EDİMSEL KOŞULLANMA

EDİMSEL (OPERANT) KOŞULLANMA (SKINNER)

Davranışçı öğrenme kuramlarına göre öğrenme tepkisel ve edimsel koşullanma yoluyla olmaktadır. Tepkisel koşullanma yoluyla organizma belirli uyarıcılara karşı otomatik olarak gösterdiği tepkileri başka uyarıcılara karşı da göstermeyi öğrenir. Tepkisel koşullanma Ivan Pavlov tarafından ortaya atılmıştır. B. F. Skinner, Pavlov’un çalışmasını dikkatle inceledikten sonra, hayvan ve insanların sadece çevre değişikliklerine tepkide bulunan varlıklar olmayıp, aynı zamanda içinde bulundukları çevresel koşulları kendi istekleri doğrultusunda değiştirebilen varlıklar olduğunu ortaya atmıştır. Skinner organizmanın çevresini değiştirebilen bu davranışlarına edimsel davranış adını vermiştir [1]. Başka bir ifadeyle organizmayı ödüle götüren ve cezadan kurtaran bir tepkinin öğrenilmesine ya da bir davranışın pekiştireç le kuvvetlendirilmesine edimsel koşullanma denir [3].

Edimsel koşullanma kavramı 1950 ve 1960’larda ortaya çıkmıştır. Edimsel koşullanmaya göre, uygun davranış istenilen ürüne doğru yavaş yavaş biçimlendirilir. Bu görüş, öğrenme sürecini açıklamadaki kesinliği açısından birçok psikoloğu etkilemiştir. Bu davranışçı teoriler özellikle hayvan laboratuvarlarında iyi sonuçlar vermiştir. İnsanın kavramsal öğrenmesinin hayvanlardaki öğrenme sürecine ille de paralel olması gerekmediğini savunan bazı psikologlar tarafından çok ağır bir şekilde eleştirilmiştir [1]. Skinner’in görüşlerine dayalı olarak geliştirilen davranışı biçimlendirme yaklaşımı otistik ve zihinsel engelli çocukların eğitiminde etkili bir şekilde kullanılmaktadır [2].

Skinner iki tür koşullanma olduğunu savunmaktadır. Bu koşullanmalar tepkisel ve edimsel koşullanmalardır. Bu koşullanmaları tepkisel ve edimsel davranışlarla açıklamaktadır. Tepkisel davranış, kendisini tetikleyen, ortaya çıkmasına neden olan bir uyarıcıya karşı istem dışı bir tepki olarak meydana gelen davranıştır (karanlıkta gözbebeğinin genişlemesi, aydınlıkta daralması). Edimsel davranış ise bilinen bir uyarıcıya tepki olarak ortaya çıkmayan, organizma tarafından istemli olarak ortaya konan ve kendi doğurduğu sonuçlar tarafından kontrol edilen davranışlardır (yürümeyi yeni öğrenen bir çocuğun ilk adımı atmasıyla çevresinden yoğun ilgi görmesi, çocukta aynı davranışı tekrarlama eğilimi oluşturur) [3].

Edimsel Koşullanma Süreci (Skinner’ın Kutusu)

Skinner edimsel koşullama denilen durumları incelemek için ses ve ışık geçirmez, çevreden yalıtılmış “Skinner Kutusu” adı verilen kutular kullanmıştır.  İçerisinde bir pedal bulunan bu kutuya bir fare yerleştirmiştir. Fare pedala bastığında belli bir miktar su ve yiyecek verilmektedir. Tüm bu pedala basma sayısı bir grafiğe aktarılarak ölçülmektedir.  Amaç farenin pedala basarak yiyecek almayı öğrenmesidir [13].

Fare öncelikle kutuya bırakılmış ve etrafı keşfetmesi için izin verilmiştir. Keşfetme sırasında fare pedala yanlışlıkla dokunduğunda yiyecekle ödüllendirilmiştir. Fare bir zaman sonra pedala yakın bölümlerde dolaşmaya başlar. Bu bölgelerde dolaşması da pedala yanlışlıkla dokunma olasılığını arttırır. Fare en azından bir kez yanlışlıkla pedala dokunacaktır. Tabii ki bu evrede kola basma pozisyonuna geçme (yani ayağa kalkma) davranışı da yiyecek ile ödüllendirilmiştir. Yanlışlıkla basmalar sonucu yiyecek alan fare pedala güçlü bir şekilde basmaya başlamıştır. Artık fare nasıl yiyecek geldiğini bilmekte ve bildiği davranışı uygulamaktadır. Böylelikle bu davranış öğrenilmiş olur [13].

