanYaralıymışça inlerdinYüzü durgun gözler duru berraknHırslanırdı ayağıyla- avuçlarından ter akarnOmuzlarını burardı.nnOla ki anlatsa dağnDer hırcındı adam ince bilekli nAzgın topuklunİnce uzun parmaklı karınsıznKarşı koyan omuzlunYerken güzel yer doymadan kalkarnOturarak ve hayvanlarda bilenGizlenerek işerdinnAdam hırçındı-saçları uysal akardınRüzgârla akardınEsinti olmadan zaten akmaktaydınUzun boylu değildinAma kendinden uzunu yoktu - yalnızdınnGeçince önündennMağaralardan kuş tavşan kurt yavrusunDağa vururlardınSerçe tohum düşürürdü ağzındannTavşan yeşerince onunYerdi kökündennnOt üremedinAğaç üremedinnDağ ağaçsız ve yalnızcanGökte alıp veriyordunAdam küçük bir kaya düzlüğündenToprakta mağra içinde mağra kapısındanKaynak başında kuru yamaçtanDururdu nEğilip alnınınYaydıkça yere iki elinin arasınanGöksü çatırdayarak eğilirnParçalanarak doğruldukçanDağ cezbelenirnEn yüksek zirvesini kayalı alnınınYamaçlar yamaçlara yayılan yüzününAdam eğilip koydukça yüzünü toprağanEğilip koyacak yer arardınnDağ cezbelenincenDoğrulup eğildikçenOvaya bir andanKentler serilirnYollar fabrika çevrekleri bentlernnYedi adamdan birinBir gün bir dağ göreninYeni bir soluk çekti içinenDeğişti aynı kalaraknİndi kentenDağıylanEsen başınnSerin başı geniş kollarıylanGözleri yüzünü kaplayacak gibi büyüyereknVe şakaklarındanAvuçlarının arasında güçlükle tuttuğunBir şey duruyordunnYedi adamdan bir dağ göreninBuyruğu dağa diyeninDağdan buyrukla kente ineninSuları yürüyerek geçeninÇekip mavzerini çıkardı oyluk etindennDurdu yarin kapısından__________________________________________nVI nnYedi güzel adam n      biri bir gün n      bir sofra gördü n      gereğini belledi nnSağdan soldann      hoşça davetler gül kuyusu etler n      mevkiler n      sözümona kadın n            entrika n            tehdit n      teklif pof pof n            kazanç n            savaş n      tümü ölüm işaretleri nO ayrılmaz sofrasından. nnYedi güzel adamdan biri nBir gün bir sofra göreni nDiğer kardeşleri gibi n      tanrı adıyla başlansın cömertliğe n      misillu n      bir sözle n      nalbantyani bıyıklarını çekerek n      çöker nnMavi bir yemekle başlardı n                  bir kaçış n      belleğime vur benim n      az'ı vur debelensin n      bir at ansanblesini n      şaha kalkmışlığın psikodinamiğinden vurarak nçocuk avuçlarında tablolar nyalın kılıç ve ünleme isteği n      ile n      soy bir yanımı n      uzat mahzenlerdeki ses bloklarının içine n      hoyratken n      ellerim birer oymak bir göçebelik n            kız kazımağı n            daha bayıltıcısı olmadı iliklerimde n      Ha ben ha varlık göçmeni kalbimin şuuru n            ağaçları dereye fırlatıtırır yamaca n            bilinçle ürküp n            evciliklerden nnGün - gün Gün - gün nYar bu obada n                  evinde n                  bir laleler içinde n      döşeğine ve uşkusuna n      binilişine ve ekmeğine rahat n      ulu önder mübareki ntasasız ve yavrusundan emin n      iken nnYedi adam her biri nobalarda n      bal kutusu kayalarağzında ntoprağın n      al suyu al tohumu n      ya hak n      insana doğru nkıvrımları kokuları nyükselir uçuşurken nherbiri bir bezirgan oku nbir kervan koruyanı nHer biri nbir yedi güzel adam bahadırı nbeyi ya kılıççısı n      olarak dolanırlar iken nobalarda nkentlerde nbahçelerde nevağızlarında nn      Bir gün bir sofra gören yiğit n      bir kadın dövdü n      elini bin tövbeyle yıkadı nn      Senin adınla başlarım ekmeğe n      Senin izninle varsak yarenliğe n      Dostluk olup yardan dostluk görerek n      Göçer sözümüz dörtbaşlı ejdere nnBir gün bir sofra gören yiğit nBir günah sevdi nBelini bin tövbeyle yıkadı nn      Senin adınla... n      Senin izinle... n      Dostluk olup... n      Geçer sözümüz... nnGün - gün Gün - gün nOnlar o oada bu obada nKan dolaşımı soluk hızlanışı safalarında n      yavaşlayıp duran tunç kaplar n      parmak uçlarında bakır oyukları n      aşk var n      ak bir mermer damarı yarıldı n      toprağın derininde n      üstünde n      kızını ve oğlunu avutuyordu nTayları deli dolu genç yalaz nEngin otluklarda nBir milyar koyun keçi manda mecik nUzaklaşıp sırlı başlardan n      başıboş ve görevsiz nÇepeçevre sohbete oturmuş gibi nDana irisi köpeklere n      doğru n      kuşku duymadan yaklaşarak n      azgın dişleyicilerin önünden n      bilmecesiz n      bir köylü kalabalığı tavrıyla n      geçerek nnSevgili anneciğim nKemiğim nnUyanınca dağın bayrağını açarlar: ova nGüneş yine aynı eğriden görünür nve sofralar binlerce n      esenlik dolu kızlarla serilir n     - ne de kuşlar sabırsızlanır - n      Çocuklar n      Anne nVe peşlerinde n      Uykunun ve yatağın çiçekleriyle n      Süzülüp gelen yaşlılar nnSofranın eteklerinde nÇok oldu renk yollarını nÇatı kirişlerini nDeğirmenin taşlarını nOnaran kişiler nBileklerinde beylikleri nSular geçirip ağızlarından nSeyirttiler nOnun sabah sofrasına nnSevgili dostum netim
CAHİT ZARİFOĞLU

