Etiket arşivi: sultan II. abdülhamid

Karar Odası – Selman Kayabaşı

karar-odasi

Karar Odası, Selman Kayabaşı‘nın daha önce yazdığı Operasyon kitabının devamı niteliğinde. Seri bir üçüncü kitap ile de devam edecekmiş. Kitapta ülkemiz üzerinde İngiltere ve Amerika’nın kurmak istediği hakimiyet hikaye şeklinde anlatılmakta, bu ülkelerin arka plandaki hamlelerinden bahsedilmektedir. Kitapta bir nevi hikaye ile gerçek hayat birleştirilmiş ve anlatım bu şekilde yapılmıştır. Ülkeyi yöneten liderler, faili meçhul cinayetler ve arka planda yaşananlar insanların tefekkür etmesine de kapı aralıyor. Bütün bu olanların bölgedeki petrolle bağlantısı da kurulmuş. Bunun yanında Mustafa Kemal, Mehmet Akif ve II. Abdülhamid‘e ve yaşadıkları olaylara farklı bir açıdan bakmak üzere, hikaye bilinenlerin aksi şekilde (resmi ve resmi olmayan tarihe) ilerlemiş ve bizlere farklı bir bakış açısı sunulmuştur. Kitap Aliya İzzetbegovic ve Bosna ile son bulunmakta. Bosna Savaşı sırasında yaşananlardan alıntılar yapılmış. Ne yalan söyleyeyim orada yaşananların küçük bir kız çocuğunun gözünden anlatıldığı mektubu okuyunca gözlerin yaşardı. Batı’nın Bosna Savaşı’ndaki iki yüzlülüğünü tekrar hatırladım.

Tarihi, gününümüzü ve geleceğimizi planlayabilmek için iyi okumalıyız.

31 Mart’ın Gizlenen Yüzü – Mustafa Turan

31mart

İdam Sehpalarına Sığınan Hürriyet Kahramanları 31 Mart’ın Gizlenen Yüzü Kitabı 31 Mart Vakası’nın canlı şahit ve mağduru zamanın askerlerinden Mustafa Turan tarafından 1960‘lı yıllarda yazılmıştır. Kitap adından da anlaşılacağı üzere hatırattır. Hatıratlar her ne kadar tarafsız değillerse de tarihin bir parçası olarak değerlendirilip, resmi tarih yazılırken kesinlikle hatıratlardan yararlanılmalıdır.

Yazara göre 31 Mart Vakası’nın arkasında yahudiler var. Yahudiler, Sultan II. Abdülhamid Han‘a teklif ettikleri büyük bir rüşvet karşılığında dahi yerleşmeleri için izin alamadıkları bugünkü İsrail topraklarına, sultanı tahttan indirmeden elde edemeyeceklerini anladıklarında tek amaçları bu olmuştu. Türlü entrikalarla bunu başardılar ve ülkeyi kaosa götürdüler. İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından girişilen bu macera 1. Dünya Savaşı ile son buldu. 31 Mart Vakası olduğu zamanlarda ülke içerisinde türlü gruplar var. Abdülhamit Han’ı savunanlar, iyi niyetli hürriyet savunucuları (ki oyuna geldiklerini sonradan anlayacaklardır), ülkenin parçalanması amacıyla hürriyeti bahane etmiş olan dönmeler. Velhasıl 31 Mart Vakası kaderin tecellisi olarak gerçekleşmiş ülke hürriyet savunucularının söylediklerinin aksine daha da baskıcı bir duruma gelmiştir. Siyasi suçlarından dolayı hiç kimsenin idam cezasına onay vermeyen Sultan Abdülhamid döneminin aksine yargısız infaz edilen onlarca kişiden de bahsetmiştir yazar. Ne diyelim kaderin tecellisidir sonuçta. Şunu biliyorum ki zaman geçtikçe Sultan II. Abdülhamid’in değeri daha fazla anlaşılacak, yapmak istediklerinin ne kadar doğru ve isabetli olduğu idrak edilecektir.