Yıllık arşivler: 2019

Outlaws (1997) – İlk FPS Oyunum

İlk oynadığım FPS bilgisayar oyunudur kendisi. Vahşi batı, western temalıdır. Karısı öldürülüp kızı kaçırılan kendi halinde abi kızını kurtarmaya çalışıyor. Bu anlattığım oyunun ana kısmı (main). Bundan oyunu multiplayer ve historical missions rolünde de oynayabiliyorsunuz. Oyunun en güzel yanlarından bir tanesi ara ara oyun içinde bulmacaların çıkmasıdır. Bunları çözemezseniz oyun ilerlemiyor. Çok zor değil tabi bu bulmacalar ama bir kaç tanesi zorluyor. Bir güzel yanı da oyun içinde gizli yerler bulunuyor (secret). Oyun içerisinde kaç tane gizli yerin bulunduğunu tab tuşuna basarak açtığınız haritanın sol üst kısmında görebilirsiniz. Sonrasında oyun içerisinde her yere bakma isteği uyanacaktır.

Oyunda üç zorluk bulunuyor; Good, Bad ve Ugly (bence çok güzel seçilmiş isimler). Özellikle Ugly’de oyun gerçekten çirkinleşiyor. 😀 Çok zor gerçekten tek kurşunla ölebiliyorsunuz. Onun yerine zevk almak için Bad seçilebilir.

Oyunun zor kısmı bazı trick’leri sizin bulmanız gerektiğidir. Örneğin dinamiti z tuşuna basarak sigaranızla yakıyorsunuz. Oyunu ilk oynadığımda sene sanıyorum 2000 senesiydi. İnternet henüz yaygın değildi ve ADSL söz konusu bile değildi. O zamanlar oyunun çözümüyle alakalı bilgi edinmenizin imkanı yok denecek kadar azdı. Dolayısıyla oyunu çözmek için çok uğraşmış bir o kadar da zevk almıştım. Her neyse ben de yeri çok ayrıdır bu oyunun. Kafa dağıtmak için internetten bulup oynayabilirsiniz.

Oyun içerisindeki gizli yerleri bağlantıdan öğrenebilirsiniz. 😛

Oyunu edinebileceğiniz bir bağlantı. 🙂

Oyunun çözümüyle ilgili bir bağlantı (kendisi Almanca ama translate ile istediğiniz dile çevirebilirsiniz). 🙂

Oyunla ilgili bir başka anlatımı içeren bağlantı. 😉

Aşağıdaki videodan da oyunun hikayesi ve kendisi hakkında fikir edinebilirsiniz.

 

İkinci Dünya Savaşı Literatürüm

Oynadığım ikinci FPS türü oyun Medal of Honor: Allied Assault idi (İlki Outlaws (1997) idi ve bununla ilgili de bir yazı hazırlamayı düşünüyorum). Sene 2002’ydi sanırım, oyunu çok sevmiştim. Bu oyundan sonra ikinci dünya savaşına ilgi duymaya başladım.

OYUNLAR

Sonrasında İkinci Dünya Savaşını konu alan oyunlar, filmler, diziler ve belgesellerle devamı geldi. İkinci Dünya Savaşı dünyanın gördüğü en kanlı savaştı aslında. Bu yazıda ikinci dünya savaşıyla ilgili olarak izlediğim film, belgesel ve dizileri; oynadığım oyunları paylaşacağım. Bu yazıyı sürekli olarak güncellemeyi düşünüyorum.


Oynadığım bir diğer oyun Call of Duty (Call of Duty: Classic) idi. Call of Duty serisine de böylelikle başlamış oldum. Sonrasında Call of Duty: United Offensive, Call of Duty 2, Call of Duty: World at War oyunlarını da oynadım. Son olarak 2020’nin son günlerinde 2017’de çıkmış olan Call of Duty WW2 oyununu oynamış bulunmaktayım. Sanıyorum en azından son on yılda senaryo anlamında oynadığım en güzel oyundu diyebilirim.


Oynadığım oyunlardan bir tanesi de Wolfenstein: The New Order idi. Bu oyunu diğerlerinden farklı kılan ise savaşın hikayesinin hayalgücüyle birleştirilmiş olmasıdır. Savaş müttefiklerce değilde Naziler tarafından kazanılmıştır. Nazilerin eline esir düşen Amerikalı bir askerin hikayesini anlatmaktadır. Nazi teknoloji had safhaya ulaşmış, teknoloji üst seviyededir. 1960’lı yıllarda asker komadan çıkmış ve nazi coğrafyasından kaçmaya çalışmaktadır. Tüm Avrupa nazilerin elindedir. Hikayesi emin olun sizi içerisine alacaktır.