EDİMSEL KOŞULLANMANIN TEMEL KAVRAMLARI

  • Biçimlendirme – Şekillendirme (Kademeli Yaklaştırma)

İstenilen bir davranışı kazandırabilmek için, davranışın daha basit davranış basamaklarına bölünerek öğretilmesidir. Böylece öğretilen her basamak sonunda bir pekiştireç verilir ve bir üst basamağa geçilir. Kademeli yaklaştırma sayesinde istenen davranışa en yakın davranış pekiştirilerek organizma istenilen davranışa yaklaştırılır [4].

  • Zincirleme

Sıra, aşama ve hiyerarşi içeren psikomotor davranışlar kazandırması tekniğidir. Bu teknikte davranışların sırası önemlidir. Örnek olarak, Çay demlemek, yemek yapmak, otomobil kullanmak gibi. Dikkat edilirse, önceki adımın yapılmış olması sonraki adım için pekiştireç görevi gördüğü anlaşılmaktadır [6].

  • Batıl Davranış

Organizmanın sergilediği bir davranışın ardından gelen olumlu veya olumsuz sonucu davranışı ile ilişkili olmamasına rağmen davranışıyla ilişkilendirip (Batıl İnanış) bu davranışı daha fazla yapmaya başlaması veya yapmaktan kaçınması durumudur. Örneğin; Sakal tıraşı olarak çıktığı bir maçta 3 gol atan bir futbolcunun    sakalın uğur getirdiğini düşünüp, her maça sakal tıraşı olup çıkması [9].

  • Genelleme

Klasik koşullanmada uyarıcı genellemesi varken edimsel koşullanma sürecinde tepki genellemesinden bahsedilir. Öğrenmenin genellemesi; organizmanın bir durumda öğrendiği davranışı, benzer diğer durumlarda da kullanmasıdır. Tepki genellemesi ise gerçekleştirdiği davranışın ardından pekiştirilen organizmanın, zaman içinde pekiştirilmesini sağlayan davranışa benzer nitelikte yeni davranışlar ortaya koymasıdır [8].

  • Ara Verme

Bazen olumsuz davranış bireyin içinde bulunduğu durumdan, dönemden ya da çevresindeki uyaranlardan kaynaklanıyor olabilir. Bu durumda ortama, uyarana, duruma kısa süreli (5 – 10 dk.) ara vermek iyi bir tedbir olabilir. Ancak burada süre ve çocuğun uzaklaştırıldığı yer ceza anlamı taşımamalıdır. Ara vermenin temel amacı, çocuğun kısa bir süreliğine başka bir ortama alınarak tek başına kalması ve yaptığı davranışı sorgulamasıdır. Böylece kendisiyle yüzleşmesi sağlanır. Bu nedenle çocuğun uzaklaştırıldığı ortamda ilgisini çekebilecek herhangi bir uyarıcının olmamasına dikkat edilmelidir. Cezaya alternatif bir tedbirdir [8].

  • Ayırt Etme

Organizmanın bir uyarıcı durumunda o davranışı yapması başka bir uyarıcı durumunda o davranışı yapmaması. Ayırt etmenin olması için, bir davranış sadece belli bir ayırt edici uyarıcı durumunda pekiştirilmeli, diğer durumlarda pekiştirilmemelidir [5].

  • Ayırt Edici Uyarıcı

Skinner’e göre uyarıcılar tepkileri doğurur, edimleri doğurmaz. Ancak uyarıcılar edimlerin ortaya çıkışını belirleyebilir. Uyarıcı bu etkisini ayırt etme süreci yoluyla kazanabilir. Ayırt edici uyarıcının sunulması ya da ortamdan çekilmesine göre organizma belirli bir tepkide bulunduğundan Skinner bunu uyarıcı kontrolü olarak görmektedir. Örneğin öğrenciler her bir öğretmene farklı şekilde davranmaktadırlar. Çünkü her öğretmen öğrenciler için farklı ayırt edici özelliklere sahiptir. Bununla ilgili olarak ikinci tür öğrenme de tepki farklılığını öğrenmedir [10].

