Ömrümüzden bir ramazan ayını daha geride bıraktık. Bize hep anlatılan yazın ortasında oruç tutmayı yaşamaya başladık bu sene. Tam olarak yazın ortasına gelmese de, büyükler abarttığınız kadar da yokmuş hani.:) Şaka bir yana fiziksel gücün ön planda olduğu işlerde insanların zorlandıkları açık. Ama ne yapalım zorluğu arttıkça kıymeti de artıyordur. Gerçekten hoş bir ramazan ayı idi. Hem ramazan olmasa birçok tanıdıkla aynı sofraya bir ay içerisinde nasıl oturacaktık. Bereket ayı deniyor ya hani..gerçektende öyle. Bu ay içerisinde yediklerimizi başka ne zaman yiyoruz? 🙂 Acısıyla tatlısıyla demiyorum, çünkü ramazandan geriye güzellikler kaldı hep. Bu sene de uğurladık. Eee şimdi bayram zamanı… Bayramınızı en içten dileklerimle kutluyorum. Nicelerine ulaşmayı nasip etsin. Selametle… 😉
Yıllık arşivler: 2009
Kifayetsiz muhterisler ve ‘cahil cesareti’
-Niteliksiz insanlar, niteliklerini abartma eğilimindedir.
-Niteliksiz insanlar, gerçekten nitelikli insanların niteliklerini görüp anlamaktan da acizdirler.
-Eğer nitelikleri, belli bir eğitimle artırılırsa, aynı niteliksiz insanlar, niteliksizliklerini n farkına varmaya başlarlar.
Peter Prensibi: Her çalışan, iş ortamında yetersiz olduğu noktaya kadar yükselir, der. Bunun doğal sonucu olarak, yüksek makamlar daima yetersiz insanlar tarafından işgal edilir.
Kifayetsiz muhterisi nasıl tanırsınız?
1- Gücünü delegasyon bahanesinden alır. Ekibinin orkestra şefi havalarına girer.
2- Çok gürültü patırtı eder, çok şey yapıyormuş havası estirir.
3- Koridorlarda hızlı hızlı, düşünceli edayla yürür.
4- “Beşer şaşar” diye düşünür. Ama genellikle şaşan beşer başkası değil, kendisidir.
5- Ne olursa olsun, hazırlıklıymış, olacakları önceden biliyormuş gibi davranır.
6- Üstlerine karşı son derece kibardır; altındakilere (özellikle de en çok ihtiyaç duyduklarına) kötü muamele eder.
8- İlk denemede başarılı olamazsa, başarısızlığının belgelerini yok etmeyi unutmaz.
9- Talimatlarını post-it ile, e-postayla verir böylece astlarıyla yüzleşmekten kaçar.
10- Toplantılarda son sözü mutlaka o söyler, gerekirse başkasının sözünü tekrarlamak pahasına..
Trigger nedir , nasıl kullanılır ?
Bilindiği üzere trigger’lar tetikleyici olarak adlandırılırlar. Peki tetikleyici ne demek; veri tabanınız üzerinde herhangi bir transactional işlem yani delete, insert, update işlemi yaptığınız anda veri tabanınızın istediğiniz başka bir işlemi otomatik olarak kendisinin gerçekleştirmesidir. Varsayalım veri tabanımızdaki tablolardan biri, bir diğerine bir sutünla bağlı. Bu sütundan bir veri silindiğinde diğer tablomuzda bu silinen verilerin bulunduğu kayıtların da silinmesi isteniyor. Böyle bir durumda yapacağımız olay ilk tablomuz için bir trigger yazmaktır. Böylelikle bu tablodan bir veri silindiğinde, trigger otomatik olarak çalışacak ve diğer tabloya gidip ilgili kaydı silecektir. Trigger’lar işlerimizi kolaylaştırabileceği gibi karmaşık bir veritabanı için çok iyi kontrol edilmezlerse, çok büyük sıkıntılara da yol açabilirler. Trigger’ların yazım şekli aşağıdaki gibidir. Trigger oluşturuluyorsa CREATE, oluşturulmuş bir trigger değiştiriliyorsa ALTER deyimi kullanılır. AFTER deyiminden sonra ise tabloya yapılacak hangi işlemden sonra bu trigger’ın tetikleneceği belirtilir.
