Etiket arşivi: Thorndike’ın Öğrenme Kuramının İkincil Kanunları

BAĞLAŞIMCILIK KURAMI

Thorndike tarafından ortaya atılmış bir kuramdır. Öğrenmeyi bir problem çözme süreci olarak değerlendirmiştir [1].

  • Problemleri deneme yanılma yöntemi ile çözmeye çalışır.
  • Uyarıcı – Tepki arasındaki sinirsel bağdan yararlanır.
  • Haz ilkesi önemlidir. Bir organizma davranışın sonucunda haz alıyor ise davranış devam eder.
  • Ceza yoktur. Ödül ve haz ilkesi vardır.

Thorndike ilk yazılarında, öğrenmenin temelinin duyusal uyarıcılar (sense impressions) ile harekete geçiriciler arasında kurulan bir bağ olduğunu kabul etmektedir. Alışkanlıkların meydana gelmesini ya da yok olmasını bu duyusal uyarıcılar ile tepkiler arasındaki bağların güçlenmesine ya da zayıflamasına bağladığından Thorndike’ın kuramı “bağ” psikolojisi ya da “bağlaşımcılık – connectionism” olarak adlandırılmaktadır. Thorndike, gerçek anlamda ilk uyarıcı – tepki psikologudur, ilk modern öğrenme kuramını oluşturmuştur. Uyarıcı ve tepkinin sinirsel bir bağla bağlandığına inanmaktadır. Bağlaşım, uyarıcı ve tepki arasında sinirsel bağın kurulmasına işaret etmektedir yani öğrenme, duyusal uyarıcılar ile harekete geçiriciler arasında kurulan bağ (U – T) olarak açıklanır [3].

Thorndike’a göre öğrenmenin en temel formu deneme – yanılma öğrenmesidir (deneme – yanılma yoluyla öğrenme yolunu Thorndike geliştirmiştir). Thorndike bunu daha sonra seçme ve bağlama yoluyla öğrenme olarak adlandırmıştır. Öğrenici olan organizma kafesten kaçma, bir yiyeceğe ulaşma, para kazanma gibi çeşitli amaçlara ulaşmak zorunda olduğu problemli bir durumla karşılaştırılır. Bu durumda organizma amacına ulaşmak için pek çok davranış yapar. Ancak bunlardan bazıları amacına ulaşmasına yardım eder bazıları ise onu amacına götürmez. Öğrenici olan organizma daha sonra aynı uyarıcı koşullarla kendisini amaca ulaştıran tepkileri seçer, amacına götürmeyen, başarısız olan tepkileri eler. Haz ile sonuçlanan, başarıya götüren tepkiler kalıcı hale gelir. Diğer bir deyişle, uyarıcı ve tepki arasındaki sinirsel bağ, amaca ulaştıran, haz veren tepkilerle kurulur, amaca ulaştırmayan tepkiler elenir [3]. Thorndike üç tane temel öğrenme kanunu ortaya koymuştur.

Thorndike’ın Öğrenme Kuramının Temel Kanunları

Hazırbulunuşluk kanunu

Hazırbulunuşluk yasası organizmanın içinde bulunduğu durum ile çevresi arasında gerçekleşen etkileşimi açıklar. Organizmanın öğrenme sürecindeki hazırbulunuşluk düzeyi üç farklı şekilde ele alınır. Bunlar:

  1. Organizma bir etkinlik için belli bir davranışı göstermeye hazır iken bu davranışın yapılmasına izin verilir ve olanak sağlanırsa organizma mutlu olur.
  2. Organizma bir etkinlik için belli bir davranışı göstermeye hazır iken bu davranışın yapılmasına izin verilmezse bu durum organizmada kızgınlığa yol açar.
  3. Organizma bir etkinlik için belli bir davranışı göstermeye hazır değilken bu davranışın yapılması için zorlanırsa organizmada kızgınlığa yol açar.

