Etiket arşivi: ali kuzu

Siyah Sancak – Ali Kuzu

Birkaç yıldır blogumda okuduğum kitapları da paylaşıyorum. Genelde her kitaptan bir şeyler öğrenilebileceği kanatinde olduğumdan hiçbir kitabı kötülemedim. Fakat bu kitapla ilgili görüşüm olumsuz. Bu olumsuz kanaatin oluşmasında ise tek bir sebep yok.

İçeriğe girmeden önce yazarı ve editörü ağır bir şekilde eleştirmek gerekiyor. Okuduğum her kitapta ufak tefek hatalara denk gelirim. Zaman zaman imla hatası, bazen de eksik harf hataları kitap okuyanların sıklıkla karşılaştığı durumlardır. Binlerce kelime içeren kitaplarda bu hataları normal olarak karşılarım. Olmasa daha iyi olur ancak araya kaynayabilir. Fakat bu kitaptaki hatalar aşırı derecede fazlalık gösteriyor. Birçok imla hatası var. Bazen anlamsız bir şekilde yeni paragrafa geçilmiş. Bazı cümleler noktalama işareti konulmadan bitirilmiş. Bazı harfler yanlış kullanılmış (‘ö’ yerine ‘o’, ‘ş’ yerine ‘s’ gibi). Birçok anlatım bozukluğu mevcut, cümlenin başı ayrı sonu ayrı. En büyük hata ise ikilemelerin arasına virgül konulması. Kitapta birçok ikileme var ve hepsinin arasına virgül konulmuş. Yani bu aslında hata değil, bu kitabı hazırlayanlar en basit gramer kurallarından birini bilmiyor demek. Yazar bunları yanlış yazdı diyelim, bu kitabı inceleyen bir editör yok mu? Yoksa o da mı yanlış biliyor. Hadi yine gözden kaçtı diyelim; ya bu kitabı hiç kimse okumadan mı basıp dağıttınız arkadaş? Tamamen alelacele yazılmış bir kitap görüntüsünde.

Gelelim ikinci sebebe; ben bu kitabı internetten açıklamasını okuyarak aldım. Açıklaması ayrıca kitabın arka sayfasında da mevcut. Aynı açıklama ayrıca kitabın ‘başlarken’ bölümü yani bir nevi önsözü. Başlarken bölümünde bu açıklama verildikten sonra altına not düşülmüş; ‘Selman Kayabaşı – Teşkilat 74/75‘. Başka bir alıntının kendi kitabında yer almasında bir problem yok ama, kitabın açıklamasına direkt olarak başka bir kitaptan bir bölüm koymak nedir yahu? Teşkilat’ı uzun süre önce okuduğumdan dolayı kitabın açıklamasına baktığımda anımsamamıştım. Belki de bu sebepten dolayı kitap ilgimi çekti ve aldım. Fakat ‘başlarken’ bölümünde, yazar sağolsun en azından alıntı yaptığını paylaşınca hatırladım. Ama hala anlamış değilim neden böyle bir şey yapılır? Kitabınızın açıklamasına alıntı koyarsınız ama bu alıntıyı belirtirsiniz. Ardından özgün birşeyler yazarsınız. Kitabın açıklaması, tamamen başka bir kitaptan alınan bölüm olmazki.

Kitabın malesef en etkileyici bölümü kapağı diyeyim siz de anlayın ne kadar memnun kaldığımı. Kapak gayet güzel hazırlanmış, ambalaj güzel ama ürün malesef boş. Kategori olarak Araştırma-İnceleme olarak geçiyor ama kaynakça oldukça zayıf. Kaynakların belki yarısından fazlası internet sayfaları, haberler vs. Kitabın yüzüne ve başlığını aldanıp almayın kesinlikle.

Kitabın başlangıcınca Ukab ve Armagedon’a atıfta bulunulmuş. İçerikleri de oraya bağlamaya çalışmış yazar, ama olmamış. Kitabın içerisinde bir yerde yine Selman Kayabaşı’na atıfta bulunuluyor ve hazırlamakta olduğu kitap deniyor. Ayrıca kitaptaki Turgut Özal, Muhsin Yazıcıoğlu, Uğur Mumcu vb. bölümler daha önce Selman Kayabaşı’nın kitaplarında bahsettiği konu ve içerikler. Bir ara Selman Kayabaşı müstear bir isimle mi yazıyor acaba diye bile aklımdan geçti. Tamam her kitap tamamen özgün olmaz ama ayırt edilecek, fark oluşturucak kısımlar olmalı bir kitapta. Harf hataları Turgut Özal bölümünde oldukça fazla. Bununla birlikte Muhsin Yazıcıoğlu bölümünün ilk cümlesinden anladığım, bu bölüm bir yerden alınmış, daha önce hazırlanmış bir yazının parçası. Durum böyle olunca farklı yerlerden alınan parçalar, veya farklı zamanlarda yazılan yazılar (farklı kişiler de yazmış olabilir) birleştirilmiş gibi duruyor. Yazar ve yayınevi tamamen popülist bir yaklaşımla az bir bilgiyi, güzel bir ambalajla satmaya kalkışmış. Kitabı aldığıma göre amaçlarına ulaşmışlar diyebiliriz. Hem yazar hem de yayınevi kara listeme girdi diyebilirim. Bundan sonra bu yazar ve yayınevine dikkat edeceğim.

Yayınevi demişken kitap Kariyer Developer’dan (Kariyer Yayıncılık) çıkmış. Neden bir yayınevi ‘Developer’ ismini kullanır bunu da anlamış değilim. Ayrıca yukarıda bahsettiğim, kitapta bulunan bolca yazım yanlışı, imla hatası, anlatım bozukluğu, en önemlisi de ikilemelerin aralarındak virgüllerden dolayı oldukça kızgınım yayınevine. Bu kadar özensiz bir kitap basılır mı yahu? Kitap basmanın, yayınevinin de bir onuru var. Hiç mi saygınız yok okuyucuya.

Netice itibariyle birçok olumsuztan dolayı bana en uzun kitap yorumlarımdan birini yaptırdılar.

Ayrıca kitabın pdf versiyonuna internetten kolayca ulaşılabiliyor.