SÜRGÜN ÜLKEDEN BAŞKENTLER BAŞKENTİNE

[pastacode lang=”markup” manual=”Senin%20kalbinden%20s%C3%BCrg%C3%BCn%20oldum%20ilkin%0AB%C3%BCt%C3%BCn%20s%C3%BCrg%C3%BCnl%C3%BCklerim%20bir%20bak%C4%B1ma%20bu%20s%C3%BCrg%C3%BCn%C3%BCn%20bir%20s%C3%BCre%C4%9Fi%0AB%C3%BCt%C3%BCn%20t%C3%B6renlerin%20%C5%9F%C3%B6lenlerin%20ayinlerin%20d%C4%B1%C5%9F%C4%B1nda%0ASana%20geldim%20ayaklar%C4%B1na%20kapanmaya%20geldim%0AAf%20dilemeye%20geldim%20affa%20lay%C4%B1k%20olmasam%20da%0AUzatma%20d%C3%BCnya%20s%C3%BCrg%C3%BCn%C3%BCm%C3%BC%20benim%0AG%C3%BCne%C5%9Fi%20bahardan%20kopar%C4%B1p%0AA%C5%9Fk%C4%B1n%20bu%20en%20onulmaz%C4%B1ndan%20kopar%C4%B1p%0ABir%20tuz%20bulutu%20gibi%0ASavuran%20y%C3%BCre%C4%9Fime%0AAh%20uzatma%20d%C3%BCnya%20s%C3%BCrg%C3%BCn%C3%BCm%C3%BC%20benim%0ANice%20yoruldu%C4%9Fum%20ayakkab%C4%B1lar%C4%B1mdan%20de%C4%9Fil%0AAyaklar%C4%B1mdan%20belli%0ALambalar%20e%C4%9Fri%0AAynalar%20akrep%20mele%C4%9Fi%0AZaman%20%C3%A7arp%C4%B1lm%C4%B1%C5%9F%20at%C4%B1n%20son%20hayali%0AEv%20miras%20de%C4%9Fil%20miras%C4%B1n%20hayaleti%0AEy%20g%C3%B6nl%C3%BCm%C3%BCn%20do%C4%9Furdu%C4%9Fu%0AB%C3%BCy%C3%BCtt%C3%BC%C4%9F%C3%BC%20emzirdi%C4%9Fi%0AKu%C5%9F%20t%C3%BCy%C3%BCnden%0AVe%20ku%C5%9F%20s%C3%BCt%C3%BCnden%0AGeceler%20ve%20g%C3%BCnd%C3%BCzlerde%0A%C4%B0nsanl%C4%B1%C4%9Fa%20an%C4%B1t%20gibi%20y%C3%BCkseltti%C4%9Fi%0ASevgili%20%0AEn%20sevgili%0AEy%20sevgili%0AUzatma%20d%C3%BCnya%20s%C3%BCrg%C3%BCn%C3%BCm%C3%BC%20benim%0A%0AB%C3%BCt%C3%BCn%20%C5%9Fiirlerde%20s%C3%B6yledi%C4%9Fim%20sensin%0ASuna%20dedimse%20sen%20Leyla%20dedimse%20sensin%0ASeni%20saklamak%20i%C3%A7in%20g%C3%B6r%C3%BCnt%C3%BClerinden%20faydaland%C4%B1m%20Salome’nin%20Belkis’in%0ABo%C5%9Funayd%C4%B1%20saklamaya%20%C3%A7al%C4%B1%C5%9Fmam%20%C3%B6ylesine%20a%C5%9Fik%C3%A2rs%C4%B1n%20sen%20bellisin.%0AKu%C5%9Flar%20u%C3%A7ar%20senin%20g%C3%B6nl%C3%BCn%C3%BC%20taklit%20i%C3%A7in%0AEllerinden%20dev%C5%9Firir%20bahar%20%C3%A7i%C3%A7eklerini%0ADeniz%20g%C3%B6zlerinden%20al%C4%B1r%20sonsuzlu%C4%9Fun%20haberini%0AEy%20g%C3%B6n%C3%BCllerin%20en%20yumu%C5%9Fa%C4%9F%C4%B1%20en%20derini%0ASevgili%20%0AEn%20sevgili%0AEy%20sevgili%0AUzatma%20d%C3%BCnya%20s%C3%BCrg%C3%BCn%C3%BCm%C3%BC%20benim%0A%0AY%C4%B1llar%20ge%C3%A7ti%20sapan%20%C3%B6l%C3%BCms%C3%BCz%20iz%20b%C4%B1rakt%C4%B1%20toprakta%0AY%C4%B1ld%C4%B1zlara%20uzan%C4%B1p%20hep%20seni%20sordum%20gece%20yar%C4%B1lar%C4%B1nda%0A%C3%87at%C4%B1%20katlar%C4%B1nda%20bodrum%20katlar%C4%B1nda%0AG%C3%B6lgelendi%20gecemi%20ayd%C4%B1nlatan%20e%C5%9Fsiz%20lamba%0AHep%20Kanl%C4%B1ca’da%20Emirg%C3%A2n’da%0AKandilli’nin%20kur%C5%9Fun%C3%AE%20%C5%9Fafaklar%C4%B1nda%0ASeninle%20s%C3%B6yle%C5%9Fip%20durdum%20bir%20%C3%B6mr%C3%BCn%20bahar%C4%B1nda%20yaz%C4