Tepki formu ya da tepkinin yoğunluğu, genişliği büyük ölçüde farklı pekiştirmelerle değiştirilerek tepki farklarının öğrenilmesi sağlanmaktadır. Ayırt edici uyarıcıyla ilgili olarak Skinner kutusuna dönecek olursak, hayvanı manivelaya basmaya koşullandırdıktan sonra deney düzeneği daha karmaşık hale getirilebilir. Örneğin, hayvan Skinner kutusunda sadece ışık yandığında yiyecek alıp, ışık yanmadığında yiyecek almamıştır. Bu koşullar altında ışık ayırt edici uyarıcı haline gelmiştir. Bu düzenlemeyle hayvan sadece ışık yandığında manivelaya basmayı ışık söndüğünde ise basmamayı öğrenmiştir. Böylece ışık manivelaya basma için işaret ipucu haline gelmiştir. Ayırt edici uyarıcı, ayırt edici edimi meydana getirir. Ayırt edici edim sadece belli durumlarda yani belli bir ayırt edici uyarıcıya yapılan edimsel tepkidir. Günlük yaşamda ayırt edici edimlerle ilgili birçok örnek vardır. Örneğin, karşılaşmak istemediğimiz bir arkadaşımızı (ayırt edici uyarıcı) gördüğümüzde, yolumuzu değiştirir (edimsel tepki) ve onu görmekten kurtuluruz (pekiştirici uyarıcı). Yolda karşıdan karşıya geçerken kırımızı ışık (ayırt edici uyarıcı) gördüğümüzde bekler (edimsel tepki) kaza geçirmekten kurtuluruz. Thorndike’ın çağrışımsal geçiş kavramı ile Skinner’in ayırt edici edim kavramları arasında büyük benzerlik bulunmaktadır. Ayırt edici edimle tepkisel koşullanma arasında ise çok az benzerlik vardır. Tepkisel koşullanmada tepkiyi bilinen bir uyarıcı doğurmakla birlikte tepki sonuçları tarafından kontrol edilmemektedir. Oysa ayırt edici edimde ayırt edici uyarıcı tepki için işaret olmakla birlikte organizma sadece pekiştirilen davranışı öğrenmektedir [10].

  • Sönme

Klasik koşullanmada olduğu gibi pekiştirilmeyen davranış söner. Ancak edimsel koşullanmada organizma aktif olduğu için pekiştirilmemesi halinde önce davranışta ani bir artış gözlenir. Bu artışa da sönme patlaması denir [4].

  • Alışma

Sürekli aynı pekiştireç kullanıldığında bir süre sonra bu pekiştirecin etkisi azalır. Alışma durumunda pekiştirme işlemi devam ettiği halde organizma artık tepki vermemeye başlar [4]. Daha önce çok sık pekiştirilen ya da sürekli pekiştirme tarifesi kullanmak yolu ile kazandırılan tepkinin şiddetinde bir süre sonra azalma görülebilir. Buna alışma etkisi denir. Bunun tam tersi olan tepkideki artma durumuna ise duyarlılaşma etkisi denir. Duyarlılaşmada, koşullanılan uyarıcıya başlangıçta daha az tepki verilirken, pekiştirecin hoşa gitmesi sonucunda koşullanılan uyarıcıya daha fazla tepki verilir. Davranış ortadan kalkmadan önce davranışın görülme sıklığında bir artış meydana gelirse buna sönme patlaması denir. Davranışın görülme sıklığındaki bu artış, sönmenin başladığının bir işaretidir. Davranışı sürdüren pekiştirece son verildiğinde bile davranışın aynı biçimde sürdüğü gözleniyorsa buna da sönmeye karşı direnç denir. Direnç, davranışın daha önce ne şekilde ve hangi pekiştirme tarifesi ile pekiştirildiği ile yakından ilgilidir [8].

Sönme, pekiştirme yapılmadığı için ortaya çıkar. Alışma ise pekiştirme yapılsa bile etkisinin azalması durumunda ortaya çıkar [8].

  • Kendiliğinden Geri Gelme

Sönmüş davranışın tekrar gözlenmesidir. Eğer bir davranış bir kez söndükten sonra hiç geri gelmiyorsa o davranış tamamen sönmüş demektir. Devamlı geri geliyorsa, organizma o davranışa çok dirençli demektir [5].

  • Alışkanlık Kazanma

Alışkanlık kazanma, rutin hale gelen etkinlik ya da kişilerde gözlenen alışkanlıkla eş değerdedir. Rutin haline gelen etkinliklerdir. Rutin hale gelen etkinlik ya da kişilerde olası değişikliklerin fark edilmemesine alışkanlık kazanma denir [8]. Alışkanlık haline gelen etkinlik ya da kişilerde meydana gelen olası değişiklikler genelde gözden kaçmaktadır [4].

Alışkanlıklar otomatiktir ve neredeyse düşünmeden yapılır. Yavaş yavaş (çok sayıda tekrar ile) oluşur ancak oluştuktan sonra oldukça kalıcı hale gelir. Alışkanlıklardan vazgeçmek zor olduğu için, insanlar genellikler alternatifleri göremezler ve yeni durumları değerlendiremezler [8].