Tekrar kanunu

Tekrar yasası, kullanılan davranış bağlarının güçlendiğini kullanılmayan davranış bağlarının zayıflayacağını ve unutulacağını ileri sürmektedir. Bir uyaran tepki bağının güçlenmesi aynı durumun tekrarı halinde aynı tepkinin meydana gelme olasılığının artması anlamına gelir. Thorndike 1930’dan önce tekrarın yani bir davranışı tekrar etmenin uyaran-tepki bağını güçlendirdiğini iddia etmiştir. 1930’dan önceki tekrar yasası iki bölümden oluşmaktadır. Buna göre herhangi bir davranış belli bir durumda ne kadar çok kullanılırsa, bu davranış ya da tepki o durumla birleşmesi o kadar güçlü olur (kullanma yasası). Örneğin kişi eti kemikten ayırırken ne kadar çok bıçak kullanırsa ilerleyen zamanlarda o kadar kolay ayırmaya ve bu işi yalnızca bıçakla başlar. Tam tersi de mümkündür bir tepkinin kullanılmaması o tepki ile ilişki çağrışımların zayıflamasına yol açar (kullanmama yasası). Yani ezberlenen bir deyiş ya da şiir hiç tekrar etmezse zamanla yok olmaktadır [6].

Etki kanunu

Bu yasa Thorndike’ın en önemli katkısıdır ve Skinner’in edimsel koşullanma kuramının temelini oluşturur. Etki yasası organizmanın U-T bağı ile ilgilidir. Organizma yaptığı davranış sonucu olumlu bir tepkiyle karşılaşırsa U-T bağı güçlenir ama olumsuz bir tepkiyle karşılaşırsa bu bağ zayıflar. Bu fikri 1930’a kadar savunmuş ama 1930’dan sonra fikrini değiştirmiştir. 1930’dan sonra “Organizma yaptığı davranış sonucu olumlu bir tepkiyle karşılaşırsa U-T bağı güçlenir.” düşüncesinde herhangi bir değişiklik yapmamıştır, olumsuz tepki yani cezanın U-T bağını zayıflatmayacağını söylemiştir. 1930’dan önceki düşüncesinin aksine cezanın davranış üzerinde zayıflatıcı etkisi olmadığını söylemiştir [5].

Thorndike’ın Öğrenme Kuramının İkincil Kanunları

Ait Olma

Thorndike ait olma ilkesini son yıllardaki insanlar üzerindeki çalışmaları sonucunda yukarıda açıklanan beş ilkeye ek olarak önermiştir. Gestalt psikolojisinin görüşleri doğrultusunda bir fikir taşımaktadır. Çünkü ilişkilere değinen bir ilkedir. Bu ilkede ifade edinmek istenen şudur: Eğer tepki duruma uygunsa (bağdaşıyorsa) uyarıcı ile arasında bağ kurması daha kolay olur; ayrıca sonuç etkisini, kuvvetlendirdiği U-T bağına uygun ise öğrenme artar. Örneğin “Ahmet kasaptır. Mehmet marangozdur” cümlelerinde “kasaptır Mehmet” bağı bitişikliğe rağmen zayıftır, çünkü bu iki öğe ayrı ayrı cümlelerle aittir. Sonuç etkisinin, yani ödül ve cezanın bağdaşıklığına gelince burada da kastedilen öğrenenin ihtiyaç ve isteğine uygunluğudur. Çok susamışken dudaklarımıza götürdüğümüz bir bardak suyun etkisi bağdaşık bir ödüldür [6].

Etkinin Yayılması

Thorndike’ın etki yasası, etkinin yayılması olarak adandırılan bir grup deneye öncülük etmiştir. Bu deneyler ödülün yalnız sonuçlandığı bağın üzerinde etkili olmadığını aynı zamanda, derece derece azalarak, bu bağın öncesindeki ve sonrasındaki tepkilerin tekrar olasılığını artırdığını göstermiştir, hatta bu tepkiler yanlış olsa bile. Örneğin bir öğrenci internetteki ödev sitesinden ödev indirip öğretmene veriyor. Öğretmen ödeve 80 puan not veriyor ödev yapma davranışı olduğu kadar internetten ödev indirme davranışına da 80 verilmiş olur. Öğrenci kompozisyon ödevini yapıp öğretmene veriyor. Öğretmen içerikten dolayı 90 puan not veriyor ancak kompozisyon ödevinin sayfa düzeni bozuk; bozuk sayfa düzenine de 90 verilmiş olur [6].