( tsql )
CREATE / ALTER TRIGGER trigger’a vereceğimiz isim
ON trigger’ı kullanacağımız tablo
AFTER INSERT/UPDATE/DELETE
AS
BEGIN
trigger’ın çalışması halinde yapılacak işlemler
END
İlk bilgisayar Bug’ı
Kaynak:Anı ve Fotoğraflarla Bilişim Tarihimiz – Akdoğan Özkan
Trojan-Downloader.JS.Iframe.boi
Dün sabah bloğumu açtığımda antivirüsüm trojan uyarısı verdi. Bilindiği üzere trojanlar, diğer adıyla truva atları bilgisayarın bir başkası tarafından uzaktan kontrol edilmesini sağlıyor. Yani başka bir deyişle büyük bir güvenlik açığı. İlk başta baya bi stres yaptım, ve nedenini anlamaya çalıştım. Antivirüsümün raporlarını incelediğimde, ‘Trojan-Downloader.JS.Iframe.boi‘ ismini ve bu trojanın ‘http://wau.tynt.com/javascripts/TyntLite.js?user=3b3t0g43o5j‘ kaynaklı olduğunu gördüm. Kaynağın sonundaki user kısmı farklı olarak birkaç tane ayrı kaynak gösteriliyordu. İnternette yaptığım araştırmalar sonucunda, bloğuma scriptini eklediğim bir istatistik sitesiyle, kaynak gösterilen sitenin bir ilişkisinin olduğunu gördüm. Daha sonra bu scripti silerek bloğuma girmeyi denediğimde hiç bir uyarıyla karşılaşmadım. İşin garip tarafı bu scripti uzun zamandır kullanıyorum. Sanırım sıkıntı dün itibariyle başladı. Aslında güvenmediğim sitelerden script eklemesi yapmam, bu scripti eklediğim sitenin güvenilir bir site olduğunu düşünmüştüm. Belki problem direk onlardan kaynaklanmıyordur.Açıklarını bulan başka birileri de yapmış olabilir yani. Aslında bu güzel bir de ders oldu benim için, bu tür eklentileri yaparken daha dikkatli olmak gerektiğini anladım, iyice araştırmak gerekiyor.
Gözlerin
Şiiri okumasını ve özellikle dinlemesini çok seven biri olarak zaman zaman bloğumda yüzümde hoş bir tebessümünün müsebbibi olan yada kalbimi sızlatan şiirleri paylaşmak istiyorum.
GÖZLERİN
Düşlerin parlayıp söndüğü yerde
Buluşmak seninle bir akşam üstü
Umarsız şarkılar dudağımda bir yarım ezgi
Sığınmak, gözlerine sığınmak bir akşam üstüGözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemiBir orman bir gece kar altındayken
Çocuksu, uçarı koşmak seninle
Elini avcumda bulup yitirmek, yitirmek
Sığınmak, ellerine sığınmak bir gece vaktiEllerin bir martı, telaşlı ve ürkek
Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelkenBir kenti böylece bırakıp gitmek
İçinde bin kaygı, binbir soruyla
Bitmemiş bir şarkı dudağında bir yarım ezgi
Sığınmak, şarkılara sığınmak bir ömür boyuGözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken
Zülfü Livaneli
Microsoft Yaz Okulu’nun ardından…
Cuma gün itibariyle MS Yaz Okulu’nu tamamladık..dün akşamda Kayseri’ye döndüm. Ankara’da kaldığım süre içerisinde bazı konularda tecrübe edindiğimi düşünüyorum, benim için verimli bir dönemdi. Hem XNA’de ilk oyun tecrübemi de yaşamış oldum.:P Gazi’li arkadaşlara ev sahipliklerinden ötürü teşekkür ediyorum. Ayrıca katılan tüm arkadaşlarla da tanıştığım için çok memnunum. Bundan sonrası için iletişimi koparmayacağımızı düşünüyorum. Yaz okulunda zaman zaman tuttuğum notları da şöyle bir toparlayıp paylaşmayı da düşünüyorum ayrıca.
Ankara ve Microsoft Yaz Okulu
Yaklaşık üç haftadır Ankara’dayım ve öyle görünüyor ki en az üç hafta daha burada kalıcam.Yazmayalı bayağı da oldu esasında,yazmak istiyordum ama bir türlü olmadı.Kısmet bugüneymiş.Ankara’da kaldığım süre içerisinde hem katılma şansı yakaladığım (http://www.msakademik.net/yazokulu09sonuc.aspx ismim yanlış yazılmış :)) )Microsoft Yaz Okulu’na devam ediyorum , hem de müsait zamanlarda bilişim şirketlerinin güncel olarak kullandığı ama okulda bize gösterilmeyen bazı teknolojiler hakkında bilgi edinmeye çalışıyorum.Tabi bu çok detaylı değil,teknolojiler hakkında yüzeysel bilgiler.Microsoft’un yaz okulu bu hafta başladı,beklediğim gibi de geçiyor.Bir aylık bir dönemde hızlandırılmış kurs havasında,yeni bilgiler edinip eskilerini tazeliyoruz.Microsoft’un alanlarında uzman MVP’leriyle (Most Valuable Professional) tanışıp sohbet imkanı yakalıyor ve tecrübelerinden yararlanmaya çalışıyoruz.Gelelim Ankara’ya,Ankara iyi,hoş..ama Kayseri’nin sakinliğine alışmış biri için çok bi atraksiyonlu :P. Büyük şehirliğini belli ediyor.Ankara’ya daha önce geldiğimde gezme fırsatı bulamadığım Anıtkabir’i de gezdim bu kez.Gidilip görülmesi gereken bi yer tavsiye ederim.Dediğim gibi en az üç hafta daha burdayım..sonrası kısmet :).Ama gitmeden önce gezilmesi gereken yerleri gezmek istiyorum ,daha zamanımda var..bi kaç yer belirledim şimdiden ama tavsiyelerinizi de alabilirim. 😉