  • Premack İlkesi

Organizmanın çok sık yaptığı ya da çok yapmak istediği etkinlikler az sayıda yaptığı etkinlikleri pekiştirmek için kullanılırsa Premack ilkesi gerçekleşir. Yani az sayıda yaptığı etkinliğin sayısını arttırmak için çok sayıda yaptığı ya da yapmak istediği etkinliğin pekiştireç olarak kullanılmasıdır [4]. Burada önce istenilen davranış sergilenmeli, daha sonra organizmanın yapmaktan hoşlandığı davranışa izin verilmelidir. Ödevini yaptığın zaman parkta oynayabilirsin, yumurtanı bitirdiğin zaman çokokrem yiyebilirsin, vb [8].

Eğitim ortamında öğretmenlerin öğrencileriyle yaptıkları yazılı ya da sözlü anlaşmalara bağlılık sözleşmesi denir. Premack ilkesinden farklı olarak koşulun çok ayrıntılı belirlenmesi ve az sayıda yapılan etkinlik – çok sayıda yapılan etkinlik ilişkisinin güdülmemesidir. Eğitsel değer taşıyan her konuda yapılabilir. Sözleşmeye uymak iyi öğrenci olmanın gereğidir [8].

  • Kendini Gerçekleştiren Kehanet

Bireyin, karşılaştığı insanları veya durumları değerlendirmesiyle, akıl ve ruh sağlığı arasında yakın bir ilişki vardır. Araştırmalar, başkaları hakkında beklenti içinde bulunan bireylerin, bu beklentilerle, onların davranışlarını şekillendirebileceğini göstermektedir. “Kendini Gerçekleştiren Kehanet” olarak bilinen bu fenomen, bir kişinin beklentisinin, başka bir kişinin davranışları üzerinde güçlü etkisi olduğunu ifade etmektedir. Bu bağlamda, çalışanlarından yüksek performans bekleyen yöneticilerin, onlar hakkındaki beklentilerini de yüksek tutması gerektiğini söylemek mümkündür [7].

  • Davranışta Kontrast

Pekiştirilen davranışların gücünde – sıklığında bir artış gözlenirken, pekiştirilmeyen davranışlar zamanla söner. Bu ikili arasındaki ilişki durumuna davranışta kontrast denir. Burada aynı davranış için artış ve azalış bir arada ortaya çıkmaktadır. Ayırt etmede ise davranış bir ortamda sergilenirken diğer bir ortamda sergilenmemektedir. Yani daha sık ya da daha az yapma yoktur. Selim, derslerde ilgi çekebilmek için gereksiz espriler yapmaktadır. Ayşe öğretmen Selim’in esprilerini bazen görmezden gelip bazen uyarıda bulunurken, Sevgi öğretmen her seferinde görmezden gelmektedir. Bir süre sonra Selim’in Ayşe öğretmenin dersindeyken bu tip davranışlarının arttığı, sevgi öğretmenin dersinde ise bu davranışları sergilemediği görülmüştür [8].

  • Zamanlama

Davranış ile pekiştirme arasındaki zamanın çok kısa olması (5-30 sn) gerekir. Zaman uzarsa davranış – pekiştireç bağı zorlaşır ve pekiştirmenin gücü azalır [11].

  • Yoksunluk

Edimsel koşullanma gerçekleşmeden önce organizmanın pekiştireç olarak kullanılacak şeye karşı bir süre yoksun bırakılması performansı arttıracaktır. Yani davranış sonunda yiyecek ya da su verilecekse organizmanın birkaç gün önceden belirli periyotlarla bu uyarıcılardan mahrum bırakılması, organizmayı davranışa daha iyi güdüleyecektir [4].

PEKİŞTİREÇLER

Ortama eklenip çıkarıldığı zaman bir davranışın yapılma sayısını ve sıklığını arttıran, azaltan uyarıcılara pekiştireç denir. Pekiştirme ise bir davranışın sıklığının belli bir uyarıcı sayesinde arttırılmasıdır [4].

Pekiştireçler etkilerine göre olumlu-olumsuz pekiştireçler, ihtiyaç türlerine göre ise birincil ve ikincil pekiştireçler olarak ikiye ayrılır.

  • Olumlu Pekiştireç:

Ortama eklendiği zaman davranışın yapılma sıklığını arttıran ve sürekli hale gelmesini sağlayan pekiştireçlerdir. Organizmanın istediği ve ona cazip gelen uyarıcılardır.