Ancak pekiştirilen davranışlar diğer davranışların uzaklığı arttıkça pekiştirmenin bu davranışlar üzerinde etkisi kalmamaktadır. Örneğin öğrencinin tarih dersinden parmak kaldırıp soruları cevaplayarak yüksek not alması o öğrencinin inkılap tarihi dersinde de derse katılmasına neden olabilir ancak bu etki matematik dersine yayılmaz çünkü oradaki davranışlar tamamen farklıdır. Thorndike etkinin yayılması olgusunu öğrenmenin otomatik, doğrudan doğasının bir kanıtı olarak görmektedir [6].

Çağrışımsal Zıtlık

Çağrışım her zaman ileriye doğrudur. Örneğin; alfabeyi düzden sırasıyla ezberlersek, daha sonra tersten ezberlemek de zorluk yaşarız. Sağdan akan trafikte araba kullandıktan sonra ters şeritte akan trafiğe daha zor alışma durumu.

Tepki Çeşitliliği

Bir problemle karşılaşan birey değişik tepkileri dener, yani birden fazla tepki, çok sayıda tepki yapar. Birey tepkilerini değiştiremiyorsa doğru tepkiyi bulup çözüm sağlayarak öğrenmesi mümkün olmaz. Dolayısıyla öğrenme sürecinde bireyin çok sayıda tepki üretebilir durumda olması gerekir. Eğer çok sayıda tepki üretemezse denme yanılma öğrenmesi gerçekleştiremez. Thorndike tepki çeşitliği ile insan araştırmaları sonucunda gözlemlediği hazırbulunuşluğu ifade etmek istemektedir. Örneğin bir öğrencinin müziğe ya da resme yeteneği yoksa bu derslerle ilgili iş yaparken çok sayıda tepki gerçekleştiremeyecek buda öğrenmesini olumsuz etkileyecektir [6].

Tepki Anolojisi

Bu ilkeye göre; yeni karşılaşılan bir durumda sergilenen tepki bir önceki duruma ne kadar çok benzetilirse tepkinin de aynı şekilde ortaya çıkma ihtimali o kadar artacaktır. Yani ortam benzerliği önemlidir. Ortam ne kadar benzerse tepki de aynı oranda benzer.

Öğrenci Özellikleri

Davranışın yasası dışsal bir uyarıcıya verilen tepkinin, çevredeki uyarıcılara bağlı olmasıyla sınırlı değildir. Verilecek tepki, organizmanın öznel koşullarıyla da yakından ilişkilidir. Bu ilişki, organizmanın kalıtımsal (değişmez) koşulları kadar tutumlarından (değişebilir, geçici) da etkilenmektedir. Bu noktada karşımıza bireysel farklılıklar çıkar. Tutumlar, bireyin hangi koşulda tatmin olacağını, hangi koşulda rahatsız olacağını belirler yani organizmanın verdiği tepkiler, tutumlarından etkilenir [3].

Çağrışımsal Geçiş

Organizmanın tepki verdiği bir uyarıcı ile yeni bir uyarıcının eşleştirilmesi ve daha önce tepki verdiği uyarıcının yavaş yavaş çekilmesi nedeniyle, yeni uyarıcıya da aynı tepkiyi vermeye başlama sürecidir. Örnek olarak köpeğin bir el işaretine iki ayak üstünde durması verilebilir. Köpek ilk başta kendisine et uzatıldığı için iki ayak üstüne kalkar. Kalkarken “kalk” sözcüğü duyarsa sonradan bu sözcük el işareti ile birleşirse, yeterince tekrardan sonra sadece el işaretine kalkacaktır. Thorndike bu ilkeye son zamanlardaki çalışmalarında çok büyük önem vermiş ve bağlantı kurarak geçişi, seçme ve bağlanma gibi öğrenmenin ana yolu olarak kabul etmiştir [7].

Dikkat Çekici Uyarıcılar

Organizma bir problemle karşılaştığında daha baskın, kendisini daha çok etkileyen uyarıcıları seçerek öncelikle onlara tepkide bulunma eğilimindedir. Davranışı yönlendiren, ortamdaki uyarıcıların tümü değil, dikkate çeken uyarıcılardır [3].

Hale (Halo) Etkisi

Bu etkinin ortaya çıkışı Thorndike’ın askeri görevliler arasında astları sıralayan deneyleri sırasındaki gözlemlerine dayanıyor. Memurlar astlarıyla iletişim kurmadan önce, Thorndike, üstlerinin onları karakter özelliklerine göre sıralandırmasını sağladı. Bunlar arasında liderlik yeteneği ve zekâ vardı. Sonuçlara dayanarak Thorndike, memurlar tarafından oluşturulan olumlu ve olumsuz özelliklerin, fiziksel izlenimlerle ilgisi olmayan özelliklere dayandığını belirtti. Örneğin, uzun boylu ve çekici bir ast, en zeki olarak algılandı. Ayrıca genel olarak diğerlerinden “daha iyi” olarak derecelendirildi. Böylece Thorndike, başka bir kişinin karakterine ilişkin genel izlenimlerimizi belirlemede fiziksel görünümün diğer her şeyden daha etkili olduğunu buldu [8].

Horn (Devil) Etkisi

Horn Etkisi ise Hale etkisinin tam tersi olarak kişinin olumsuz bir özelliğinden dolayı kendisi ile ilgili genel bir olumsuz düşünceye sahip olunmasıdır. Özetle olumlu ya da olumsuz önyargıya sebebiyet veren ilk izlenimlerdir. İnsanlarla iletişim içinde olduğunuz her an bu izlenimlerin etkisi altında kalmakla birlikte, en büyük yansımaları iş hayatında ortaya çıkmaktadır. Başlangıç noktası ise başvuruda bulunduğunuz firmanın işe alım sorumlusunun sizin CV’nizi incelediği andır. CV’nize eklediğiniz amatör bir resimden ilgisiz bir ön yazıya, iş tecrübelerinizin detaylarının yer almayışından yazınızdaki anlatım bozukluklarına, imla hatalarına ve verdiğiniz mail adresinize kadar tüm küçük ama olumsuz detaylar özgeçmişinize özen göstermediğinizi yansıtarak, değerlendiren kişinin gözünde kötü etkinin yani horn etkisinin temelini oluşturmaktadır [9].

Hawthorne Etkisi

Gözlemleniyor olmanın ya da bir araştırmaya katılmanın kişilerin davranışları üzerine etkisi. Genelde olumlu bir etkidir. Olay Western Electric Company’nin Hawthorne Works tesisinde işçi üretkenliği üzerinde yapılan araştırmalar sırasında (1924-1932) gözlenmiştir. Işıklandırma, parasal özendiriciler ve molanın verimlilik üzerine etkileri araştırılırken her türlü koşul altında üretkenliğin arttığı fark edilmiştir. Bu olumlu sonucun (Hawthorne etkisi) işçilerin gözlemlendiklerinin farkında olmalarından, araştırma katılımcısı olarak seçilmelerinden, kısaca, ilgi odağı olmalarından kaynaklandığı anlaşılmıştır [2].

KAYNAKLAR

  1. Bağlaşımcılık Kuramı (Thorndike)- https://kpssdersnotu.com/egitim-bilimleri/ ogrenme-psikolojisi/baglasimcilik-kurami-thorndike/
  2. Hawthorne effect – Hawthorne etkisi- https://www.psikolojisozlugu.com/hawthorne-effect-hawthorne-etkisi
  3. Bağlaşımcılık – Amaçlı Davranışçılık- https://remcdbcrb.org/baglasimcilik-amacli-davraniscilik/
  4. Thorndike/Bağlaşımcılık Kuramı- https://pdrbirimi.com/baglasimcilik-bag-kurami/
  5. Etki Yasası- https://tr.wikibooks.org/wiki/Etki_yasas%C4%B1
  6. Uçar, Mehmet. (2017). Bağlaşım Kuramı (Araçsal Koşullanma). 10.14527/9786053645733.11.
  7. Çağrışımsal Zıtlık- https://kpsskonular.com/egitim-bilimleri/ogrenme-psikolojisi/thorndike-yasalari/
  8. Halo etkisi ne demek?- https://dusge.com/halo-hale-etkisi-fenomeni-nedir-ornekler-ve-isleyis/
  9. Halo ve Horn etkisi nedir?- https://www.isbul.net/is-rehberi/tavsiyeler/halo-ve-horn-etkisi-nedir