Oynadığım ikinci FPS türü oyun Medal of Honor: Allied Assault idi (İlki Outlaws (1997) idi ve bununla ilgili de bir yazı hazırlamayı düşünüyorum). Sene 2002’ydi sanırım, oyunu çok sevmiştim. Bu oyundan sonra ikinci dünya savaşına ilgi duymaya başladım.
OYUNLAR
Sonrasında İkinci Dünya Savaşını konu alan oyunlar, filmler, diziler ve belgesellerle devamı geldi. İkinci Dünya Savaşı dünyanın gördüğü en kanlı savaştı aslında. Bu yazıda ikinci dünya savaşıyla ilgili olarak izlediğim film, belgesel ve dizileri; oynadığım oyunları paylaşacağım. Bu yazıyı sürekli olarak güncellemeyi düşünüyorum.
Oynadığım bir diğer oyun Call of Duty (Call of Duty: Classic) idi. Call of Duty serisine de böylelikle başlamış oldum. Sonrasında Call of Duty: United Offensive, Call of Duty 2, Call of Duty: World at War oyunlarını da oynadım. Son olarak 2020’nin son günlerinde 2017’de çıkmış olan Call of Duty WW2 oyununu oynamış bulunmaktayım. Sanıyorum en azından son on yılda senaryo anlamında oynadığım en güzel oyundu diyebilirim.
Oynadığım oyunlardan bir tanesi de Wolfenstein: The New Order idi. Bu oyunu diğerlerinden farklı kılan ise savaşın hikayesinin hayalgücüyle birleştirilmiş olmasıdır. Savaş müttefiklerce değilde Naziler tarafından kazanılmıştır. Nazilerin eline esir düşen Amerikalı bir askerin hikayesini anlatmaktadır. Nazi teknoloji had safhaya ulaşmış, teknoloji üst seviyededir. 1960’lı yıllarda asker komadan çıkmış ve nazi coğrafyasından kaçmaya çalışmaktadır. Tüm Avrupa nazilerin elindedir. Hikayesi emin olun sizi içerisine alacaktır.
Bir diğer oyun da The Saboteur (Sabotajcı). Oyun 2009 yılında çıkmıştır. GTA’nın İkinci Dünya Savaşı versiyonu olsa bu oyuna oldukça benzerdi eminim. Demek istediğim oyun tarzı olarak GTA’ya oldukça benzemektedir. Ayrıca oynanış şekli itibariyle Tomb Raider’dan da etkilenildiğini düşünüyorum. Bu düşüncemin sebebi de kahramanın tırmanma yeteneğidir. Senaryosu ise oldukça güzel. İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanya’sının işgali altında kalmış olan Paris’te (Fransa) direnişe yardımcı oluyorsunuz. İlk başta amaç direnişe yardımcı olmak değil ancak olaylar o noktaya doğru evriliyor. Oyun ile ilgili güzel bir nokta da Paris’in o günün şartlarında nasıl bir yapıya sahip olduğunu görebilmeniz oluyor. Netice itibariyle oldukça sürükleyici bir oyundur.
FİLMLER
İzlediğim filmlerden bir tanesi Pearl Harbor‘dı. Pearl Harbor bilindiği üzere 2. Dünya Savaşı’nın seyrini değiştiriyor. Nagazaki ve Hiroşima’ya atılan atom bombasına kadar da gidiyor işin sonu. Film Pasifik’te Pearl Harbor’a (İnci Limanı) yapılan baskını ve trajik bir aşk hikayesini anlatmaktadır.
2. Dünya Savaşı denilince akla gelen ilk film sanırım Er Ryan’ı Kurtarmak‘tır (Saving Private Ryan). Savaş filmlerine ilgi duyan herkesin izlemesi gerektiğini düşündüğüm bir filmdir kendisi.
Konuyla alakalı bir diğer film de Pianist. Nazilerin Yahudilere yaptığı soykırım ve işkenceler anlatılıyor. Tabi yahudilerin aynını şimdilerde müslümanlara yapıyor olması da işin başka bir diğer tarafı.
Fury filmi de Er Ryan’ı kurtamak filmine benziyor. İkinci dünya savaşında önemli bir rol almış tankçılara dikkat çekmiş güzel bir film.
Bir diğer efsane film ise Enemy at the Gates yani Kapıdaki Düşman. Gerçek bir hikayeden alıntı. Bu kez Rusların gözüyle bakıyoruz savaşa ve bir keskin nişancı askerin gözünden. Aslında cephe gerisinden birisiyken rusların efsanesi haline geliyor. Call of Duty serisinde de bu hikaye mevcut aslında. Oyunu oynayanlar kesinlikle filmi izlemeliler.