Bir diğer oyun da The Saboteur (Sabotajcı). Oyun 2009 yılında çıkmıştır. GTA’nın İkinci Dünya Savaşı versiyonu olsa bu oyuna oldukça benzerdi eminim. Demek istediğim oyun tarzı olarak GTA’ya oldukça benzemektedir. Ayrıca oynanış şekli itibariyle Tomb Raider’dan da etkilenildiğini düşünüyorum. Bu düşüncemin sebebi de kahramanın tırmanma yeteneğidir. Senaryosu ise oldukça güzel. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanya’sının işgali altında kalmış olan Paris’te (Fransa) direnişe yardımcı oluyorsunuz. İlk başta amaç direnişe yardımcı olmak değil ancak olaylar o noktaya doğru evriliyor. Oyun ile ilgili güzel bir nokta da Paris’in o günün şartlarında nasıl bir yapıya sahip olduğunu görebilmeniz oluyor. Netice itibariyle oldukça sürükleyici bir oyundur.


FİLMLER

İzlediğim filmlerden bir tanesi Pearl Harbor‘dı. Pearl Harbor bilindiği üzere 2. Dünya Savaşı’nın seyrini değiştiriyor. Nagazaki ve Hiroşima’ya atılan atom bombasına kadar da gidiyor işin sonu. Film Pasifik’te Pearl Harbor’a (İnci Limanı) yapılan baskını ve trajik bir aşk hikayesini anlatmaktadır.


2. Dünya Savaşı denilince akla gelen ilk film sanırım Er Ryan’ı Kurtarmak‘tır (Saving Private Ryan). Savaş filmlerine ilgi duyan herkesin izlemesi gerektiğini düşündüğüm bir filmdir kendisi.


Konuyla alakalı bir diğer film de Pianist. Nazilerin Yahudilere yaptığı soykırım ve işkenceler anlatılıyor. Tabi yahudilerin aynını şimdilerde müslümanlara yapıyor olması da işin başka bir diğer tarafı.


Fury filmi de Er Ryan’ı kurtamak filmine benziyor. İkinci dünya savaşında önemli bir rol almış tankçılara dikkat çekmiş güzel bir film.


Bir diğer efsane film ise Enemy at the Gates yani Kapıdaki Düşman. Gerçek bir hikayeden alıntı. Bu kez Rusların gözüyle bakıyoruz savaşa ve bir keskin nişancı askerin gözünden. Aslında cephe gerisinden birisiyken rusların efsanesi haline geliyor. Call of Duty serisinde de bu hikaye mevcut aslında. Oyunu oynayanlar kesinlikle filmi izlemeliler.


Bir diğer film Inglourious Basterds (Soysuzlar Çetesi), bir Tarantino filmidir. Tarantino filmlerine aşina olanlar büyük bir zevkle izleyeceklerdir.


DİZİLER

Tabi hikaye bu kadar dramatik olunca, konuyla ilgili bir çok dizi olması da kaçınılmaz. 2. Dünya Savaşıyla ilgili en önemli dizi açık ara farkla Band of Brothers‘tır (Kardeşler Takımı). 10 bölümden oluşan diziyi konunun ilgililerine kesinlikle tavsiye ediyorum.


Bir diğer dizi ise The Pasific (Pasifik). Dizi Pasifik cephesinde yaşananları konu almıştır. Band of Brothers’tan sonra sizi kesmez ama ortalamanın üzerinde bir dizi diyebilirim.


Bu kez Almanların gözüyle bakıyoruz savaşa. Generation War veya orjinal ismiyle Unsere Mütter Unsere Väter (Annelerimiz Babalarımız). 3 bölümden oluşan dizi savaşın dramatik yüzünü açıklığıyla göstermektedir.


BELGESELLER

Ve tabi belgesel..Generals at War (Generaller ve Muharebeler) belgeselinin 5. bölümü Stalingrad muharebesini konu almaktadır. Bilindiği üzere Stalingrad savaşın dönüm noktalarından biridir. Bu muharebenin sonucuna generallerin etkisi anlatılmaktadır.