%B1nda%0A%C5%9Eimdi%20onun%20birdenbire%20gelen%20sonbahar%C4%B1nda%0ASana%20geldim%20ayaklar%C4%B1na%20kapanmaya%20geldim%0AAf%20dilemeye%20geldim%20affa%20lay%C4%B1k%20olmasam%20da%0AEy%20%C3%A7a%C4%9Fda%C5%9F%20Kud%C3%BCs%20(Meryem)%0AEy%20s%C4%B1rr%C4%B1n%C4%B1%20g%C3%B6nl%C3%BCnde%20ta%C5%9F%C4%B1yan%20M%C4%B1s%C4%B1r%20(Z%C3%BCleyha)%0AEy%20ipeklere%20yumu%C5%9Fakl%C4%B1k%20ba%C4%9F%C4%B1%C5%9Flayan%20merhametin%20kalbi%0ASevgili%20%0AEn%20sevgili%0AEy%20sevgili%0AUzatma%20d%C3%BCnya%20s%C3%BCrg%C3%BCn%C3%BCm%C3%BC%20benim%0A%0ADa%C4%9Flar%C4%B1n%20y%C4%B1k%C4%B1l%C4%B1%C5%9F%C4%B1n%C4%B1%20g%C3%B6rd%C3%BCm%20bir%20Ven%C3%BCs%20barda%C4%9F%C4%B1nda%0AK%C3%B6le%20gibi%20sat%C4%B1ld%C4%B1m%20pazarlar%20pazar%C4%B1nda%0AG%C3%BCne%C5%9Fin%20sarard%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1%20g%C3%B6rd%C3%BCm%20Konstantin%20duvar%C4%B1nda%0ASenin%20hayallerinle%20yand%C4%B1m%20d%C3%BC%C5%9Flerin%20civar%C4%B1nda%0AG%C3%B6lgendi%20yans%C4%B1y%C4%B1p%20duran%20bengisu%20p%C4%B1nar%C4%B1nda%0A%C3%96l%C3%BCm%20d%C3%BC%C5%9F%C3%BCncesinin%20beni%20sard%C4%B1%C4%9F%C4%B1%20%C5%9Fu%20anda%0AVerilmemi%C5%9F%20hesaplar%C4%B1n%20korkusuyla%0ASana%20geldim%20ayaklar%C4%B1na%20kapanmaya%20geldim%0AAf%20dilemeye%20geldim%20affa%20lay%C4%B1k%20olmasam%20da%0ASevgili%20%0AEn%20sevgili%0AEy%20sevgili%0AUzatma%20d%C3%BCnya%20s%C3%BCrg%C3%BCn%C3%BCm%C3%BC%20benim%0A%0A%C3%9Clkendeki%20ku%C5%9Flardan%20ne%20haber%20vard%C4%B1r%0AMezarlardan%20bile%20y%C3%BCkselen%20bir%20bahar%20vard%C4%B1r%0AA%C5%9Fk%20cellad%C4%B1ndan%20ne%20%C3%A7%C4%B1kar%20madem%20ki%20y%C3%A2r%20vard%C4%B1r%0AYoktan%20da%20vardan%20da%20%C3%B6te%20bir%20Var%20vard%C4%B1r%0AHep%20su%C3%A7%20bende%20de%C4%9Fil%20beni%20yak%C4%B1p%20y%C4%B1kan%20bir%20nazar%20vard%C4%B1r%0AO%20%C5%9Fark%C4%B1ya%20%C3%B6zenip%20s%C3%B6ylenecek%20m%C4%B1sralar%20vard%C4%B1r%0ASak%C4%B1n%20kader%20deme%20kaderin%20%C3%BCst%C3%BCnde%20bir%20kader%20vard%C4%B1r%0ANe%20yapsalar%20bo%C5%9F%20g%C3%B6klerden%20gelen%20bir%20karar%20vard%C4%B1r%0AG%C3%BCn%20batsa%20ne%20olur%20geceyi%20onaran%20bir%20mimar%20vard%C4%B1r%0AYanm%C4%B1%C5%9Fsam%20k%C3%BCl%C3%BCmden%20yap%C4%B1lan%20bir%20hisar%20vard%C4%B1r%0AYenilgi%20yenilgi%20b%C3%BCy%C3%BCyen%20bir%20zafer%20vard%C4%B1r%0AS%C4%B1rlar%C4%B1n%20s%C4%B1rr%C4%B1na%20ermek%20i%C3%A7in%20sende%20anahtar%20vard%C4%B1r%0AG%C3%B6%C4%9Fs%C3%BCnde%20s%C3%BCrg%C3%BCn%C3%BCn%C3%BC%20geri%20%C3%A7a%C4%9F%C4%B1ran%20bir%20damar%20vard%C4%B1r%0ASenden%20umut%20kesmem%20kalbinde%20merhamet%20adl%C4%B1%20bir%20%C3%A7%C4%B1nar%20vard%C4%B1r%0A%0ASevgili%20%0AEn%20sevgili%0AEy%20sevgili” message=”SEZAİ KARAKOÇ” highlight=”” provider=”manual”/]

MONA ROZA

Mona Rosa, siyah güller, ak güller;
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak,
Monna Rosa, siyah güller ak güller!

Ulur aya karşı kirli çakallar,
Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var,
Yağmur iğri iğri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.

Açma pencereni, perdeleri çek;
Mona Rosa, seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmeme için yetecek;
Anla Monna Rosa ben öteliyim…
Açma pencereni perdeleri çek.

Zeytin ağacının karanlığıdır
Elindeki elma ile başlayan…
Bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
Sıcak ve minnacık yüzündeki kan,
Zeytin ağacının karanlığıdır.

Zambaklar en ıssız yerlerde açar,
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallarda durur,
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi…
Ellerinden belli olur bir kadın.
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların.

Zaman çok çabuk geçiyor Monna;
Saat on ikidir, söndü lambalar.
Uyu da turnalar gelsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
Zaman çok çabuk geçiyor Monn

Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine;
Kiminin rengi ak kiminin rengi sarı.
Ah, beni vursunlar bir kuş yerine!
Akşamları gelir incir kuşları.

Ki ben, Mona Rosa, bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar… su kenarında
Ki ben, Mona Rosa, bulurum seni

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa;
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza,
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler…
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı,
Artık inan bana muhacir kızı.

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak;
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.

Altın bilezikler, o korkulu ten,
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
Bir tüy ki, can verir bir gülümsemen,
Bir tüy ki, kapalı geceye güne;
Altın bilezikler, o korkulu ten.

Mona Rosa, siyah güller, ak güller;
Gülcenin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak,
Mona Rosa, siyah güller ak güller!

Sezai Karakoç