Bir diğer film Inglourious Basterds (Soysuzlar Çetesi), bir Tarantino filmidir. Tarantino filmlerine aşina olanlar büyük bir zevkle izleyeceklerdir.
DİZİLER
Tabi hikaye bu kadar dramatik olunca, konuyla ilgili bir çok dizi olması da kaçınılmaz. 2. Dünya Savaşıyla ilgili en önemli dizi açık ara farkla Band of Brothers‘tır (Kardeşler Takımı). 10 bölümden oluşan diziyi konunun ilgililerine kesinlikle tavsiye ediyorum.
Bir diğer dizi ise The Pasific (Pasifik). Dizi Pasifik cephesinde yaşananları konu almıştır. Band of Brothers’tan sonra sizi kesmez ama ortalamanın üzerinde bir dizi diyebilirim.
Bu kez Almanların gözüyle bakıyoruz savaşa. Generation War veya orjinal ismiyle Unsere Mütter Unsere Väter (Annelerimiz Babalarımız). 3 bölümden oluşan dizi savaşın dramatik yüzünü açıklığıyla göstermektedir.
BELGESELLER
Ve tabi belgesel..Generals at War (Generaller ve Muharebeler) belgeselinin 5. bölümü Stalingrad muharebesini konu almaktadır. Bilindiği üzere Stalingrad savaşın dönüm noktalarından biridir. Bu muharebenin sonucuna generallerin etkisi anlatılmaktadır.
Bir başka dizi ise Netflix’in yaptığı Greatest Events of WWII In Colour (II. Dünya Savaşı’nın En Önemli Olayları (Renkli)) isimli belgeseldir. 10 bölümden oluşan belgeselde isminden de anlaşılacağı üzere 2. dünya savaşının kırılma noktaları renklendirilmiş görüntülerle anlatılmaktadır. Her bölüm farklı bir kırılma noktasına odaklanmıştır. Kesinlikle izlenmesi gerektiğini düşünüyorum. Aşağıda bölümlerin isimleri ve kısa açıklamalarını veriyorum.
- Blitzkrieg – Almanların yıldırım savaşı ile Polonya ve Fransa’da rüzgar gibi esmesi. Fransanın ve Avrupa’nın işgali. İngilizlerin büyük bir bozgundan sonra kalan kısmının Dunkirk’ten ayrılması. Almanların Rusya’ya yönelmesi.
- Battle of Britain – Fransa’nın işgalinden sonra Hitler’in İngiltere’ye yönelmesi.
- Pearl Harbor – Japonların Pearl Harbor baskını.
- Battle of Midway – Pearl Harbor’da tam olarak hedefine ulaşamayan Japonların, Amerikalıların donanma gücünü yoketme amacıyla Midway adasına saldırması.
- Siege of Stalingrad – Staligrad mücadelesi ve savaşın seyrinin tersine dönmesi.
- D-Day – Normandiya çıkarması.
- Battle of Bulge – Belçika’nın Bulge bölgesine Almanlar tarafından son çare olarak yapılmış Ardenler Taarruzu.
- Dresten Firestorm – Müttefiklerin özellikle de İngilizlerin bir kültür şehri olan Dresten’i yoketmeleri.
- Liberation of Buchenwald – Buckenwald’ın bulunuşu ve kurtuluşu. Alman soykırımının gözler önüne serilmesi.
- Hiroshima – Hiroshima ve Nagazaki’ye atom bombasının atılması, Japonların teslim olması ve ikinci dünya savaşının sona ermesi.
DERGİLER
Derin Tarih Dergisinin 11. Özel Sayısı tamamen II. Dünya Savaşı’na ayrılmış. 256 sayfalık bu yazıda ilginizi çekebilecek birçok yazı bulunmaktadır. Bu dergiyi de tavsiye ederim.
KİTAPLAR
Mesut Hakkı Caşın’ın yazmış olduğu 1000 sayfadan oluşan kitaptır. Kitap ile ilgili yorumlarımı ilgili yazıda bulabilirsiniz.
Kapıdaki Düşmanı bende çok beğenmiştim.Call of duty oynu ilede neredeyse tamamen aynı. Uzun bi aradan sonra COD serisinin yazısını okumak güzel oldu.Teşekkürler Nuh.
A.Türker
Rica ederim. Yorumun için ben Teşekkür ederim. 🙂