Bir başka dizi ise Netflix’in yaptığı Greatest Events of WWII In Colour (II. Dünya Savaşı’nın En Önemli Olayları (Renkli)) isimli belgeseldir. 10 bölümden oluşan belgeselde isminden de anlaşılacağı üzere 2. dünya savaşının kırılma noktaları renklendirilmiş görüntülerle anlatılmaktadır. Her bölüm farklı bir kırılma noktasına odaklanmıştır. Kesinlikle izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Aşağıda bölümlerin isimleri ve kısa açıklamalarını veriyorum.

  1. Blitzkrieg – Almanların yıldırım savaşı ile Polonya ve Fransa’da rüzgar gibi esmesi. Fransanın ve Avrupa’nın işgali. İngilizlerin büyük bir bozgundan sonra kalan kısmının Dunkirk’ten ayrılması. Almanların Rusya’ya yönelmesi.
  2. Battle of Britain – Fransa’nın işgalinden sonra Hitler’in İngiltere’ye yönelmesi.
  3. Pearl Harbor – Japonların Pearl Harbor baskını.
  4. Battle of Midway – Pearl Harbor’da tam olarak hedefine ulaşamayan Japonların, Amerikalıların donanma gücünü yoketme amacıyla Midway adasına saldırması.
  5. Siege of Stalingrad – Staligrad mücadelesi ve savaşın seyrinin tersine dönmesi.
  6. D-Day – Normandiya çıkarması.
  7. Battle of Bulge – Belçika’nın Bulge bölgesine Almanlar tarafından son çare olarak yapılmış Ardenler Taarruzu.
  8. Dresten Firestorm – Müttefiklerin özellikle de İngilizlerin bir kültür şehri olan Dresten’i yoketmeleri.
  9. Liberation of Buchenwald – Buckenwald’ın bulunuşu ve kurtuluşu. Alman soykırımının gözler önüne serilmesi.
  10. Hiroshima – Hiroshima ve Nagazaki’ye atom bombasının atılması, Japonların teslim olması ve ikinci dünya savaşının sona ermesi.

DERGİLER

Derin Tarih Dergisinin 11. Özel Sayısı tamamen II. Dünya Savaşı’na ayrılmış. 256 sayfalık bu yazıda ilginizi çekebilecek birçok yazı bulunmaktadır. Bu dergiyi de tavsiye ederim.

KİTAPLAR

Mesut Hakkı Caşın’ın yazmış olduğu 1000 sayfadan oluşan kitaptır. Kitap ile ilgili yorumlarımı ilgili yazıda bulabilirsiniz.

WordPress Contextual Related Posts Eklentisi

WordPress’te bir yazı okunduğundan altta benzer yazıların gösterilmesini istiyordum ve Contextual Related Posts eklentisiyle Similar Posts eklentisini denedim. Similar posts eklentisini çok sevmedim ve bu eklentiyi tercih ettim. Ayarlarıyla biraz uğraştım ama sanırım biraz daha uğraşmak gerekiyor. Çünkü bazı yazıların altında alakasız yazıların önerildiğini görüyorum. Kategoriye göre tavsiye versin veya etikete göre tavsiye versin diyebiliyorsunuz. Kullanmakta yarar var diye düşünüyorum ama bakacağız. Vakit bulur da ayarlarını da istediğim gibi ayarlarsam gayet güzel bir eklenti diyebilirim.

WordPress Top 10 Popular Posts Eklentisi

WordPress’te en çok hangi yazılarınızın okunduğunu görmek istiyorsanız WordPress Top 10 Popular Posts eklentisini kullanabilirsiniz. Başka bir seçenek de tabi Google Analytics’ten takip etmek fakat ben her ikisini de beraber kullanmayı öneriyorum. Bu eklenti admin paneline bir sekme ekliyor. Bu sekmeden günlük ve bugüne kadar olan toplam sayfa gösterimine göre yazılarınızı sıralıyor. Ayrıca her yazının altına da bu istatistiği ekliyor. Bu eklentiyle çok gösterilen sayfalarınıza ayrı bir özen gösterip, site trafiğinizin artmasına katkıda bulunabilirsiniz.

Bebeğimin İlk Zeka Kartları

8 aylık bebeğimiz için aldık. Aslında Bebeğimin İlk Kartları (Mikado) ve Bebeğimin İlk Zeka Kartları (DIYTOY) olma üzere iki seçenek arasında kaldık. Bebeğin nasıl tepki vereceğini bilemediğimiz için de ucuz olanı tercih ettik. İçerisinde 15 adet kart bulunmaktadır. Bunlardan bir kısmı siyah beyaz ve 0-4 aylık bebekler için olduğu yazıyor üzerinde. 0-4 aylık bebeklerin gözleri sadece siyah beyazı ayırt ettiğinden dolayı böyle hazırlanmış ama ben olsam siyah beyaz hazırlamazdım. Çünkü 4 aylık bebek için bu kartlara ihtiyaç olmadığını düşünüyorum. Alan ebeveynlerin birçoğu 6 aydan itibaren bu tarz kartlar ve kitaplar almaya başlıyor zaten. Kalan kartları renkli olarak hazırlanmış. Kartlar çok kalın değil (Mikado’nunkilerin daha kalın olduğu söyleniyor) ama kutusu sert sağlam bir kutu. İlk etapta bebeğin ilgisini çok çekmedi ama yavaş yavaş alışmaya, bakmaya başladı. Özellikle anlatarak gösterildiğinde dikkatle bakıyor ve dinliyor. Bir de bunun yanında bağlantıda paylaştığım kitabı almıştım. Biraz daha tepkilerini ölçtükten sonra kartlarla mı yoksa kitaplarla mı devam edeceğimize karar vereceğim.

Masalcı Bobi Bebek Kitabı

8 aylık bebeğimiz için aldık bu kitabı. Çocukların minik elleri için tasarlanmış, yumuşacık eğlenceli öyküler sloganıyla Ömer Canbir tarafından hazırlanmış. Toplamda 5 kalın yapraktan oluşuyor. Yaprak diyorum ama yaprak değil daha doğrusu kalın, yumuşak bir tabakanın üzerine kuşe kağıttan yapılma sayfalar yapıştırılmış.  Toplam 10 sayfadan ibaret. Bebeğin ilgisini çekti, sayfaları çevirmeyi öğreniyor. Aynı yazarın Oyuncu Ördek Limon, Yaramaz Kedi Pamuk, Uykucu Horoz isimli kitapları da mevcuttur ve onlar da bahsettiğim biçimde hazırlanmıştır. Siz de bebeğiniz için tercih edebilirsiniz. İnşallah kitap okuma alışkanlığı yolunda ilk adım olur.

Nordica BM-148 Bebek Telsizi

Bu telsizi BİM’den 150 TL’ye almıştık. Satılmayan bazı şubelerde 100 TL’ye kadar da düştüğünü gördüm. Fiyatına göre kalitesi gayet güzel bir telsiz. Her hangi bir problem yaşamadık. İçinden 3 adet şarjlı AAA pil  çıkıyor. Aslında 6 tane olması gerekirdi diye düşünüyorum çünkü herbir telsize 3 adet gerekli. Dolayısıyla bir telsiz fişe takılı halde duruyor, diğerini de yanımıza alabiliyoruz. Tabi 3 adet daha şarjlı pil alınıp sorun çözülebilir de ama ekstra maliyet olarak düşünebilirsiniz. Uygun bir fiyata alınacaksa tercih edilebilir.

python numpy birden fazla versiyon problemi

[pastacode lang=”markup” manual=”ImportError%3A%20Something%20is%20wrong%20with%20the%20numpy%20installation.%20%0AWhile%20importing%20we%20detected%20an%20older%20version%20of%20numpy%20in%0A%5B’%2Fhome%2Fnuh%2F.local%2Flib%2Fpython2.7%2Fsite-packages%2Fnumpy’%5D.%20%0AOne%20method%20of%20fixing%20this%20is%20to%20repeatedly%20uninstall%20numpy%0Auntil%20none%20is%20found%2C%20then%20reinstall%20this%20version.” message=”” highlight=”” provider=”manual”/]

Bu hatanın sebebi bilgisayarınızda birden fazla numpy versiyonu bulunması ve bu versiyonların çakışmasıdır. Bu hata durumunda çözümlerden bir tanesi numpy versiyonlarının hepsini silip, numpy modulünü tekrar kurmaktır. Bunun için Cannot uninstall requirement numpy, not installed uyarısını alana kadar aşağıdaki komutu çalıştırmalısınız.

[pastacode lang=”bash” manual=”pip%20uninstall%20numpy” message=”” highlight=”” provider=”manual”/]

İlgili uyarıyı aldıktan sonra numpy modülünü tekrar kuruyoruz ve sorunumuz halloluyor.

[pastacode lang=”bash” manual=”pip%20install%20numpy” message=”” highlight=”” provider=”manual”/]