Birincil olumlu pekiştireçler organizmada fizyolojik ihtiyaçların karşılanmasını sağlar ve öğrenmeye bağlı değildir. Klasik koşullanmadaki koşulsuz uyarıcıdır.

İkincil olumlu pekiştireçler ise fizyolojik ihtiyacı karşılanmadığı halde yine de organizmanın sahip olmak istediği pekiştireçlerdir.

  • Olumsuz Pekiştireç:

Ortama eklendiğinde davranışın sıklığını azaltan uyarıcılardır. organizmayı rahatsız eder. İki çeşittir. Birincil olumsuz pekiştireçler fizyolojik zarar veren pekiştireçlerdir. İkincil olumsuz pekiştireç ise fizyolojik zarar vermeyen fakat organizma tarafından istenmeyen pekiştireçlerdir [4].

CEZA

Bir davranışın yapılma sıklığını azaltmak ya da ortadan kaldırmak için ortama ya istenilmeyen bir uyarıcının verilmesi ya da ortamdan istenilen bir uyarıcının çekilmesi şeklinde yapılan işlemdir. Ceza, yapılan işleme göre I. Tür ve II. Tür olmak üzere iki gruba ayrılır [12].

  • I. Tür Ceza

Bir davranışın sıklığını azaltmak için ortama istenilmeyen/hoşa gitmeyen bir uyarıcının verilmesi işlemidir. Hakaret etme, azarlama, fiziksel ya psikolojik şiddet uygulama, asık bir yüz ifadesiyle bakma, işine geç gelen memura uyarı cezası verilmesi I. tür ceza kapsamında değerlendirilebilir [12].

  • II. Tür Ceza

Bir davranışın yapılma sıklığını azaltmak ya da ortadan kaldırmak için ortamdan hoşa giden uyarıcının alınması işlemidir. Örneğin, kardeşini rahatsız eden bir çocuğa babasının daha önce verdiği harçlığı kesmesi, televizyon izlemesini kısıtlaması, işine geç gelen ve daha önce uyarı alan bir memura maaş kesim cezası verilmesi, bir kişinin faturasını ödemediği için hattının kesilmesi II. tür ceza kapsamında değerlendirilebilir [12].

KAYNAKLAR

  1. Olkun, S., & Uçar, Z. T. (2009). İlköğretimde etkinlik temelli matematik öğretimi.
  2. EDİMSEL KOŞULLANMA- https://acikders.ankara.edu.tr/pluginfile.php/47624/m od_resource/content/0/Edimsel%20ko%C5%9Fullanma.pdf
  3. Edimsel Koşullanma- http://materyaltasarimi.weebly.com/uploads/4/8/5 /0/4850273/h3_2_edimsel_ko%C5%9Fullanma__1_.pdf
  4. Edimsel Koşullanma Temel Kavramlar- kpsskonu.com/egitim-bilimleri/ogrenme- psikolojisi/edimsel-kosullanma/#:~:text=Edimsel%20davranışta%20tepkisel%20da vranıştan%20farklı,yapılan%20davranışa%20göre%20uyarıcı%20verilir.&text=Yani%20davranışı%20ortaya%20çıkarttığı%20sonuçları%20kontrol%20eder.
  5. Öğrenme Psikolojisi- bilgeler.net/etiketler/kendiliginden-geri-gelme/
  6. Edimsel Koşullanmanın Diğer Kavramları- https://egitimbilimlerinotlari.com/edimsel-kosullanmanin-diger-kavramlari/
  7. Balcı, Oktay. (2018). KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET KAVRAMINI ANLAMAK. The Journal of Social Sciences. 30. 500-510. 10.16990/SOBIDER.4467.
  8. Edimsel Koşullanma- https://remcdbcrb.org/edimsel-kosullanma/
  9. Edimsel Koşullanma 3- https://www.uzmanhocam.com/edimsel-kosullanma-3-skinner-yds-11286×42?id=11286&xcat=2557
  10. Skinner ve Edimsel Koşullanma- antalyaozelegitim.com/blog/aba-davranis-terapisi/skinner-ve-edimsel-kosullanma.html
  11. Edimsel Koşullanma- https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/mbozmen/1346 55/ED%C4%B0MSEL%20KO%C5%9EULLANMA.ppt
  12. Edimsel Koşullana Prosedürleri ve Ceza- https://avys.omu.edu.tr/storage /app/public/mkurt/63126/Ceza.pdf
  13. Skinner’ın Mucizevi Kutusu | Edimsel Koşullama Nedir?- http://psikolezyum.com/edimsel-kosullama-nedir/
Bugün 1, bugüne kadar toplam 92 kez ziyaret edildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir